Ülke tarihinin, İstanbul’un ve kişisel hafızamızın sahnesi Beyoğlu’nu, profesyonel rehber Özge Ozan eşliğinde adımlıyor, o çok sık dile getirilen “Nerde o eski Beyoğlu?” sorusunu hatırda tutarak bugün Beyoğlu’na dikkatle bakmak için yürüyoruz. İstanbul’un kültürel çeşitliliğini yüzlerce yıl yaşatan, çok katmanlı sosyal, ekonomik, kültürel, mimari miras taşıyan bir hafıza mekânı olan
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde Hatay, Maraş, Adıyaman başta olmak üzere 15 milyona yakın nüfusun yaşadığı 11 ilde büyük bir yıkım yaşandı. Resmi verilere göre 53 bin 537 kişi yaşamını yitirdi, 107 bin 213 kişi yaralandı. Deprem güvenli kentler, deprem güvenli yapılar tesis edilmediği için her
Politeknik, 31 Mart yerel seçimlerinde göreve seçilen CHP’li ve DEM Partili mühendis, mimar, plancı belediye başkanlarına mektup yazdı. Politeknik, 31 Mart yerel seçimleriyle birlikte belediye başkanlığı görevine gelen meslektaşlarına seslendi, başkanlara mesleki sorumluluklarını hatırlattı, dayanışma çağrısı yaptı. Kentlerin derinleşen sorunlarının çözülmesinde mühendis, mimar, şehir plancısı belediye başkanlarına görevler düştüğünü belirten
Mega kentlerde yaygın yaşanan kira/konut/barınma krizi kentte yaşayanların önemli gündemlerinden birisi. Elbette bu krize neden olan temel faktör iktidarın ekonomik düzlemdeki politik tercihleri. Bu koşullarda yerel yönetimler de barıma krizine karşı kamusal çözümler üretecek herhangi politikaya sahip değil. Barınma hakkı ve sosyal konutlar Kent hakkı; sosyal, mekansal ve ekonomik açıdan
Gıda fiyatlarının artmaya devam ettiği, kentlilerin gıdaya erişiminin zorlaştığı bir dönemde yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz. Gıdaya erişim temel bir insan hakkıdır, halk sağlığıyla da doğrudan ilişkilidir. Gıdanın güvenliği, erişilebilirliği kentte yaşayanların sağlığını etkiler. Türkiye’de yerel yönetimler tarımsal üretim, gıda güvenliği, gıdaya erişim konusunda herhangi bir politikaya sahip değil. Kentin iklim
Kentlerin süregelen hızlı büyümesi ve yayılmacı karakteri, ulaşım sistemlerine dair stratejik önemi daha da belirginleştirmektedir. Artan nüfus ve genişleyen kentte, günlük yaşamı sürdürebilmek ve temel ihtiyaçları karşılayabilmek için ulaşım araçlarına ihtiyaç duyulur. Kentsel ulașım planlarının temel amaçları ve öncelikleri, ulaşım hizmetinin erişilebilir, konforlu, sağlıklı ve güvenli sağlanmasıdır. Kentliler için sağlıklı,
Kentsel dönüşümün, yapı dönüşümlerinin olmadığı bir kent yok artık ülkede. Yapılar dönüştürülüyor, imara açılan alanlarda yeni yapılar inşa ediliyor, kentlerin silueti hızla değişiyor. Eski yapıların etrafında yıllar içinde oluşmuş yeşil doku, yıllanmış ağaçlar kentsel dönüşüm zorbalığıyla yok ediliyor. Kent fizik mekanı; doğal, kültürel, tarihi, sosyal ve yapay ögeleri içinde barındıran
Türkiye deprem kuşağında yer alıyor ve 18 kent aktif fay hatları üzerinde bulunuyor. Deprem güvenli kentleri, yapıları inşa etmek, planlamak zorunluluk. Bu merkezi ve yerel yönetimlerin ortak görevi. Ülkenin çürük yapı stoğu göz önüne alındığında yerel yönetimlerin depremle ilgili iktidarı beklemesi, iktidarın engellerini gerekçe göstermesi mazur görülemez. İnisiyatif almak zorundalar.
Türkiye su varlıkları konusunda her yıl daha fazla sorun yaşayan ülkelerden biri. İklim kriziyle birlikte artan kuraklık, su varlıklarının tahrip edilmesi, yapılaşma/sanayi/madencilik/enerji projeleri nedeniyle oluşan kirlilikler temiz suya erişimi zorlaştırıyor. TÜİK verilerine göre 2022 yılı itibarıyla belediyeler su varlıklarından 6,7 milyar m3 su çekti. Suyun %43’ü barajlardan, %29,1’i kuyulardan, %16,5’i
Yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz. Kentlerin ciddi ve derinleşen sorunları var ve bu sorunlar toplumsal iyilik halini, kentlerde yaşayanların sağlığını etkiliyor. Rejimini, ekonomisini inşaat sektörüne dayamış bir ülkede yerel yönetimler de/kent politikaları da bu eksende şekilleniyor. Yerel seçimler ülkedeki siyasi kapışmanın ve kutuplaşmanın bir aşamasına dönüşüyor. Bu gerçek ne yazık ki
Orman yangınları pek çok ülkenin karşı karşıya kaldığı bir gerçek. Türkiye açısından da öyle. Yangınlar, önleme/müdahale etme faaliyetlerinin niteliksiz ve yetersiz olması sebebiyle her zamankinden daha fazla gündemimizde yer almaya başladı. Türkiye’de orman politikalarıyla ilgili pek çok şey değişti. Ormanını, sincabını, kuşunu, toprağını seven, koruyan herkes için bu değişiklikler sebebiyle
Depremin ardından milyonlarca insan yaşadığı konutları sorguluyor. Deprem bekleyen İstanbul’da halkın tedirginliği de, çare arayışı da hızlanıyor. AKP iktidarı 20 yılda, Türkiye bir deprem ülkesi olmasına rağmen yapıların deprem güvenliğini sağlamadı. Deprem gündemini kentlerde rantı yüksek yerleşim alanlarında inşaat patronlarına rant yaratacak biçimde kullandı. İstanbul’da milyonlarca insan deprem güvenliği olmayan
İstanbul’da kimi zaman konuşulan, düşünülen ancak Kahramanmaraş depremi ile birlikte gündeme oturan bir soru var: Oturduğum bina depreme dayanıklı mı? Depremin ardından, inşaatı son 10 yılda tamamlanmış yapıların dahi enkazına şahit olan İstanbul halkı kendi barındığı yapılar hakkında kaygılı. İstanbul, zemin etütleri yeterli şekilde yapılmadan, yapı denetim süreçleri şeffaf ve
Maraş depremleri on ili etkiledi. Çok büyük bir alanda çok büyük bir yıkım meydana geldi. Bu yıkımı doğrudan yaşayanlar, yıkımın yol açtığı felakete karşı emeklerini seferber edenler, Türkiye’nin her bir tarafında kalbi, depremden etkilenen bölge halkları için atanlar, AFAD’ın sorumlusu olduğu arama kurtarma çalışmalarının önce yokluğunun, çok sonra yetersizliğinin acısını
Türkiye bir kez daha depremlerle büyük yıkım yaşıyor. Deprem çok şiddetli, geniş bir alanda etkili. Bir acil durum olan depreme hazırlıksızlık, deprem sonrasına ilişkin plansızlık yıkıma, kayıplara, acılara yol açıyor. Bugün (6 Şubat 2023) sabaha karşı 04:17’de meydana gelen Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depreminin büyüklüğü Mw:7.7 (Kandilli), Mw:7.8 (USGS ve EMSC)
İstanbul Belgrad Ormanları’nın başlangıcı sayılan ve Serdar Bilgili – Doğuş Grubu tarafından 29 yıllığına kiralanan Fatih Ormanı yine İstanbulluların gündeminde. Fatih Ormanı, nam-ı değer Park Orman. Geçmişte konserlerin yapıldığı ve 2010 yılından bu yana şirketlerin kıskacına alınan Fatih Ormanı’na ne yapılmak isteniyor? Bugüne nasıl gelindi? Yıllardır ormanı savunanların itirazı ne?
Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan Çanakkale Köprüsü bugün açılıyor. “Kuleleri kırmızı beyazlı, 3’üncü ayın 18’ine atfen 318 m yükseklikli, kuleler arası açıklığı ile dünyanın en uzun asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü…” Bu köprü projesi için yıllarca garanti geçiş ücreti ödenecek, şirketler halk tarafından finanse edilecek, kamu ağır bir yük daha üstlenecek. Soyguna
İstanbul’un en önemli meydanları için projeler üretiliyor. Kentsel tasarım projelerinden bazıları yarışma ile bazıları da belediye tarafından doğrudan uygulamaya alınıyor. İstanbul’da merkezi akslardaki meydanların düzenlenmesine gerek olduğu çok açık. Ancak bu kadar önemli odak alanlar tekrar planlanırken işletilen süreçler ve uygulamaların niteliği de tartışma konusu. Beşiktaş Meydanı bu meydanlardan birisi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kabataş ve Fındıklı’nın geleceğini gündemine aldı. İBB, yaptığı anket ile Kabataş için İstanbulluların taleplerini topladı. Aralarında Politeknik’in de yer aldığı meslek insanları, bilim insanları topluluğu ile 15 Eylül’de Kabataş Çalıştayı yaptı. Çalıştayın devam edeceği de belirtildi. Kabataş Martı Projesi’nin yarattığı tahribatın ardından bütünleşik bir kent-kıyı ilişkisini
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘İstanbul Meydanlarına Kavuşuyor’ çalışmasının bir parçası olan Taksim Meydanı Kentsel Tasarım Yarışması sonuçları açıklandı. Taksim Meydanı, Gezi Parkı ve çevresi olmak üzere yaklaşık 160 bin metrekarelik alanı kapsayan uluslararası yarışmaya katılan 146 proje arasından seçilen 3 proje halk oylamasına sunulacak. Kentte yaşayanların, yıllardır türlü müdahalelerle tahrip edilen