İstanbul halkı: Oturduğum bina depreme dayanıklı mı?* – Politeknik
Spread the love

İstanbul’da kimi zaman konuşulan, düşünülen ancak Kahramanmaraş depremi ile birlikte gündeme oturan bir soru var: Oturduğum bina depreme dayanıklı mı?

Depremin ardından, inşaatı son 10 yılda tamamlanmış yapıların dahi enkazına şahit olan İstanbul halkı kendi barındığı yapılar hakkında kaygılı. İstanbul, zemin etütleri yeterli şekilde yapılmadan, yapı denetim süreçleri şeffaf ve bilimsel olarak yürütülmeden inşaatı tamamlanan yapılarla ve dahası plansız imara açılan alanlarla çevrili.  Yaşadığımız kentin 20 milyonu aşkın nüfusuyla bir deprem çıkmazı olduğu konusunda herkes hemfikir. Her ne kadar canlı yayınlarda merkezi yönetim “İstanbul depremine hazırlanmıştık biz aslında” gibi demeçler verse de kentliler buna inanmıyor.

Hepimiz, barındığımız, çalıştığımız, eğitim gördüğümüz güvenli ve nitelikli yapı stokları talep ediyoruz. Mevcut yapılar hakkında şeffaf ve bilimsel bilgileri edinme hakkı bu talebin en başında geliyor. Bunun kamusal bir hizmet olması gerektiği aşikâr. Peki süreç nasıl işliyor?

İBB bina tespit taramaları 2 yıldır aktif şekilde sürdürülmekte. Bu sürede yapılan tarama sonucu envanteriyle birlikte İstanbul’da 90 bin konut ve iş yerinin yıkılma tehdidiyle karşı karşıya olduğu açıklanmıştı.

İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı’na son 6 gün içerisinde kiracı ve mülk sahiplerinden toplam 40 bin adet online başvuru oldu. Bina tespit çalışması ile öncelikli olarak 2000 öncesi yapılar incelemeye alınıyor.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı, Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe bir ayda 3 bin 500 yapı adedinin kontrolünün sağlanabileceğini ve Gaziantep’ten dönen ekiple birlikte bu sayının ikiye katlanacağını duyurdu. Başvuruların katlanarak artacağını ve daha sırada 1999 sonrasında inşaatı tamamlanan yapıların olduğunu da göz önüne alırsak birkaç yılı aşkın bir sürede tarama faaliyetlerinin tamamlanacağını öngörebiliriz.

Kentliler başvuru formlarını doldururken barındıkları yapı hakkında mülk sahipleri kadar söz hakkına sahip değil. İBB, başlangıçta kira kontratı ile yapılabilen bina tespit başvurularını özel mülkiyetin korunması ve hakları nedeniyle şu an için askıya aldı. Peki özel mülkiyetin korunması, kentlilerin güvenli konutlarda barınma ve yaşam hakkından daha mı önemli?

Ekrem İmamoğlu, sosyal medyada paylaştığı videoda “İstanbullulara çağrımdır, riskli yapıları taramamıza izin verin. 1999 öncesi yapılan 107 bin binadan sadece 29 bini mülk sahiplerinin izni ile taranabilmiştir” açıklamasıyla yapı maliklerine çağrıda bulundu. Bu izin alma çağrısı kuşkusuz çaresizcedir çünkü depreme dayanıksız yapı stokunun büyük çoğunluğunda kiracılar yaşamakta ve mülk sahipleri binalarının emlak ve kira değerlerinden kaygılandıkları için hasarlı yapının raporlarla kayıt altına alınmasını istememekte. Yani kentlinin güvenli barınma hakkında edineceği şeffaf bilgilere erişimi kısıtlanmıştır.

Peki İBB’nin bina tespit süreçleri teknik açıdan nasıl işliyor?

Deprem analizi çalışmaları, İBB/ İstanbul Şehircilik Atölyesi Şube Müdürlüğü tarafından hızlı tarama teknikleri ile yürütülüyor. Çalışmanın amacı, binaların risk sıralamasını belirlemek ve kentlilere binalarının deprem güvenlik düzeyleri hakkında genel bir değerlendirme sunmak. Süreç boyunca herhangi bir ücret talep edilmiyor. Bu taramanın teknik detaylarını adım adım inceleyelim:
1. Bina rölövesi ve ölçülerinin tespit edilmesi
2. Beton çekici ile 5 kolonda eşdeğer beton basınç dayanımının belirlenmesi (Schmidt Çekici)
3. Donatı tespit cihazı ile bir kolonda donatı oranının belirlenmesi
4. Binada belirlenen kolon ve perdelerde sıyırma yapılması
5. Binaya ait düzensizliklerin tespit edilmesi

Bilgilerin toplanmasının ardından yapılan mekanik hesap sonucunda binanın, bulunduğu noktada binaya etkimesi öngörülen yer ivmesi seviyesinin % kaçını karşılayabildiği belirlenmektedir. Bu süreçte binaya özel bir zemin etüdü yapılmamakta, bölge bazlı önceden belirlenmiş zemin özellikleri göz önüne alınmaktadır.

Konutuma riskli yapı tespiti yapıldı, şimdi ne olacak?

Diyelim ki bu tarama sonucunda kirada oturduğunuz ya da yapı maliki olduğunuz bina depreme dayanıksız raporu aldı, bu taramaya istinaden D ve E grubunda olduğu belirlenen binaların ‘’Yüksek ve Çok Yüksek Riskli’’ grubunda olması sebebiyle ilçe belediyelerle durum paylaşılmakta ve binaların gerekli deprem güvenlik seviyesini karşılayacak şekilde güçlendirilmesi veya yenilenmesi önerilmektedir. Bu rapor sonucunda bazı ilçe belediyelerinin binada oturanlara ve işyeri sahiplerine tahliye için ihbar çektiği bilinmekte. Ancak İBB ya da ilçe belediyesinin yapıya sadece bu rapora istinaden yıkım kararı çıkarma yetkisi olmayıp mühürleme ve tahliye yetkisi bulunmaktadır. Bugüne kadar ilçe belediyeler tarafından, yalnızca hiçbir deprem olmaksızın kendiliğinden yıkılacağı söylenen 318 bina için tahliye kararı uygulandı.
Şimdilik bu süreç ağır işliyor, sonuçlarının ise ne olacağı belirsiz.

İBB’nin bina tespit incelemesi, ayrıntılı bir durum raporu değildir. Toplanan bilgilerin binanın genelinde geçerli olduğu kabul edilerek hesaplamalar yapılmaktadır. Daha detaylı bir yapı tespiti için ‘bina performans analizi’ yaptırılır. İnşaat mühendisleri bu ayrıntılı incelemeyi yapabilir.
Bu çalışmada ek olarak binada yapılan işlemler şunlar: (Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018’e göre)
• Taşıyıcı sistemden karot numunesi alınır. (Beton kalitesi tespit edilir.)
• Taşıyıcı sistemde donatı tespiti yapılır
• Detaylı rölöve çalışması yapılır. (Eksik yapı elemanları tespit edilir.)
• Zemin etüd raporu hazırlanır.

Riskli yapı tespiti bakanlıkta, yapı denetim şirketlerinde

Riskli bina tespiti, Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamında yapılır. Kentsel Dönüşüm Yasası’nın hak ve muafiyetlerden yararlanmak (kira yardımı, taşınma yardımı, harç muafiyetleri vb.) ve kesin risk durumunu tespit etmek için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış kuruluşlarca (yapı denetim firmaları) binaların ayrıntılı incelenmesi gerekmektedir.
Bu riskli yapı tespiti sadece yapı malikleri tarafından ücret karşılığı özel yapı denetim firmalarına yaptırılabilmektedir. Sonuca bağlı olarak çıkan yıkım kararı doğrultusunda bina 15 gün içerisinde zorunlu olarak tahliye edilmekte ve yıkım süreci başlatılmaktadır.

Bina durum tespit çalışmaları hakkında detaylı bilgi almak için İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)’na ait bilgilendirme broşürüne buradan ulaşabilirsiniz. İBB’ye ait bina tespit tarama çalışmalarına başvuru için forma buradan ulaşabilirsiniz.

Deprem güvenli kentlerde, deprem güvenli yapılarda yaşamak hakkımız

İstanbul’da kentliler için durumu özetlersek; hepimizin kafası karışık ve bu çıkmazın çözülebileceğine dair soru işaretleri oldukça fazla. İBB binalarımızın risk oranını tespit edebilir. Tespit sonucu riskli binalarda yaşayan kentlilere güvenli bir konut sunulmuyor. Özellikle kiracılar, yüksek kiralar ve konut fiyatları sebebiyle ciddi bir ikilem yaşıyor. Kentte güvenli barınma bir kriz boyutunda.

Deprem tehlikesine, barınma/konut krizine hapsolarak yaşamak zorunda değiliz. Deprem güvenli kentlerde, güvenli ve nitelikli konutlarda barınma, yaşama hepimizin hakkı. Talep etmek de hakkımız. Israrla mücadele edeceğiz.

*İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Özlem Tut, yazının yayımlanmasından iki gün sonra binaların risk durumunu tespit etmek amacıyla yapılan hızlı tarama için kiracıların da başvuru yapabileceğini duyurdu. 2000 yılı sonra inşa edilen yapılar için de başvuru alınacak.

Politeknik


Spread the love