7 Haziran`da yapılacak genel seçimler öncesinde bir taraftan Rus şirketin reklamları, diğer taraftan AKP`nin propaganda filmleriyle “milli ve temiz” enerji olduğu iddia edilen nükleer santrallarla ilgili uluslararası kuruluşların dahi kaygı içerisinde olduğu ortaya çıktı. Kendi halkının, meslek örgütlerinin ve bilim insanlarının uyarılarını görmezden gelen AKP iktidarı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı`nın
Yaşıyorsak ve hala nefes alıyorsak, bilinmelidir ki o güzel çocukların gülen yüzü hürmetinedir! Herkes biliyor, son iki yıldır artık farklı bir ülkede yaşıyoruz. Havası, suyu, sesi, kokusu farklılaştı bu ülkenin. İktidarı, muhalefeti, meslek odası, sendikası, genci, yaşlısı, işçisi, işsizi, Türkü, Kürdü artık farklı… Kabul eden için de etmeyen için de
Akkuyu`da sahip olacağı ve garantili elektrik satacağı nükleer santral ile ilgili “milli ve temiz” yalanlarıyla iktidara gizli seçim propagandası yapan Rus şirketin reklamlarının ardından AKP`nin 7 Haziran seçimlerine yönelik nükleer propagandası devreye sokuldu. AKP`nin propaganda filminde, kahvedeki iki kişinin konuşmasında nükleer santral taraftarının karşıt olan kişiyi ikna süreci ekranlara yansıtılıyor.
Bursa`da Renault işçileriyle başlayan direniş önce Tofaş, ardından Coşkunöz, Mako, Ford Otosan gibi fabrikalara yayılmış; MESS ve onun güdümündeki Türk Metal Sendikası`nın dayattığı toplu iş sözleşmesine, MESS`e ve işbirlikçi Türk Metal`e karşı eyleme geçen işçiler, üretimi durdurarak, sömürü düzenine karşı başlattıkları mücadele ile kararlılıklarını ortaya koymuşlardır. 7 gündür süren ve
Bursa Renault fabrikasında başlayan direniş dalga dalga yayılıyor. İşçi sınıfı sarı sendikalara rağmen hak arama mücadelesini sürdürüyor. Ne oldu? Bosch işçileri, işveren sendikası MESS ile işverenlerin “işçi sendikası” Türk Metal arasında yapılan grup toplu sözleşmesinden farklı olarak zam aldılar. Oysa üç yıl önceki toplu sözleşmede ek zam isteyen Renault işçilerini
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen mevzuat değişiklikleriyle hayatımıza giren “Çevre Görevlisi” kavramı, dört yıllık lisans eğitimi sonucu hak kazandığımız Çevre Mühendisliği meslek alanını, birkaç günlük bir eğitim ve sınavla farklı meslek gruplarına açmıştır. Başlı başına bir meslek alanı gaspı oluşturan bu durumla da yetinilmemekte; Çevre Mühendisi ünvanına hak kazanmış
Elektrik Mühendisleri Odası olarak, Renault, Tofaş başta olmak üzere metal iş kolunda haklı taleplerinin göz ardı edilmesine karşı işçilerin gösterdikleri direnişi destekliyoruz. Metal işçileri, bugün susturulmuş olan çalışanların sesini yükselten örnek bir direniş olarak tarih yazmaktadırlar. Türk Metal Sendikası’nın Metal Sanayicileri İşverenleri Sendikası (MESS) ile yaptığı grup sözleşmesini kabul etmeyen
Tüm dünya tarafından da bilindiği gibi ülkemiz tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla ispatlanmış, Taksim Meydanı ve Gezi Parkının korunması yüksek yargı kararıyla da güvence altına alınmıştır. İstanbul 1.İdare Mahkemesi’nin 2012/778 E. 2013/1084 K. sayılı ve 06.06.2013 tarihli İptal kararı Danıştay tarafından
Soma Holding A.Ş. ye bağlı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen Manisa İli Soma İlçesi Eynez Kapalı Ocak Kömür İşletmesi’nde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 maden emekçisinin hayatını kaybettiği maden faciası ile ilgili olarak; sahibi olduğu Soma Holding A.Ş.`ne bağlı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’de Yönetim Kurulu Başkanlığı
Öncelikle hemen belirtelim ki; bugüne dek iş kazalarında, işçi cinayetlerinde kaybettiğimiz binlerce canımızın acısı yüreğimizde. Başta ailelerinin ve hepimizin başı sağolsun. Biz aslında iyi biliyoruz. İş cinayetleri ve işçi katliamları kader değildir. Olmamalıdır, engellenebilir, durdurulabilir. Yeter ki, çalışmaların öznesine insan konsun. Yüzyılın en büyük işçi katliamı olan Soma faciasının yıl
Birkaç hafta önce hükümet sözcüsü Bülent ARINÇ tarafından Ankara kentsel mekânının parsel parsel satıldığı itiraf edilmiş, bu şekilde yerel-merkezi yönetim işbirliği ile kentsel mekân üzerinden elde edilen haksız çıkar kamuoyuna yansımıştı. Geniş halk kesiminin kamusal menfaatleri aleyhine, sadece belirli çıkar gruplarına sermaye aktarma ve birikim amacını taşıyan, plan değişiklikleri, gayrimülk
Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın-Albert Camus 2012 yılında çöken ve 15 vatandaşımızın yaşamını yitirmesine yol açan Çaycuma Köprüsü’ne ilişkin savcılık soruşturması tamamlandı ve Çaycuma Belediyesi, Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü ve DSİ görevlileri hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına karar verildi. Bu Kurumların görev-yetki ve sorumluluklarını dışlayan
Enerji Bakanı Taner Yıldız`ın kendisi yerine bürokratını istifa ettirdiği 31 Mart Elektrik Krizi`nin perde arkasındaki sırlar saklanıyor. Teknik detaylar açıklanmamış olsa da hatların açması, röleler, frekans düşüşü ve yükselişi, santralların devre dışı kalışı gibi pek çok etken üzerinde bugüne kadar durulmuş olmakla birlikte tesadüfi olarak gösterilmeye çalışılan bu etkenlerin nasıl
3 Nisan 2015 Cuma günü Eskişehir Yolu Diyanet İşleri Başkanlığı yakınında altından metro hattı geçen yol üzerinde derinliği yarım metreyi geçen bir göçük meydana geldi. Kentin en önemli ana arterlerinden olan yolda meydana gelen göçüğe kukalarla alınan önlemler ise insan hayatına ne kadar önem verildiğini göstermiş oldu. Metro hatları konusunda
1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü Türkiye’nin dört bir yanında kitlesel ve coşkulu bir biçimde kutlamak için hazırlıklara başladığımızı duyurmak amacıyla bugün burada bir aradayız. Bizler, yılın 365 günü alınteri döken, bu ülkede üretilen her şeyi ama her şeyi üretenleriz. Bizlerin 1 Mayıs’ta söyleyecek sözü, büyüteceği bir umudu var:
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç`ın çözüm süreci ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın açıklamalarına verdiği yanıtın, AKP içinde başlattığı tartışma, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek`in Arınç`ı hedef alan sözleriyle bir başka boyuta evrildi. Kırıcı ve hakaretler içeren tartışmanın düzeyi, Hükümet sözcülüğü ve büyükşehir belediye başkanlığı makamına yakışmıyor olsa da,
TMMOB örgütlülüğü ve bağlı olan mimar, mühendis ve şehir plancıları odalarının siyasi iktidarın rant ve talan politikalarına karşı yıllardır yürütmüş olduğu mücadelenin doğruluğu dün bizzat Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından itiraf edilmiştir. Yürüttüğümüz bu mücadeleden kaynaklı yetkileri gasp edilen, siyasi erkin baskılarına mağruz kalan bir meslek örgütü
22 Mart Dünya Su Günü, kutlamaların yapılacağı bir gün değil, su kaynaklarımızın ne kadar sınırlı ve sorunlu olduğunu bir kez daha hatırlayacağımız bir gündür. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı ile su kısıtı bulunan ülkeler arasında yer alan Türkiye, ne yazık ki yakın gelecekte su fakiri bir ülke durumuna gelecektir.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 1992 yılında Rio de Janerio‘da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı‘nda dünyada suyun giderek artan öneminden dolayı her yıl 22 Mart‘ın “Dünya Su Günü” olarak kutlanmasına karar verdi. 22 Mart 1993 tarihinden bu yana, her yıl farklı temalarla kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler ve üye ülkeler bugünü,
NEDEN AKM’deyiz? İki kıtanın buluştuğu İstanbul’un dünya mirası eşsiz doğal güzellikleri ile tarihsel ve kültürel değerleri büyük bir yıkım ve talan süreci ile karşı karşıyadır. 1950 sonrası ‘rantçı’ politikalara bağlı olarak pek çok değerini kaybeden İstanbul, 1994 sonrası başlayan ve son yıllarda olağanüstü yoğunlaşan yeni bir yıkım sürecini yaşamaktadır. Küresel