NEDEN AKM’deyiz?
İki kıtanın buluştuğu İstanbul’un dünya mirası eşsiz doğal güzellikleri ile tarihsel ve kültürel değerleri büyük bir yıkım ve talan süreci ile karşı karşıyadır.
1950 sonrası ‘rantçı’ politikalara bağlı olarak pek çok değerini kaybeden İstanbul, 1994 sonrası başlayan ve son yıllarda olağanüstü yoğunlaşan yeni bir yıkım sürecini yaşamaktadır. Küresel sermaye merkezlerinin neo-liberal emri ve AKP Hükümetinin yağma iştahı tarafından dayatılan yıkım politikalarıyla, kentlerimizin sömürgeleşmesi ve kimliklerinin yok edilmesi ile sonuçlanacak bu uygulamalar, yeni bir nitelik daha kazanarak hızla gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu yeni ve tehlikeli nitelik, Cumhuriyet Türkiyesi’nin kendi olanakları ile yarattığı Garlar, Limanlar, Tersaneler, Okullar ve Hastanelerin yanı sıra kültür ve sanat yapılarının da yok edilerek bir halkın kültürel ve tarihsel belleğinin silinmeye çalışılmasıdır!
Her türlü doğal, kültürel ve tarihi değerimizin rant amacıyla satışa çıkarıldığı bir ortamda ‘kültür ve sanatın’ da piyasa değeri olan bir mal haline getirilmesi konusundaki karanlık, kararlı ve hukuk tanımaz saldırı, toplumsal ve kültürel yok oluş ve yıkım sürecine direnen kurum, kuruluş ve kişileri de etkisizleştirmeye çalışmaktadır.
İşte, bu eşsiz değerlerin en başında gelenlerden bir tanesi olan Atatürk Kültür Merkezi (AKM), bahsettiğimiz bu yıkım ve değersizleştirme sürecinin en manidar örneklerinden birine layık görülmüştür.
Sadece ‘Türkiye’nin Opera olarak tasarlanan ilk binası’ olma niteliği ile bile AKM’nin ulusal ve uluslararası bütün kurallar uyarınca korunmasını gerektirirken, yıkımı ve daha vahimi, kamuoyunda kültür varlığı olarak tescilinin kaldırılması tartıştırılmıştır.
AKM’nin kültürel, tarihi ve toplumsal bellek açısından taşıdığı değerlere bir bütün olarak bakacak olursak;
– AKM’nin, Türkiye’nin 1970’li yıllarda, kültürel etkinliklerin en yoğun olduğu kentinde, toplumun kültürel gereksinimlerinin karşılanması için tasarlanan bir yapı olması, bir tasarım anlayışını yansıtması, dönemin yapım teknolojilerine sahip olması, özetle toplumun kültürel yaşamını mekâna yansıtması nedeniyle Belge Değeri vardır.
– AKM’nin, fiziki olarak İstanbul kentinin belleğinin bir parçası olarak Kimlik Değeri vardır. Ayrıca sadece İstanbul kenti sakinlerinin değil, tüm ülke insanlarının belleğinde olan, kullanılan ve bilinen bir yapıdır.
– AKM, yapıldığı dönemin tasarım, mimari ve teknoloji anlayışını yansıtması, yalınlığı ve işlevselliği açısından Mimari Değere sahiptir.
– AKM, günümüze yakın bir süreçte tasarlanmış ve inşa edilmiş olmasına rağmen, bir Kültür Varlığı niteliğine sahiptir.
– AKM’nin, İstanbul’un ve Türkiye’nin en önemli meydanı olan Taksim Meydanı’nın ayrılmaz bir parçası olması nedeniyle Türkiye’nin uzak ve yakın tarihli bir çok toplumsal ve siyasal olayla ilişkisi nedeniyle bir Simge ve Bellek Değeri vardır.
– AKM’nin Özgünlük Değeri vardır.
AKM, sadece bir bölümü verilmeye çalışılan bu değerleri ile ‘kültür varlığı’ olma niteliğini birçok başka yapıdan daha fazla hak etmiş bir yapıdır ve onun ülkenin yaşamından kopartılması tüm bu değerlerin de yok sayılacağı anlamına gelir. Bu yaklaşım, koruma kuramının temel dayanaklarının inkâr edilmesidir.
Biz biliyoruz ki, AKM’nin yıkımıyla amaçlanan, uygarlığın yarattığı emeğe, barışa, dayanışmaya, hukuka, bilime, kültüre, sanata, demokrasiye ve yurttaşlık haklarına dayanan bir toplumsal değerler sistemi yerine dogmayı, rantı, yağmayı, bireyciliği, fırsatçılığı ve küresel sermayenin çıkarlarına kulluk etmeyi esas alan bir değerler sisteminin inşa edilmesidir.
Biz, AKM’DEYİZ İNİSİYATİFİ adı altında birleşenler olarak böylesi kültürel ve simgesel bir yapının gerektirdiği güçlendirme ve iyileştirme çalışmalarının derhal başlamasını istiyoruz.
Bizler, bu ülkenin sanatçı, kültür insanları, mimarları, mühendisleri ve yurttaşları olarak; Anayasanın, kamu yararı kavramının ve bu kavram doğrultusunda görev yapan kurumlarının, kentsel ve siyasal rantlar uğruna işlevsiz kılınarak ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bu tarihi eşikte; başta Üniversitelerimiz ve Anıtlar Kurullarımız olmak üzere yerel ve merkez yönetimlerde kamu adına görev yapan bütün bilim, sanat, meslek insanlarını ve yurttaşları; bilimi, hukuku, demokrasiyi, kültür ve sanatı hiçe sayan politikalara karşı çıkmaya ve tarihsel sorumluluklarını yerine getirerek AKM’nin yeniden hizmete açılmasına katkıda bulunmaya çağırıyoruz.
AKM’DEYİZ İNSİYATİFİ