ABD ikinci dünya savaşı sonrası sendikaların güçlü olduğu ve hemen hemen her alanda etkili oldukları bir ülkeydi. Bilenler bilir, Holywood’un siyah beyaz filmlerinde, hemen hemen hep bir sendika vardır ve etkilidir. 1980’lere gelindiğinde Reagan dönemiyle birlikte ve küresel neoliberal sistemin de bir parçası olarak, ABD’de büyük ölçüde bir sendikasızlaş(tır)ma dönemi
“Sevdiğin işi yap. Yaptığın işi sev.” Yalnızca “iyi bir küratörün eli değmiş” olarak tanımlanabilecek bir odada bu emirler çerçeveletilip asılmış. Bu odanın fotoğrafı ilk olarak popüler bir tasarım bloğunda çıktıysa da hızlıca Pinterest ve Tumblr gibi yerlere aktarıldı, bugüne dek binlerce kez beğenildi. Aşkla ışıklandırılmış ve fotoğraflanmış bu oda, kabaca
Ana haber bültenlerinden bir sahne: Çok kalabalık bir spor salonu, muhabirin sevinç gözyaşları döken bazı yaşlılarla ve bazı gençlerle kısa söyleşileri, mesleğini yapabilme ihtimalini kura çeken bir bilgisayara umut olarak bağlamış insanların hisleri… Atanamayan öğretmenlerin hikâyelerine aşinayız. Bin bir zorlukla alınan diplomaların, eğitimci formasyonlarının işe yarar hale gelmesi ve tabi
Beyaz yaka buluşmaları devam ediyor. Beyaz yakalılar ikinci etkinliklerinde işsizlik hallerini masaya yatırdı. Beyaz yakalıların dayanışma ve mücadele örgütleri Plaza Eylem Platformu, Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi, Kaç Bize Gel ve Politeknik’in ortak çağrısıyla başlayan beyaz yaka buluşmaları, 3 Şubat Pazar günü ikincisiyle devam etti. İstanbul Tabip Odası Kadıköy ofisinde
Beyaz yakalılar, kriz koşullarında dertlerini paylaşmak, dayanışmayı büyütmek için 2 Aralık’da Kadıköy’de bir araya geliyor. Çalışma yaşamının zorlukları, ekonomik krizle birlikte artan sorunlar, yaşam pahalılığı, eriyen ücretler, işsizlik kaygısı çalışanların ofiste, plazada, şantiyede, atölyede en çok konuştukları gündemler. Bu gündemlerin muhattabı Plaza çalışanları, mühendisler, mimarlar, beyaz yakalılar ‘Dertlerimiz paylaştıkça azalsın,
Ben evde kendi kendime temizlik yapıyorum. Her hafta bir önceki haftadan daha çok temizlik yapıyorum. Yarabbim ben napıyorum? Ev işini neye göre bölüşüyoruz? Burada koro, “cinsiyete göre” diye cevap veriyor elbette—ama bunun ötesinde, bu cinsiyetli iş bölümü birbirinden farklı hayatlar yaşayan, farklı dünya görüşlerine, gelir seviyelerine ve imkanlara sahip olan
Kaç Bize Gel, Plaza Eylem Platformu ve Politeknik İşsizlik Sigortası Fonu’nun kamu bankalarına aktarılmasına, amacı dışında kullanılarak gasp edilmesine karşı açıklama yaptılar. Plaza çalışanlarının, mühendislerin, mimarların, beyaz yakalıların dayanışma ve mücadele örgütleri Kaç Bize Gel, Plaza Eylem Platformu ve Politeknik İşsizlik Sigortası Fonu’nun kamu bankalarına aktarılmasına karşı bugün (9 Ekim)
Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları #Tamam’larını birleştirdi, sosyal medya eyleminde buluştu. Mühendisler, mimarlar, plancılar, 24 Haziran öncesinde meslektaşlarının yoğun çalıştığı bölgelerde ‘Şimdi #Tamam deme zamanı’ diyerek buluşurken, bir yandan da sosyal medya da Tamam’ larını büyütmeye devam ediyor. 18 Haziran akşamı bir araya gelen beyaz yakalılar, ülkemiz, mesleğimiz, haklarımız ve geleceğimiz
Bir kadın, inşaat mühendisiyse ve ofis yerine erkeklere ait olarak tanımlanan şantiyede çalışmayı göze alıyorsa karşılaşacağı ayrımcılığın derinliği dudak uçuklatıyor. Türkiye’de kadın mühendislerin deneyimleri genel olarak işgücü piyasasında yer alan kadınların deneyimleri ile ortaklıklar taşıyor. Bu nedenle öncelikle kadın istihdamına kısa bir bakış faydalı olacaktır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2016
Malum, ülkede gidişat kötüleştiğinden beri mühendislerin, mimarların ya da daha bütünlüklü ifade etmek gerekirse beyaz yakalıların yaşamları, gelecekleriyle ilgili dertleri, kaygıları arttı. Bu dertler yalnızca çalışma yaşamındaki sorunlarla ilgili olmaktan çıktı. Çözüm ise, çok yaygın yaşanmasa da yurt dışına yerleşme çabaları olarak kendini gösterdi. Aslında beyaz yakalı camiasında, özelinde mühendis,
Evet sevgili beyaz yakalı, sen hastasın ama henüz bilmiyorsun. İstatistiklere geçmedin. Belki de biliyordun ama parkinsondan mütevellit unutuverdin. Yazı başlığına bakıp da metafor aramaya gerek yok. Cümlenin yalın anlamıyla bu gazetenin de okurları arasında ağırlıklı yer alan beyaz yakalılara yönelik bir soru bu. Sorunun yanıtıysa maalesef koskoca bir evet. Evet,
Plaza Eylem Platformu Nadide Kısa için Yapı Kredi Plaza önünde basın açıklaması yaptı. Plaza Eylem Platformu bugün (18 Ekim) Yapı Kredi Bankası’nda son dönem yaşadığı baskı ve mobbing sonrası beyin kanaması geçirerek hayatını kaybeden Nadide Kısa için basın açıklaması yaptı. PEP’in çağrısıyla Levent Çarşı’da buluşan beyaz yakalılar, Nadide Kısa için
TKP’li plaza ve ofis çalışanları, Şekerbank’ın işe giriş ve çıkış saatleri konusunda dayattığı ‘kölelik’ şartlarına tepki gösterdi. SoL Haber Portalı’nda yayımlanan habere göre Şekerbank’ın çalışanlarına attığı “mesai saatlerine uyum” başlıklı duyuruyla 09.00-10.00 ve 17.00-18.00 saatleri arasında giriş-çıkış turnikelerinin kapalı olacağını ilan etmesi üzerine, Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi plaza ve
İşyerinde öfke genellikle kötü bir şöhretle anılır. Çalışanlarını bezdiren hiddetli patronları ya da eleştirilmeye katlanamayan yüksek egolu yaratıcı tipleri akla getirir. Çeşitli kanallardan huysuz iş arkadaşlarımızın “tepesinin attığını” ve birine ya da bir şeye kızıp şiddete başvurduğunu duymuşuzdur. Ya da aklımıza başka şeyler gelir. Mesela beklentilerimizi karşılamayan iş arkadaşlarımız ya
Daha adaletli bir ekonomi düzeni bir parça şeffaflıkla başlar. Lia Kantrowitz illüstrasyonu Ne kadar para kazanıyorsunuz? Gelir vergisi formlarıma göre 2016 yılında kazancım 30.000 doların biraz üzerinde olmuş. Ben freelance yazarlık yapıyorum. Yani biraz dengesiz, muhtemelen sürdürülemez ve saçma bir şekilde kısa süreli işlerin işçisi. Bu yıl bundan biraz daha
IndustriALL Küresel Sendikası’nın 18 ülkeden üyeleri, 19-20 Nisan 2017’de, Dünya Beyaz Yakalı Konferansı için İsviçre’nin Cenevre şehrinde bir araya geldi. 28 sendikadan 22’si kadın 52 katılımcı özellikle endüstrinin artan bir şekilde otomatize olduğu bir dönemde beyaz yakalı örgütlenmesinin öneminin farkında olduklarını ifade ettiler. Fransız metal işçileri federasyonu CFE-CGC’den eş başkan
Maslak’ta bir plazada pazarlama uzmanı, Gebze’de organize sanayide mühendis, Bakırköy’de bir şantiyede mimar, Beyoğlu’nda bir yayınevinde redaktör ya da Türkiye’nin herhangi bir semtindeki evinde freelance çevirmen olarak pek de kısa olmayan çalışma saatlerimizde aşağıdaki gibi birçok “teklife” maruz kalırız: “Sigortanı asgariden yatıracağız, maaşının bir kısmını elden vereceğiz.” “Yasal sınırın üzerinde
Onlar için Tek Adam’a “hayır” diyebilmek, ileride bir gün patrona da “hayır” diyebilmek için bir başlangıç olacak. Çünkü hepsinin içinde bir ukde bu… Referandum sürecinde Hayır diyen bütün kesimleri bir araya getiren yerel Hayır Meclislerinin yanı sıra üniversiteliler, liseliler, kadınlar, işçiler derken yaşam alanları, bedenleri, hayatları iktidarın politikalarıyla saldırı altında
Çalışma yaşamının beyaz yakalıları Hayır için çalışmalarını sürdürüyor, Hayır Beyaz Yaka çalışma arkadaşlarına ‘Hayır de kazan’ diyor. Plazaların, ofislerin, şantiyelerin beyaz yakalıları referandum sürecinde Hayır için yapacakları çalışmalar için biraraya geldi. Hayır Beyaz Yaka ‘hayır’lı bir iş’ için yola çıktı, çalışma yaşamındaki güvencesizliklere değinerek ‘hayır de kazan’ çağrısı yapıyor. Fazla