Şekerbank’ın kölelik dayatmasına beyaz yakalılardan tepki
Spread the love

TKP’li plaza ve ofis çalışanları, Şekerbank’ın işe giriş ve çıkış saatleri konusunda dayattığı ‘kölelik’ şartlarına tepki gösterdi.

SoL Haber Portalı’nda yayımlanan habere göre Şekerbank’ın çalışanlarına attığı “mesai saatlerine uyum” başlıklı duyuruyla 09.00-10.00 ve 17.00-18.00 saatleri arasında giriş-çıkış turnikelerinin kapalı olacağını ilan etmesi üzerine, Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi plaza ve ofis emekçileri Şekerbank Genel Müdürlük binası önünde bildiri dağıttı.

Eylül ayı başında, Genel müdürlük çalışanlarına atılan “mesai saatlerine uyum” e-mailinde, aynı ay içinde, bankaya 09:00’dan sonra 3 defa giriş yapan çalışanların 1 günlük izinli sayılacağı, sabah 09:00-10:00 ve akşam 17:00-18:00 saatleri arasında turnike çıkışlarının kapalı olacağı şeklinde bir uygulamaya gidileceği belirtilmiş, şubelerin yoğun hedef gerçekleştirme çalışmalarına yardımcı olunması için Genel müdürlük çalışanlarından mesai saatlerine “azami özen” göstermeleri “talep” edilmişti. Beyaz yakalılar kararı protesto etti.
Foto: SoL Haber Portalı

‘Şekerbank köle mi istiyor?’
Çalışanlara kölelik şartları dayatan, insan onurunu hiçe sayan kararın bir an önce son bulması gerektiğini belirten TKP’li Plaza ve Ofis Emekçileri, banka önünde dağıttığı bildiride şunları söyledi:

”Şekerbank kendisine köle mi istiyor?
 
AKP döneminde kârlarına kâr katan bankalar sömürüde sınır tanımıyor. Geçtiğimiz yılın ilk yarısına göre kârını iki katına çıkarması yetmemiş olacak ki, Şekerbank, genel müdürlük çalışanlarına “yoğun hedef gerçekleştirme çalışmaları” gerekçesiyle “mesai saatlerine uyum” konulu emek düşmanı bir e-mail gönderiyor.
 
Söz konusu duyuruda çalışanlar, bankaya 3 kez geç giriş yaptıkları takdirde 1 günlük izin girişi yapılmakla tehdit ediliyor, 09.00-10.00 arası ve 17.30-18.00 arası turnike çıkışlarının kapalı olacağı ve çıkışların ancak insan kaynaklarının iznine tabi olduğu belirtiliyor ve “en fazla” 5’er dakikalık iki molaya izin veriliyor.
 
“Hepimiz için daha verimli ve düzenli bir çalışma ortamı sağlamak adına” denilerek kabul ettirmeye ve meşrulaştırmaya çalıştıkları kölelik koşullarının kim için verimli olduğu açık.
 
stronomik kârlar elde eden banka, ortaklıkta “pay” sahibi çalışanlarına ya hiç pay vermemekte ya da çok komik miktarlarda ödeme yapmaktadır. Onların “hepimiz” dedikleri patron sınıfıdır, “verimlilik” dedikleri emekçilerin insanlık dışı koşullarda çalışmasıdır. Arzuladıkları, iş yerlerini hapishaneye, emekçileri köleye dönüştürmektir.
 
Ülkemizin emekçilerinin alın teri ile bir devlet bankası olarak kurulan ancak sonrasında tekellere peşkeş çekilerek özelleştirilen banka, 2016 Faaliyet Raporunda “Anadolu Bankacılığı misyonumuz doğrultusunda kuruluşumuzdan bugüne 63 yıldır, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla sürdürülebilir kalkınmayı finanse ediyoruz” derken ne geleceklerini ipotek altına alarak borçlandırdıkları emekçi halkımızı ne de çevreyi düşünmektedirler, tek düşündükleri kârlarıdır. Aldıkları çevre ödülleri ile övünürken adlarının HES projeleri yatırımlarına karışması ise cabasıdır ama şaşırtıcı değildir. Hükümetin faiz düşürme çağrısına en hızlı yanıt veren bankalardan biri olması ise bankanın kime dost olduğunu göstermektedir.
 
Şekerbank, Yapıkredi, Akbank, Finansbank, Garanti, İşbankası ve diğerleri… Birbirlerinden hiçbir farkları yok. Hepsi AKP iktidarı döneminde kârlarını katladılar ve Şekerbank’ta yaşanan emek düşmanı uygulamalar hepsi için geçerli ve giderek derinleşmektedir. Yüksek işsizlikle orantılı düşük ücretler, performans baskısı, emekçilerin her hareketini denetleme üzere kurulan mekanizmalar, emekçiler arasında yaratılan rekabet, ödenmeyen mesailer,
uzun çalışma saatleri, güvencesiz çalışma, kredi borçları…
 
Şekerbank emekçisi çaresiz değildir!
 
Yaşamımızı karartan bu ağır koşullar karşısında sesimizi daha da kısarak, bireysel kurtuluşlar arayarak değil birlikte mücadele ederek, örgütlenerek durabiliriz. Birlikte mücadele etmek ve örgütlenmek dışındaki bütün yollar çıkışsızdır.
 
Şekerbank emekçisi çaresiz değildir!
 
Türkiye emekçilerine insani yaşam koşullarını rahatça sağlayacak zenginlikte bir ülkedir. Emekçilerin sırtından zenginleşen sömürücülerin düzenine, o düzeni temsil eden ve koruyan siyasi parti ve kurumlara karşı mücadeleyi büyüten Türkiye Komünist Partisi vardır.
 
Ya insanlık onurunu ayaklar altına alan bu kölelik koşullarını kabul edeceğiz ya da eşit, özgür bir ülke insanca bir yaşam için üstümüze düşeni yapacağız.”

politeknik.org.tr


Spread the love