Tarımsal ürünlerin üretiminde böcekleri, otları, kuşları ve diğer çeşitli canlıları öldürmek için kullanılan zehirli etkilere sahip kimyasal madde olan pestisitten kurtulmak mümkün.
Pestisitler tarımsal ürünlerin üretiminde böcekleri, otları, kuşları ve diğer çeşitli canlıları öldürmek için kullanılan zehirli etkilere sahip kimyasal maddelerdir. 1950’li yıllardan bu yana kullanılıyorlar ve sayıları da bini aşmakta.
Sebze ve meyveleri sirkeli suyla yıkamayın
Tarımsal ürünlerde kullanılan pestisitlerin gıdalarda bıraktığı kalıntılar ve doğal hayatta yol açtığı kimyasal kirlenme, yıllardan beri süregelen ciddi bir tartışma konusu. Birleşmiş Milletler örgütü geçen yıl bir rapor yayımlayarak pestisit kullanmanın istenilen faydayı sağlamadığını, kimyasal kirlilik sorununa yol açtığını, hem şimdiki hem de gelecek kuşakların sağlıklı ve yeterli gıda edinme hakkına zarar verdiğini açıklamıştı. Ancak bu açıklama yapıldı diye pestisit kullanımı sona ermeyecek. Aksine, azalmak şöyle dursun kullanım miktarı yıldan yıla sürekli artıyor. Gıdalardaki pestisit kalıntılarını azaltmak için bireysel olarak yapılabilecek şeyler var, ancak bu konunun öncelikle kamu kurumlarına düşen bir sorumluluk olduğu belirtilmeli. Ülkemizde Tarım Bakanlığı gıdalardaki, Sağlık Bakanlığı ise sulardaki pestisit kalıntılarını kontrol etmek ve gereken önlemleri almakla sorumlu kurumlar.
İdeali organik tarım
Pestisit kalıntıları düzenli çalışmalarla izlenmediği; ekolojik tarım, biyolojik ve entegre mücadele, toprak sağlığının iyileştirilmesi, üretim deseninin iklim ve çevre koşulları dikkate alınarak yapılması, pestisit kullanımının dikkatle takip edilmesi gibi önlemler alınmadığı sürece gıdalardaki pestisit kalıntılarını azaltmak olanaklı olmayacaktır. Elbette ideal olan organik tarım yapmaktır. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yapılan kontrol çalışmalarından elde edilen sonuçlar, gıda ürünlerindeki pestisit kalıntılarının büyük oranda azaltılabileceğini gösteriyor. Örneğin birlik üyesi ülkelerde yasal mevzuata aykırı pestisit kalıntısı içeren gıda örneklerinin oranı yüzde 2-3 civarında. Ülkemizde ise bu oran en az birkaç katı; bazı gıda ürünlerinde ise 10 katına kadar çıkabiliyor. Arada bu kadar büyük bir fark olmasının en önemli nedenleri, tarımsal üretime verilen kamu desteklerinin yetersizliği ve tarımda kimyasal kullanımını kontrol edecek etkili bir sistemin kurulamaması. Böyle bir sistem kurmak için güçlü bir analitik altyapı ve çok sayıda kamu personeli gerekiyor; oysa gidişat tam aksi yönde. Ülkemizdeki kamu kurumlarının şeffaflık ve hesap verilebilirlik noktasından çok uzak olması da sorunu büyüten bir başka etken.
Sıcak suyla yıkayın
Pestisit kalıntılarını azaltmak için bireysel olarak yapılacak şeyler de var. Besin maddelerini dışarıdan temin eden tüketiciler bir araya gelerek ekolojik ya da organik tarım yapan çiftçileri destekleyecek gıda toplulukları ya da tüketici kooperatifleri oluşturabilir. Mevsim dışı üretilen gıdaları satın almaktan kaçınmak gerekiyor. Gıda maddelerinin elde edildiği bitkiler canlı organizmalar ve her canlı gibi onların da gün ışığı, nem ve sıcaklık gibi faktörler açısından belirli talepleri var. Mevsim dışı yetiştirilen bitkiler alışık olmadıkları koşullara tabi tutuldukları için hastalıklara daha açık hale geliyorlar ve bu da pestisit kullanımını artırıyor. Mevsiminde yetiştirilen gıdalarda genel olarak pestisit kullanımı daha azdır. Meyve sebzeleri yeme öncesinde akan su altında iyice yıkamak yüzeylerinde bulunan pestisitlerin bir kısmını uzaklaştırır. Ancak bu amaçla deterjan, sabun ya da başka bir madde kullanılmamalı. Kimyasal maddelerin çözünürlüğü sıcaklıkla artar ve eğer mümkünse biraz sıcak su yüzeydeki pestisitleri uzaklaştırmada soğuk sudan daha etkili. Gıdaların kabuğunu soymak da yüzeydeki pestisitleri uzaklaştıracaktır. Besin çeşitliliğini artırmak pestisit maruziyetini azaltacak bir diğer önlemdir. Gıdalardaki toksik kimyasal kalıntılarını azaltmak kamusal önlemlerle sağlanabilir ve bu konuda oluşturulan politikalara müdahil olmanın yollarını bulmak da önemlidir.