Geleceğin gıda sistemlerini tasarlamak – Meredith TenHoor*
Spread the love

Geçtiğimiz on yılda, zanaatkar (artisanal) gıda üretiminin yeni estetik modelleri popüler medyada hızla yayılırken; mimarlar da buna bir dizi yenilikçi ’’kent çiftliği’’ tasarımları ile yanıt verdi. 

Mimari stüdyolarda çizilen, güzelce renderlanmış, iyi niyetli, yoğun pestisit kullanımına ve emek sömürüsüne karşı avantajlar sunan birçok kent çiftliği, uzun süredir kentlerde gıda yetiştiren insanların -özellikle de Ashley Gripper ve Kyle Powys Whyte’ın ABD bağlamında işaret ettiği gibi Siyahların ve Yerlilerin- çalışmalarını küçümseme eğilimindeydi.[1] Çünkü yeni nesil ‘’kent çifliği’’ projeleri, kentsel alanlarda gıda üretiminin “yeniden yapılandırılması” için tasarımcıların gerekli olduğunu öne sürüyordu.

Bu proje çalışmalarının çoğu, şehirlerde yaşayan insanların küçük saksılarda yetiştirilebilen bitkilerle (microgreen) veya çilek gibi meyvelerle kendilerini doyurabileceklerini hayal ederek, şehirlerin yiyecek sağlama sistemlerini oldukça basitleştirdi. Besin ihtiyacımızın çoğunu karşılayan tahıl ve protein bazlı yiyecekler unutuldu ve emek-bakım sorunları görmezden gelindi.[2] Bir kısmı lojistik ve ziraat konusunda eğitimli olsa da, küçük çaplı gıda üretimi – endüstriyel gıda üretimi dualist tartışmasının dışına çıkmak mümkün olamadı. Bu dualizm belki de daha trend tasarımlar üretebilmek adına gıda üretiminin kompleksliğini basite indirgiyor olabilir.

Gıda aktivistleri ve araştırmacıları, gıda dağılım sistemindeki sorunların, iklim krizine de bağlı olarak farklı alanlarda işbirliği gerektiren stratejiler ile çözülmesinin zorunlu hale geldiğini söylüyor. Gıda yeterliliğinin teşvik edilmesi, ziraat alanında dönüşüm, yeni regülasyon ve yasalar, daha iyi çalışma koşulları, endüstriyel seviyede dağıtım ağlarının düzeltilmesi bu çözüm maddeleri arasında sayılabilirdi.[3]

Ele alınması gereken pek çok zorluk mevcut: tarım için uygun maliyetli arazilerin sağlanması ve güvenceye alınması, tarım sübvansiyonlarının yeniden düzenlenmesi, hayvansal tarımdan uzaklaşılması, pestisit kalıntılarına ve toprağın yenilenmesine yönelme, tarımsal emtiaların finansallaşması ve finansallaşmanın borçlar üzerindeki etkileriyle başa çıkılması, dağıtımın basitleştirilmesi, arazi mülksüzleştirmesinden kaynaklanan ve devam etmekte olan adaletsizliklerin çözümlenmesi… 

Mimarlar ve tasarımcılar, gıda sistemlerinin dönüşümünün bir parçası olabilmek için, giderek artan politika araştırmalarından ve bunun yanı sıra, gıda üretimi ve sahadaki zorluklar konusunda uzman olan gıda üreticilerinden ve işçilerinden pek çok şey öğrenebilirler. Ancak, öğrenmenin faydası ile beraber, gıda sistemlerini “yeniden dizayn etmekle” ilgilenen mimarlar, bu karmaşık dünyaya paraşütle inen çözümcü tarzdaki projelerin sınırlarının ve potansiyel zararlarının farkında olmalı. 

Mimarlar küçük ölçekte veya büyük ölçekte çalışabilirler ya da bunlar arasında geçiş yapabilirler ancak bu yaklaşımlar dışlayıcı veya çelişkili olmamalıdır. Ekolojik ve sosyal açıdan sağlıklı bir gıda sistemi projesinde, disiplinlerarası ekiplerin parçası olarak ya da kendi disiplinleri içinde çalışabilirler.[4] Bu çalışmalar önemli olacaktır, çünkü temsili bir proje, mimarların büyük ölçüde zaten sahip olduğu disipliner bilgi ile geliştirilebilir.

Yirminci yüzyılın başlarında Fransa’da, sosyalist tarım politikası

Gıda sistemleri geleceğinin “render”cıları, mimarlık tarihinden çeşitli dersler çıkarabilirler. Fransa’da tarımın son büyük dönüşümü sırasında -küçük ölçekli bir sistemden sanayileşmiş bir sisteme geçiş-, Fransız tarım bakanı Georges Monnet ve mimar Charlotte Perriand arasında, kısa ama öğretici bir süreç yaşandı. Sol partilerden oluşan bir siyasi ittifak olan Halk Cephesinin, Mayıs 1936’da Fransız meclisini ele geçirmesinin ardından, yeni sosyalist başbakan Léon Blum, Georges Monnet’i Tarım Bakanı olarak atadı. Uluslararası İşçi Partisi (SFIO) üyesi olan ve tarım işçilerinin haklarını savunmaya kendini adayan Monnet, aynı zamanda, 250 hektarlık bir çiftliğin sahibi ve tecrübeli bir çiftçiydi.[5]

Monnet çalışmalarına politika ile başladı: “Toprak ürünlerinin yeniden değer kazanması” programı, Fransa’da yetiştirilen gıdaların kültürel ve parasal değerini yükseltmeyi amaçlamıştı. Küçük ölçekli çiftçilerin çıkarlarını destekledi ve daha yüksek ücretler için pazarlık umuduyla tarım işçilerine bir dizi sosyal yardım sağladı. Monnet özellikle tahılın pazara ne zaman ve nasıl gireceğini düzenlemeye kararlıydı, böylelikle tahılın çok olduğu zamanlarda da çiftçiler için fiyatlar korunabilecekti. Tarımda piyasa ve regülasyonların düzenlenmesi, uygun fiyatlı gıdaya ihtiyaç duyan kentsel tüketiciler ile daha iyi ve daha istikrarlı ücretlere ihtiyaç duyan kırsaldaki üreticilerin gereksinimleri arasında uygun bir denge sağlayacaktı.

Monnet, kırsal yenileme programının estetik ve mimari bir bileşeni olduğunu da idrak etmişti. 1930ların başlarında, Monnet, Bakanlığın yeni politika hedeflerini görselleştirilmesine ve iletişimine yardımcı olması için mimar ve fotoğrafçı Charlotte Perriand’a başvurdu. Perriand, siyasi olarak Halk Cephesi ile aynı çizgideydi. 1936’da, Dekoratif Sanatlar Salonu’nda sergilenen, Paris’in yoksul mahallelerindeki gündelik yaşam sahnelerinden oluşan devasa fotomontajı kentteki sosyal zorlukları haritalandırmada ölçek dışı fotografik görüntüleri kullanma becerisini ortaya koymuştu. Dolayısıyla mimar Perriand bu pozisyon için bariz bir seçimdi.

Perriand, Monnet tarafından Tarım Bakanlığı’nın bekleme salonu ve toplantı odasını dekore etmekle görevlendirildi.[6] Perriand çalışmasında, yakın toprak resimleri  ile yüz ifadeleri duygu dolu işçi yüzlerininin benzerliklerini ortaya koydu. Bitki görüntülerini büyütüp dramatik açılarla çiftçilerin arasına yerleştirerek bitkilerin, insanların ve toprağın tarımsal dönüşümün temel parçaları olduğunu öne sürdü. Yeni Nesnellik (Neue Sachlichkeit) akımının görsel dilinden ödünç alınan gerçekçi fotoğraflar, değişen ölçekleri nedeniyle aynı zamanda gerçek üstüydü. Perriand, görüntüleri doğrudan duvarların sıvasına yapıştırdı, böylece gelecekteki bir yönetim tarafından duvarları tahrip etmeden kolayca kaldırılamayacaklardı.[7]

Halk Cephesinin tarım politikalarına destek sağlamak için erzaklarının kaynağından habersiz ve gıda üretiminin siyasi ekonomilerinden kopuk olan Parislilere tarım reformlarının daha görünür olması gerekiyordu. 1937 Dünya Fuarı yaklaşırken Monnet, Bakanlığın hedeflerini gösterecek bir tarım sergi alanı planladı. Sergi alanını, kırsal kesimdeki işçilerin içinde bulunduğu kötü durumu, kırsal alanın potansiyelini ve kırsal yaşamı iyileştirmek için bakanlık ofisinin gelecek çalışmalarını yayınlamak için kullanmayı umuyordu. Monnet, Perriand’dan bakanlığa tahsis edilen sergi alanının duvarlarını yeniden tasarlamasını istedi.[8]

Bu sergi alanının tasarımında; Perriand’ın seçtiği fotoğrafların üzeri Léger tarafından boyanmış ve kırsal yaşamın modern altyapıyı da içerdiği basit bir grafik dille anlatılmıştı. Kolajlanmış görüntüler yeni elektrik hatlarını ve elektrifikasyonun faydalarını, Eyfel kulesinin demir yapısını ve zafer yumruklarıyla tutulan narin çiçekleri göstermekte, modernize edilmiş köylerin yenilenmiş Fransa projesinin nasıl önemli bir parçası olabileceğini temsil etmekteydi. Halk Cephesi’nin kırsal kesimdeki işçilere yönelik önerileri sergi alanının iç kısmında sergileniyordu. “Toplu pazarlık”, “iş gününe sınırlama”, “yaşlı işçiler için emeklilik yardımı”, “aileler için yardım” ve “ücretli tatil” bu önerilerden bazılarıydı.

Monnet, tarımın tüm ülkeyi desteklediğini anlamış ve mimar Perriand’ın yardımıyla, modernize edilmiş köylerin -işçiler için adil ücretlendirmenin olduğu- nasıl görünebileceğini tasvir edebilmişti. Çalışmaları, Halk Cephesi’nin planlarının politikaya dönüştürülmesine yardımcı oldu; çiftçileri sanayi işçileriyle dayanışma içinde gösteren muzaffer işçiler olarak tasvir edildi. Kırsal ustalık ve kültürün tarımın makineleşmesi ile silinmeyeceği fotoğraflarda gösteriliyordu. Şehir ve kırsal kesim arasındaki işbirliği ve bağlantı imgeleri, hem Tarım Bakanlığı’nı hem de 1937 Dünya Fuarı’ndaki sergi alanını teknolojikleştirilmiş ve çeperlerinden arındırılmış bir kırsal alan vizyonuna dönüştürdü. Mimar Perriand, gıda sistemini yeniden inşa etmeye çalışmıyordu, bunun yerine tarımsal dönüşümü diğer Halk Cephesi programlarına bağlayabilecek estetik bir dil sunmaya çalışıyordu.

Halk Cephesi iktidarını koruyamadı ve İkinci Dünya Savaşı Fransa’nın köy modernizasyonu projesini geçişini kesintiye uğrattı. Monnet’in fakir köylülerin ihtiyaçlarını giderecek güçlü çiftlik üretimi vizyonu kayboldu. Savaştan sonra, kırsal reformla ilgilenen mimarlar, İkinci Dünya Savaşı sırasında yıkılanların yerini alacak daha rasyonel çiftliklerin tasarımcıları olarak görevlendirildi.[9] Bu projeler çiftçilerin çalışma koşullarını iyileştirdi, ancak ekonomik güçlerini iyileştirmedi.[10]

Nihayetinde Fransa’da 1950’lerden 1970’lere kadar kırsal yaşam standartlarını, üretim uygulamalarını ve dağıtım modellerini değiştiren bir dizi tarımsal dönüşüm yaşandı. Bu dönüşümler yanında; büyük ölçekli çiftliklerin birleştirilmesi, yoğun tarım ilacı kullanımı ve ihracat için fazla üretimi de getirdi. Aynı zamanda küçük çapta ekolojik yıkımlara yol açarak topraklara ve su havzalarına da zarar verdi. Monnet’in ideallerinden ve Perriand’ın modernist estetiğinden yararlanmış olsalar da, küçük ölçekli çiftçiler için zorluklar ve tüm ülkeyi etkileyen ekolojik sorunlar ortaya çıkardılar.

Tarımsal üretim ile tüketim arasında adalet ve ekoloji dilinden bağlantı kurmak

Her ne kadar amaçlandığı gibi sonuçlanmamış olsalar da, Monnet’in tarım işçilerinin yaşamlarına ve zamanlarına verdiği değer ve mimar Perriand’ın tarım reformu vizyonlarını sembolize etme ve basitleştirme pratiği bugün hala anlamlı bir şekilde yeniden canlandırılabilir. 

Tasarımcılar, planlamacılar ve gıda sistemleri uzmanları arasındaki ‘daha iyi çalışma koşulları ve ekolojik önemi öngören’ işbirlikleri, bu tür yapılandırmalar için birçok potansiyel model sunuyor.

Peyzaj tarihçisi ve mimar Anita Bakshi ve Rutgers Üniversitesi’ndeki öğrencileri, Ramapough Lunaape Nation topluluğu ile birlikte yakın zamanda önemli bir çalışma sundu. Çalışma sonunda; Lunaape yerlileri topraklarında kanser, hastalık ve zehirli toprak mirası bırakan Ringwood Madenleri hakkında bir e-kitap, sergi ve film (2019-2021) üzerinde işbirliği yaptı.[11] Bakshi ve öğrencileri, sahadaki geçmiş ve günümüzün görüntülerini topladı ve bölge sakinleriyle toksik kalıntıların onları nasıl etkilediği hakkında röportajlar yaptı. Çalışmalarının bir parçası olarak öğrenciler, 2019 yılında Munsee Three Sisters Tıbbi Çiftliğini kuran Şef Vincent Mann ve Kabile Lideri Michaeline Picaro ile görüştüler. Bu çiftlik, bir ‘gıda egemenliği yaratma pratiği’ olarak NJ, Sussex County’de gıda ve ilaç yetiştiriyor ve araziyi koruyor.[12] Öğrenciler çevresel adalet taleplerini belgeledikçe, daha iyi tarım vizyonlarının çizilmesine ve temsil edilmesine yardımcı oldular. Çizdikleri resimler, diyagramlar ve haritalar hazır çözümler değil, bir tabana inme, diyalog kurma çalışmalarıydı.

Büyüyen toplulukların içinden geliştirilen planlar, topluma başka temsil biçimleri ve ekolojik vaatler de sunuyor. Philadelphia’da siyahi kadınlar ve trans çiftçilerden oluşan bir koalisyon olan Soil Generation, kent için ‘kentsel çiftlik’ politikası önerilerine rehberlik etmek ve agro-ekolojik gıda üretimi hakkında bilgi paylaşmak için uzun süredir kentte yaşayan çiftçilerin görüşlerinden yararlanıyor. [13] Soylulaştırma kaynaklı yerinden edilme tehdidi altında olan ve kentsel gıda üretimi konusunda derin uzmanlığa sahip çiftçiler olarak Soil Generation, kentsel bahçeciler ve çiftçiler için kentsel arazilere erişimi korumak için çalışarak gıda egemenliğini teşvik etmekte. Özellikle siyahiler için arazi edinme stratejilerini haritalandıran ve planlayan çalışmaları, kentsel araziye erişimi kısıtlayan sistemik ırkçılıkla mücadele ediyor. Planlar hazırlamanın yanı sıra küçük çiftçileri de destekleyen Soil Generation, ekili alanların tasarımı, planlanması ve bakımında bir adalet ve onarım modeline yöneliyor.

Yirminci yüzyılın başlarında Fransa’da, sosyalist tarım politikası programına eklenen yeni estetik dil; kentsel ve kırsal alanlar arasında bir yakınlaşma ile henüz var olmayan tarım vizyonu sunarak, gıda üretimine yabancılaşmış insanlara tarımı ve gıda üretimini anlatmaya yardımcı oldu. Artık, iklim kriziyle başa çıkmak için gıda sistemlerimizi yeniden düzenlemeye ihtiyaç duyuyoruz. Soil Generation, Ramapough Lunaape ve diğer pek çoklarının yaptığı gibi, ekolojik olarak sağlıklı gıda üretimi modellerini hayata geçirmemiz gerekiyor. Mimari dünya inşası, yeni yasalar üretmek için heyecan yaratabilir ve mimari dayanışma inşası, pek çok gıda sistemine zarar veren arazi hırsızlığı, spekülasyon ve toksisite gibi sistemik adaletsizliklerin onarılmasını sağlayabilir. 

(e-flux.com‘daki İngilizce orjinalinden politeknik.org.tr için çevrildi.)

[1] Ben bu iki düşünürü eleştirileri nedeniyle öne çıkardım, ancak pek çok başka düşünür de bu noktaya değinmiştir. Bkz. Ashley Gripper, “We Don’t Farm Because It’s Trendy; We Farm as Resistance, for Healing and Sovereignty,” Environmental Health News, May 27, 2020, ➝; Kyle Powys Whyte, “Food Sovereignty, Justice, and Indigenous Peoples,” in The Oxford Handbook of Food Ethics (Oxford: Oxford University Press, 2018), and “Settler Colonialism, Ecology, and Environmental Injustice,” Environment and Society 9, no. 1 (2018): 125–144.

[2]  Tartışmalar hakkında bilgi için bkz. Gabriel N. Rosenberg and Jan Dutkiewicz, “Abolish the Department of Agriculture,” The New Republic, December 27, 2021, . Raj Patel and Jim Goodman, “A Green New Deal for Agriculture,” Jacobin, April 4, 2019,

[3] Green New Deal Superstudio bu tür çalışmaların önemli bir örneğidir; arşivlenen 671 projenin 479’u toprak ve tarımsal dönüşümle ilgilidir. Daha fazla ayrıntı için, bkz ➝. Mimarların Green New Deal’ın hedeflerini nasıl anlayabileceği hakkında daha fazla bilgi için bkz: Billy Fleming, “Design and the Green New Deal,” Places Journal, 16 Nisan 2019, ➝; Reinhold Martin, “Abolish Oil,” Places Journal, Haziran 2020, ➝; Sam Velasquez, “Green and New,” Urban Omnibus, 29 Ekim 2020,

[4] John Bulaitis, Communism in Rural France: French Agricultural Workers and the Popular Front (London: I.B. Tauris, 2008), 106.

[5] Perriand’ın projesi hakkında daha fazla bilgi için, bkz. Gabrielle de la Selle and Max Bonhomme, “La Grande Misère de Paris par Charlotte Perriand,” Photographie arme de classe: La photographie sociale et doucmentaire en France, 1928-36 (Paris: Centre Pompidou, 2018) and Romy Golan, Muralnomad : The Paradox of Wall Painting, Europe 1927-1957 (Yale University Press, 2009): 150-162.

[6] Bu proje hakkında daha fazla bilgi için bkz., Danilo Udovicki-Selb, “‘C’était dans l’air du temps’: Charlotte Perriand and the Popular Front,” in Charlotte Perriand: An Art of Living, ed. Mary McLeod (New York: Harry Abrams, 2004) and Golan, Muralnomad.

[7] Ibid, 85.

[8] Ibid

[9]Bkz Xavier Dousson, “La reconstruction du village témoin du Bosquel dans la Somme après 1940. Récit, ambitions et paradoxes d’une opération singulière,” In Situ. Revue des patrimoines 21 (July 16, 2013), .

[10]Fransa’da savaş sonrası tarım modernizasyonu hakkında daha fazla bilgi için, bkz: Venus Bivar, Organic Resistance: The Struggle over Industrial Farming in Postwar France, Flows, Migrations, and Exchanges. (Chapel Hill: University Of North Carolina Press, 2018).

[11]Daha fazla ayrıntı için, 2019 e-kitabı Our Land, Our Stories’e ve konuyla ilgili bir belgesel olan The Meaning of the Seed’e (2021) bağlantılar içeren https://our-land-our-stories.libraries.rutgers.edu/ websitesini ziyaret edin ➝.Ayrıca bakınız Anita Bakshi, “The Settler Colonial Present:Contaminated Representations,” The Settler Colonial Present (e-flux Architecture, 2020),

[12] Bkz: https://munseethreesisters.org/about-2/

[13]Bkz: Soil Generation, “Agroecology from the People Volume 1”


Spread the love