Çernobil nükleer santral felaketinin üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına rağmen sonuçları halen geniş bir alanda insan ve çevre açısından tehlike yaratmaya devam ediyor. Çernobil ve Fukuşima gibi iki büyük nükleer felaketin ardından gelişmiş ülkeler nükleer enerjiden kaçınırken AKP iktidarı, OHAL koşullarının kendisine sağladığı sınırsız, sorumsuz ve kontrolsüz güçle tam gaz
Sinop’ta Nükleer Karşıtı Platform’un ( NKP ) çağrıcısı olduğu 22 Nisan’daki “Sinop Nükleer Santral İstemiyor” mitingi İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklandı. Nükleer karşıtları, 22 Nisan Pazar gününe eş zamanlı eylem çağrısı yaptı. Her yıl Çernobil’in yıl dönümünde düzenlenen nükleer karşıtı miting için Nükleer Karşıtı Platform 22 Nisan Pazar gününe çağrı yapmış,
Göz alıcı, janjanlı, ticari ve siyasi amaçlı reklam filmlerinin adını “kamu spotu” koyup, sonra o filmlerde ‘uluslararası saygınlığı’ olan bilim insanlarına rol verince ticari amaç, kamusal bir kutsiyet kazanmaz. Olsa olsa bilim insanlarının, ticari ve siyasi hedefler uğruna ‘saygınlıkları’nın zedelenmesi sonucunu doğurur. Türkiye Cumhurbaşkanı ve Rusya Devlet Başkanı’nın 3 Nisan’da
Nükleer enerji denildiği zaman, sanki elektrik enerjisi değil de bambaşka bir güçten bahsedildiği düşünülür. “Ülkeye on tane reaktör koysam, beş senede nükleer bomba yapar küresel güç olurum” beklentisi toplumun malum kısmına enjekte edileli çok oldu. Mevzu sadece bu olsa bile, yani amacımız en kısa sürede nükleer bomba üretmekse, bunun için
Halkın sağlığına zarar vereceği önceden belli enerji projeleri vardır. Bunların aynı anda doğal kaynakları, tarımsal üretimi bozacağı da ilk bakışta görülür. Hal böyleyken, siyasi iktidarlar, bu tür yatırımları “millet yararına”, kalkınma dostu gibi takdim etmekten kaçınmaz; boğaz tokluğuna, göç pahasına inşaat işçiliğini “büyük istihdam” diye parlatırlar. Daha da ileri gidip
‘İğneada’da meydana gelecek bir radyoaktif sızıntının, İstanbul’un yanı sıra, nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu Türkiye’nin batı bölgelerini etkileyeceği görülmektedir. Her seçim döneminde ortaya atılan birtakım projeler, seçim mitinglerine malzeme edildikten sonra rafa kaldırılır, sonra gündemi değiştirmek için iktidardakiler tarafından zaman zaman ısıtılıp tekrar servis edilir. Bir ara seçim meydanlarının en
Erdoğan-Putin görüşmesinin gündemlerinden biri de Mersin Akkuyu Nükleer Enerji Santralı (NGS) oldu. Medyaya yeniden bilgiler servis edildi, ‘Rusya’nın Akkuyu nükleer santral projesine toplam yatırımı 22 milyar doları bulacak’ denildi Türkiye’yi borçlandıracak, yüksek maliyetlerle enerji satın almaya mahkum edecek, iklimini, doğasını ve insan sağlığını tehdit edecek nükleer santral, teknolojisiyle, işletmesiyle Rusya’ya
26 Nisan 1986 tarihinde Çernobil Nükleer santralında meydana gelen kazadan bu yana 31 yıl geçti. 11 mart 2011 Fukuşima nükleer santral kazasının ardından ise 6 yıl. Çernobil dahil bu santrallere müdahaleler hala sürüyor. Kaza hali halen devam ediyor. Binlerce insanın öldüğü, yüzbinlerce insanın hastalandığı, sakat kaldığı, milyonlarca insanın ve tüm
TMMOB, İstanbul’da 8-9 Mart’ta düzenlenecek 4. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi’ne karşı aynı tarihlerde ‘Alternatif Nükleer Zirve’ düzenleyecek. AKP iktidarı, 8-9 Mart tarihlerinde İstanbul’da nükleer enerji şirketlerini davet ettiği “4. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi’ düzenliyor. Nükleer yatırımlarının, yeni santral planlarının yapılacağı zirveye tepki gösteren TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu (İKK), doğayı,
Türkiye-Rusya krizinin, Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nı (NGS) nasıl etkileyeceği merak ediliyordu,malum. Önce projenin iptal edildiği, sonra da askıya alındığı haberleri yayıldıysa da Rusya tarafı, haberleri doğrulamadı. Dahası NGS Genel Müdür Yardımcısı Oleg Titov açıkça yalanlayarak şöyle dedi:“Hiçbir şey durdurulmadı. Sahadaki çalışmalar plana göre ilerliyor. Projenin hayata geçirilmesi için müzakereler sürdürülüyor.”
Tarihin en büyük nükleer kazasının yaşandığı Çernobil nükleer santralinden II. Dünya Savaşı’nda Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan iki atom bombasının 200 katı iyonize radyasyon dünyaya saçıldı. Çernobil’den ilerleyen radyasyonlu bulutlar, dünyanın çevresini iki kez dolaştı. 2011’de Japonya’da meydana gelen Fukushima kazasının ardından radyasyon yüklü bulutlar birkaç gün içinde Amerika’nın, bir hafta
Yaşamı savunanlar nükleere karşı, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve Gürcistan’da sokağa çıktı. Akdeniz ve Karadeniz’i tehdit eden nükleer projelerine karşı dün (24 Mayıs) Türkiye, Kıbrıs, Gürcistan ve Yunanistan’da eş zamanlı protestolar düzenlendi. Türkiye için İstanbul, Sinop, Mersin, İğneada, Samsun, Diyarbakır, Batman, Ankara’da bir araya gelen yaşam savunucuları; AKP’nin Mersin ve Sinop’ta
Akkuyu`da sahip olacağı ve garantili elektrik satacağı nükleer santral ile ilgili “milli ve temiz” yalanlarıyla iktidara gizli seçim propagandası yapan Rus şirketin reklamlarının ardından AKP`nin 7 Haziran seçimlerine yönelik nükleer propagandası devreye sokuldu. AKP`nin propaganda filminde, kahvedeki iki kişinin konuşmasında nükleer santral taraftarının karşıt olan kişiyi ikna süreci ekranlara yansıtılıyor.
Sinop Nükleer Santrali’ni işletecek şirket, her türlü kanundan ve denetimden muaf olması için AKP tarafından vergi cenneti olarak nitelendirilen Jersey Kanal Adaları’nda kuruluyor AKP, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ) bağlı olarak Sinop Nükleer Santrali’ni işletecek bir alt kamu şirketi kurma kararı alırken, şirketin hiçbir yasal denetim ve incelemenin yapılmayacağı, vergi
Çernobil katliamının 29. yıl dönümünde binlerce kişi Sinop’ta ve İstanbul’da nükleere karşı buluştu: ‘Nükleere inat yaşasın hayat”’ Mersin Akkuyu ve Sinop’ta nükleer santral projeleri için atılan adımlara karşı dün (25 Nisan) Sinop’ta, bugün (26 Nisan) İstanbul Kadıköy’de bir araya gelen yaşam savunucuları nükleeri protesto etti. Çernobil’de yaşanan nükleer santral katliamının
Bursa Kent Savunması, Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımına ve santralin temel atma töreninde yaşam savunucularına yönelik saldırıları protesto etti. Bursa Kent Savunması Mersin Akkuyu’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın da katıldığı törenle temeli atılan Nükleer Santral projesine ve projeye karşı çıkan Mersinlilere gerçekleştirilen polis-jandarma saldırısına karşı dün (14
İstanbul’da tramvayları giydiren, televizyonlarda hababam dönen Akkuyu NGS şirketinin nükleer santral reklamı, milli duygularla, kamu spotu havasında hazırlanmış bir duygu seli… Oysa Akkuyu NGS; Rosatom’un Türkiye yasalarına göre kurulmuş şirketin adı! Nükleer santrali “daha çok öğrenmek, kazanmak, güçlü olmak, üretmek” gibi süslü laflarla pazarlamayı bir derece anlarım. Fakat Akkuyu’yu “enerjide
Yarın, Akkuyu Nükleer Güç Santralı Projesi’nin temeli atılacak. Rusya’nın yatırımı 20 milyar dolarlık proje için planlanan törenin, nasıl bir siyasi ve tarihsel kesitte yapılacağına bakalım: – Sandıktan çıkacak sonuçların alabildiğine tartışıldığı seçime 55 gün varken… – Törene katılacak Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, seçim sonrası o koltukta olmayacağı bugünden belliyken… –
Elektrik Mühendisleri Odası, Mersin Akkuyu’da temeli atılan nükleer santralle ilgili çıkan reklamlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Elektirk Mühendisleri Odası (EMO), su yapılarının temeli törenle atılan Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin medyada döndürülen reklam filmleri hakkında dün (14 Nisan) suç duyurusunda bulundu. EMO ve Nükleer Karşıt Platformu (NKP) Ankara Yerel Bileşenleri suç
Mersin Akkuyu için planlanan nükleer satralin deniz yapılarının temel atma törenine engel olan yaşam savunucularına jandarma ve polis saldırdı. Ölüm projesinin töreninde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise yine ‘enerji ihtiyacı ve dışa bağımlılığı azaltma’ yalanına sarıldı. Mersin Akkuyu’ya planlanan Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin deniz yapılarının bugün (14