Heinrich Böll Stiftung Derneği, tarımda kullanılan zehirli kimyasallarla ilgili ‘Pestisit Atlası’ hazırladı: Dünyada her yıl yaklaşık 385 milyon pestisit zehirlenmesi vakası yaşanıyor, 11 bin kişi bu zehirlenme nedeniyle hayatını kaybediyor. Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından hazırlanan “Tarımda Kullanılan Zehirler Hakkında Gerçekler ve Rakamlar: Pestisit Atlası”’na göre sınırlamalara, bilim insanlarının uyarılarına
Tayvan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’den Tayvan’a ihraç edilen toplam 127,62 ton yumurtanın mevzuat hükümlerine aykırı olarak kanserojen maddeler içerdiği tespit edildi. Yumurtaların kansere neden olan nitrofuranlar olarak bilinen antimikrobiyal maddeleri içerdiği belirtiliyor. Tayvan haber ajansları, yumurtaların imha edildiğini veya Türkiye’ye iade edildiğini dile getiriyor. Türkiye’den
Ülkemiz piyasasında satılan yüzde 60 kakao içeriğine sahip bir bitter çikolata ürününün çok yüksek düzeyde kurşun, arsenik ve kadmiyum içerdiği belirlendi. Üründeki kurşun miktarı 438,81 mikrogram/kilogram, arsenik 113,32 mikrogram/kilogram ve kadmiyum miktarı ise 3.32 mikrogram/kilogram olarak belirlendi. Çocukların günlük olarak maruz kaldıkları kurşun miktarının 2,2 mikrogramı geçmemesi gerektiği belirtiliyor (bakınız
Yürüttüğü akademik araştırmalarla gıda güvenliğini, halk sağlığını etkileyen faktörleri, üretim süreçlerinde kullanılan tehlikeli kimyasalları gündeme getiren gıda mühendisi Bülent Şık’ın yeni kitabı “Çocuklar ve Gıda Güvenliği” yayımlandı. Tarımsal üretimde, hazır/paketli ürünlerde tehlikeli/toksik kimyasalların kullanımı yaygınlaşırken gıda güvenliği ve halk sağlığı için tehdit her geçen gün büyüyor. Konuyla ilgili yıllardır akademik
Marmara Denizi’ne kıyısı olan neredeyse her yerde görülen müsilaj (deniz salyası) sorunu ağır hasar verilen bir deniz ekosisteminin açığa çıkardığı bir sorun. 1989’dan günümüze uzanan süreçte atık suların derin deşarj yöntemiyle Marmara Denizi’ne boşaltılması sonucu deniz ekosistemi bozuldu. Zamanla oluşan kirlilik, yüzey suyu sıcaklılarının artışı vb. gibi sorunlar canlı türü
Su, yeryüzündeki hayatın devamlılığı için gerekli olan en önemli fiziksel varlıktır. İçinde su olmayan bir gezegenin bildiğimiz şekliyle hayata ev sahipliği yapması olanaksız. İklim krizi nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerinde susuzluk ve kuraklık gibi sorunlarda artışlar bekleniyor. Örneğin Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafi bölgede önümüzdeki on yıllarda su varlıklarının yaklaşık
Sosyal medyada yaygın olarak korona virüsü ifadesi yerleşik olsa da “şiddetli akut solunum yolu sendromu” hastalığına (SARS) yol açan korona virüsü “koronavirüsü 2” ya da kısaltılmış olarak “SARS-CoV-2” olarak adlandırılıyor. Korona virüsü, insanlarda ve hayvanlarda (develer, sığırlar, kediler ve yarasalar) yaygın olan büyük bir virüs ailesinden oluşmaktadır. SARS-CoV-2 virüsü 2003
Kocaeli Derince’de Merkim Endüstri Ürünleri A.Ş. firmasına ait bir depoda 2000-3000 ton arasında olduğu tahmin edilen HCH (hekzaklosiklohekzan) ve DDT (Dichlorodiphenyltrichloroethane) atığı var. HCH ve DDT karsinojenik, doğada kalıcı kirliliğe yol açan ve canlılarda birikim yapan (vücuda alındıklarında dokularda biriken) toksik kimyasal maddelerdir. Bu kimyasallar 1950’li yıllardan 1980’li yılların sonlarına
Gıdalardaki ve sulardaki kirliliği tespit eden araştırma sonuçlarını kamuoyuna açıkladığı için yargılanan gıda mühendisi Bülent Şık’a mahkeme “göreve ilişkin bilgilerin açıklanması” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Duruşmanın ardından yapılan basın açıklamasında konuşan Bülent Şık: Hakikatler söylenene, bilgi alma hakkı sağlanana kadar bu dava bitmeyecek! Ergene Nehri Havzası’nda
Meslektaşları, halk sağlığını olumsuz etkileyen tarımsal kimyasallarla ilgili araştırma sonuçlarını kamuoyuna açıkladığı için yargılanan Bülent Şık’la dayanışma mesajları yayımladı: ‘Yargılanması gereken halk sağlığını tehlikeye atanlardır, mesleki sorumluluğuna sahip çıkan Bülent Şık’ın yanındayız.’ Bülent Şık Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Dilovası ve Antalya’da yapılan, gıdalarda ve sudaki kirliliğin kanserojen etkiler yarattığını ortaya koyan
Bu yazı dizisinin ilk üç yazısında Rusya Federasyonu’na ve Suudi Arabistan’a ülkemizden ihraç edilen gıda ürünlerinde kullanılması 2018 yılı Ocak ayında yasaklanan Carbendazim isimli pestisit ile ilgili sorunlara yer vermiştim. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi yazıları üzerinden meselenin ne kadar geniş bir çerçeveye sahip olduğunu, Bakanlığın kamu sağlığından
Geçen hafta Türkiye’de kullanılan pestisit miktarının son on yıl içinde %57 oranında artmasına değinen bir yazı yazmıştım. Yazının yayınlanmasından sonra okurlardan çeşitli mesajlar aldım. Mesajlarda pestisit (tarımda kullanılan zehirli kimyasal maddeler) kullanımına dair istatistiksel verilerdeki bazı tutarsızlıklar, kullanım miktarlarındaki artışların ne anlama geldiği ve artışa nelerin yol açtığına dair sorular
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan çevresel göstergelere göre Türkiye’de 2017 yılında kullanılan toplam pestisit yani tarım zehri miktarı, 2016 yılına göre %8,08 artarak yaklaşık elli dört bin tona (54.098 ton) yükselmiş. İstatistiksel verilerde bazı çelişkiler var ama bu yazıda çelişkilere değil de eksikliklere değineceğim. Pestisitler tarımda çeşitli unsurlara karşı
Antibiyotikler enfeksiyon hastalılarının tedavisinde kullanılan ilaçlar. Ancak sadece insanların yakalandığı hastalıkların tedavisinde kullanılmıyorlar. İşin aslına bakılırsa dünya genelinde kullanılan antibiyotiklerin önemli bir kısmı hayvan yetiştiriciliğinde ve özellikle de endüstriyel hayvancılıkta kullanılıyor. Çok sayıda hayvanın sıkışık mekânlarda ve tahılla beslenmesine dayalı endüstriyel hayvancılık modeli hastalıkların yayılması için uygun bir ortam oluşturuyor
Çeşitli ülkelere ihraç edilen ama tarım zehri, mikotoksin ya da tarım zararlısı içerdiği için ülkemize geri gönderilen gıda ürünlerine ne olduğu, bu ürünlerin iç piyasaya sürülüp sürülmedikleri ciddi bir merak ve kaygı konusu. Ancak bu konudaki belirsizlik ve olası sorunlar sadece gıda ürünleri ile sınırlı değil. Gıda üretiminde kullanılan araç
Çeşitli ülkelere ihraç edilen ama tarım zehri, mikotoksin ya da tarım zararlısı vb. gibi etkenler içerdiği için ülkemize geri gönderilen gıda ürünleri ile ilgili olarak medyada sıklıkla haberler yer alıyor. Bu ürünlere ne olduğu, ülke iç piyasasına sürülüp sürülmedikleri ciddi bir merak ve kaygı konusu. İhracattan geri dönen ürünlere ne
Sağlık Bakanlığı’nın ‘yasaklanan bilgileri temin etme’, ‘göreve ilişkin sırrın açıklanması’ suçlamalarıyla Bülent Şık’a açtığı davanın ilk duruşması bugün görüldü. Bilim insanı, gıda mühendisi Bülent Şık, Ergene Nehri Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illerinde; Dilovası’nın bulunduğu Kocaeli’nde ve tarımsal üretimin yoğun olduğu Antalya’da gıdalarda ve sudaki kirliliğin kanserojen etkiler yarattığını
Akademisyen, gıda mühendisi Bülent Şık, Ergene Nehri Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illerinde; Dilovası’nın bulunduğu Kocaeli’nde ve tarımsal üretimin yoğun olduğu Antalya’da gıdalarda ve sudaki kirliliğin kanserojen etkiler yarattığını ortaya koyan araştırma sonuçlarını kamuoyu ile paylaştığı için yargılanıyor. Sağlık Bakanlığı, halkın sağlığını tehdit eden bilgilerin elde edildiği araştırmanın sonuçlarını
Ekoloji Birliği, kanser raporunu açıkladığı için hakkında 12 yıl hapis istemiyle dava açılan gıda mühendisi Bülent Şık’la ilgili basın açıklaması yayımladı. Türkiye’nin dört bir yanında ekoloji mücadelesi veren 60 dernek ve platformdan oluşan Ekoloji Birliği, gıdalarda ve sudaki kirliliğin kanserojen etkiler yarattığını ortaya koyan ve araştırma sonuçlarını halka açıkladığı için hakkında
Tarımsal üretimin yapıldığı bazı bölgelerde gıdalarda ve sudaki kirliliğin yaratığı kanserleri araştıran raporun sonuçlarını kamuoyuyla paylaşan gıda mühendisi Bülent Şık hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ergene Nehri Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illeri; Dilovası bölgesinin de içinde bulunduğu Kocaeli ve Antalya’da gıdalarda ve sudaki