Gıdalarda kanser raporunu açıklayan gıda mühendisi Bülent Şık hakkında dava açıldı

Tarımsal üretimin yapıldığı bazı bölgelerde gıdalarda ve sudaki kirliliğin yaratığı kanserleri araştıran raporun sonuçlarını kamuoyuyla paylaşan gıda mühendisi Bülent Şık hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Ergene Nehri Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illeri; Dilovası bölgesinin de içinde bulunduğu Kocaeli ve Antalya’da gıdalarda ve sudaki kirliliğin kanserojen etkiler yarattığını ortaya koyan araştırma sonuçlarını gizleyen Sağlık Bakanlığı, halkın sağlığını tehdit eden bilgileri kamuoyuna açıklayan Bülent Şık hakkında suç duyursunda bulundu.

T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre iddianame İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlandı. İddianamede, “Açıklanması yasaklanan gizli bilgileri açıklama, temin etme, göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçlamasıyla Bülent Şık hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istendi. Ancak bu iddianame mahkemeden savcılığa geri gönderildi ve aynı iddianame bu kez terör suçları bürosunca hazırlanarak mahkemeye iletildi.

İddianame: ‘Gizli kalmalıydı, bilgi edinilmesini kolaylaştırdı’
Savcılık, halkın sağlığını etkileyen bilgileri kamuoyuna duyuran Şık hakkında “Bülent Şık’ın, görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği, gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran, yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı, niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin ederek, Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı, bu nedenle atılı suçları işlediği anlaşılmaktadır” şeklinde ifadeler kullandı.

Evrensel ilkeler yok sayılıyor
Dava öncesi başlatılan soruşturmada avukatı aracılığıyla savunma yapan Bülent Şık, Dünya Üniversiteler Servisi’nin Lima Bildirgesi’nde, “Akademik çevrenin araştırma işlevi ile ilgili tüm üyeleri bilimsel araştırmanın evrensel ilke ve yöntemlerine tabi olarak, herhangi bir müdahaleye maruz kalmaksızın araştırma çalışmalarını sürdürme hakkına sahiptir. Bu kişiler aynı zamanda araştırmalarının sonuçlarını başkalarına özgürce iletme ve sansürsüz yayınlama hakkına da sahiptir” denildiğini, yazı dizisinin de bu kapsamda yapıldığı vurguladı.

Ne olmuştu?
Bülent Şık, barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle Ocak 2016’da görev aldığı bütün projelerden çıkartıldı. Aynı yılın sonunda üniversiteden ihraç edildi. Ancak insan sağlığı açısından sonuçları vahim olan çalışmayla ilgisini sürdürdü. Bülent Şık, ihraç öncesi içinde yer aldığı Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi’nim sonuçlarının açıklanıp açıklanmayacağını takip etti, ara raporların bile yazılmadığını öğrendi.
Rapor, halk bir yana, önlem alması için kamu kurumlarına bile gönderilmedi. Şık, çalışmanın elindeki mevcut kısımları üzerinden hareketle bölgeyi araştırmayı sürdürdü ve etik olarak bu bilgilerin gizli kalamayacağını kanaat getirerek, Cumhuriyet gazetesinde, 4 günlük bir yazısı dizisi ile kamuoyunu bilgilendirdi. Sağlık Bakanlığı, gerçeklerin ortaya çıkmasına katlanamadı ve Şık hakkında suç duyurusunda bulundu

Bir AKP klasiği: Halk sağlığını düşünen bilim insanları hedef alınıyor
Bilim insanlarının, mühendislerin gerçeği ortaya çıkarma sorumluluğunu mesleki sorumluluk olarak görmesi ve halk sağlığından yana taraf olması AKP tarafından ilk defa hedef alınmıyor. Daha önce de, Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Dilovası’nda yaptığı araştırmalar sonucunda anne sütünde ve bebeklerin dışkısında ağır metallere rastlamış ve bu bulgularını kamuoyu ile paylaşmıştı. Halk sağlığını tehdit eden metal kirliğine karşı önlem alınması gerektiğini söylemiş, açıklamaların ardından AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve AKP’li Dilovası Belediye Başkanı Cemil Yaman, Hamzaoğlu hakkında “halk arasında korku ve panik yaratmak” gerekçesiyle dava açmıştı.

politeknik.org.tr