Domates tırmandı, gıda fiyatları katlandı: İşte ‘Büyük Türkiye’ – Politeknik 

Mayıs ayının ortasında domates fiyatları pazar ve marketlerde 10 TL’ye kadar yükseldi. En büyük domates ihracatçısı ülke olan Rusya, Türkiye’den domates almama kararını değiştirmedi. Türkiye’nin 1 milyon 200 bin tonluk 365 milyon dolar hacmindeki toplam domates ihracatının %70’i yani 259 milyon dolar değerindeki 840 bin tonluk kısmı Rusya’ya yapılıyordu. 2015’ten bu yana Rusya’ya domates ihraç edilemiyor. Peki domates ihraç edilmiyorsa fiyatların düşmesi gerekirken neden yükseliyor? 
 
Talep azaldı, çiftçi ekmiyor 
 2015 yılında Rusya ile yaşanan uçak krizi ve İstanbul–Ankara  başta olmak üzere gerçekleşen bombalı katliamlar sonrası 2015’de 41 milyon olan turist sayısı 2016’da 31 milyona geriledi. Turist sayısındaki bu düşüş gıda  ürünlerinin iç tüketiminde de kısmen talep azalmasına neden oldu. Bu nedenle  özellikle örtü altı (sera) domates ekimi sadece Antalya’da %30’a yakın azaldı. Yine örtü altı tarımın yoğun olarak yapıldığı Mersin’de yaşanan sel felaketi de üretimi olumsuz etkiledi. Tarla domatesi çıkana kadar ihracat ve iç tüketim örtü altı tarımla karşılanan  domateste fiyatlar, ihracatın azalmasına rağmen talebin karşılanamamasından dolayı yükseldi. Domates fiyatlarının tarla domatesi çıkana kadar 5-6 TL’nin altına düşmeyeceği öngörülebilir. 
 
Türkiye yaş sebzelerden domates üretiminde %11, biber üretiminde %9, salatalık üretiminde %6 oranında iç tüketimin üzerinde üretim yapmakta ve bu ürünleri ihraç etmektedir. Tarla domatesi ve biberi çıkana kadar ihracatın artması fiyatları daha da yükseltebilir. Yeni ihraç kanalları oluşturulamadığında ise üretimden vazgeçme eğilimi artacak, fiyatlar yine düşmeyecek. Ancak Türkiye’de gıda fiyatlarını tırmandıran diğer etkenlere de dikkat çekmekte fayda var. 
 
Gıda fiyatları dünyada düşüyor, bizde yükseliyor  
Dünyada gıda ürünlerinin fiyatları düşerken Türkiye’de artması sadece ihracat ile açıklanabilecek bir durum da değildir. AKP’nin küçük çiftçiliği yok eden tarım politikaları ile pek çok ürünün üretimi ülke ihtiyacını karşılayamaz düzeye geriledi. Geçtiğimiz yıl kuru fasulyede 53 bin ton, mercimekte 340 bin ton nohutta 38 bin ton, cevizde 64 bin ton, buğdayda ise 4 milyon ton ithalat yapıldı. Bu ürünlerin fiyatları da oldukça yüksek olup, halkın alım gücünü zorluyor.  
 
AKP’nin çiftçi tarifesi: Mazot ve gübre fiyatı katlandı, destek azaldı  
AKP  döneminde 2002-2015 arasında gübre ve mazot fiyatları 3,5 kat arttı. AKP öncesinde sulama ücretsiz iken, AKP ile çiftçiler dekar başına yüzlerce lira su parası ödemeye başladı. Bunlar domates gibi tüm gıda fiyatlarını yukarıya tırmandırdı. TÜİK’in verilerine göre 2002-2015 döneminde çiftçinin %55’i 1000TL altında destek alırken %4’ü 10000 TL üzerinde destek alarak toplam 11 milyar 644 milyon TL desteğin %40’ını alıyor. Küçük çiftçi desteklenmedi.  
 
Çiftçilerin her türlü tarımsal faaliyetlerini kayıt altına almak ve çiftçiyi kredilerle ‘desteklemek’ amacıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının oluşturduğu Çiftçi Kayıt Sistemi’den, 500 bin çiftçi destek görmediği gerekçesiyle ayrıldı. Çiftçilerin %85’i  herhangi bir  Sosyal Güvenlik sisteminden yararlanmıyor.   
 
Tohumda sertifika oyunu  
Çiftçilerin kendi ürettikleri tohumlarla yetiştirdiği ürünlerin satışı yasaklandığı için, sertifikalı tohum almak zorundalar. Sertifikalı tohumlardan tohum elde edip, ertesi yıl ekmek artık mümkün değil. Çiftçi kendi iklime, toprağına uygun, hastalıklara dayanıklı, besin değeri yüksek ürün üretebildiği tohumlarını ekmek yerine uluslararası tekellerin tek tip ve besin değeri düşük, genleri ile oynanmış tohumları ekmek zorunda bırakılıyor. Üretim maliyetlerine tohum maliyeti de ekleniyor. Bu domatesin de dahil olduğu tarımsal ürünlerin zamlanması demek. 
 
Çiftçi değil aracılar kazanıyor  
Tarlada, üretim noktasında bulunan meyve sebze halinde yok pahasına satılan ürünler pazar ve marketlerde birkaç aracıdan geçerek 3 katına yakın fiyatlarla satılıyor. Köylü zarar ediyor, halk gıdaya erişemiyor, sermaye kazanıyor.  
 
15 yıllık AKP yönetimi, çiftçinin ürettiği gıdayı doğrudan halka erişimini sağlayacak aracıları ortadan kaldıracak düzenlemeleri yapmıyor, yapmayacak da. Tarımda çiftçilerin değil, şirketlerin üretim yapmasının politikalarını uygulayan, destekleri büyük oranda şirketlere yapan, çiftçinin emeğinin karşılığını alması için gereken düzenlemeleri yapmayan AKP ile gıda fiyatları daha da yükselecektir.