1935 Yılında İller Bankası Proje Müsabakası ile elde edilen Seyfi Arkan tarafından tasarlanan İller Bankası Binası 16 Haziran gecesi Ankara Büyükşehir Belediyesi ekiplerince yıkıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, binanın mülk sahibinin talebiyle Hergelen Meydanı’na yapılan camiye meydan kazandırmak(!) amacıyla yıkıldığını söyledi. Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun binanın yıkılarak caminin arkasına taşınması yönünde karar aldığını belirterek, yıkımı gerçekleştiren Belediye ekiplerini kutladı ve muzaffer bir edayla yıkıntının üzerinde poz verdi.
Hergelen Meydanı’na inşa edilen cami ile ilgili süreç 2013 yılında başlamış ve Şubemiz konunun takipçisi olarak imar planlarını ve kurul kararlarını yargıya taşımıştı.
2014 yılı sonlarında camiye meydan kazandırmak amacıyla İller Bankası Binası’nın yıkılacağı konusu basına yansımıştı. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız yazışmalar sonucunda konunun Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından talep edildiği, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ise talep doğrultusunda konuyu Koruma Bölge Kurulu’na sunduğu anlaşılmıştı.
2016 yılında TİKA Binası’nın yıkılması sonrasında cami ve meydan projesi revize edilmiş, Adnan Saygun Caddesi’nde taşıt trafiğinin yer altına alındığı ve TİKA Binasının bulunduğu parseli de içine alan yaklaşık 2 hektarlık bir alanda meydan düzenlemesinin yapıldığı proje modellerine yansımıştı. İller Bankası Binası’nın herhangi bir şekilde yıkılmasının düşünülmesi akıl dışıyken bu revizyondan sonra meydan yaratılması bahanesiyle İller Bankası Binasının yıkılması akıl dışılıktan da öte bir noktada zekâ yoksunluğudur. Nihai projeye göre yaklaşık olarak dört futbol sahası büyüklüğünde olan cami meydanı, Kocatepe Camisi meydanının iki katı büyüklüğündedir. İller Bankası Binası ve Banka tarafından geçmişte sağlık tesisi olarak kullanılan ek yapının yıkılmasıyla elde edilen yaklaşık 800 m2’lik alan, projedeki meydanın yaklaşık 25’te 1’i kadardır. Yani özetle “meydan elde etme bahanesi” bir yalandan ibarettir.
Hergelen Meydanına inşa edilen camiye batıdan bakıldığında İstanbul Caddesi’ni, kuzeyden bakıldığında ise Atatürk Bulvarı’nı karşılamaktadır. İller Bankası Binası’nın yıkılmasındaki tek amaç Atatürk Bulvarı güney-kuzey istikametinde caminin görülmesine engel olmasıdır. Yani Ankara’nın erken dönem şehircilik, mimari kimliğine ve İller Bankası’nın kurumsal geçmişine tanıklık eden böylesine önemli bir yapı bir cami manzarası uğruna yıkılmıştır.
1933 yılında yerel yönetimlere finansal ve teknik destek sunma amacıyla Belediyeler Bankası adıyla kurulan ve 1945 yılında İller Bankası adını alan Banka bu iki amacı bir kurumda birleştirebilmiş ve bu amaçlar doğrultusunda örnek işler yapmış olması nedeniyle dünyada benzersiz örneklerden birisidir. Yerel yönetimlere kredi, avans, sigortacılık gibi finansal destek sunan; emaneten, ihale ve yarışma usulleriyle harita, plan ve proje üreten; Belediyeler Dergisi adında Türkiye’nin ilk yerel yönetimler dergisini çıkararak akademiye önemli bir destek sunan Bankanın yapısı 2011 yılında AKP iktidarı tarafından değiştirilmiş ve Banka, İlbank AŞ adını almıştır. Şirketleşen yapısıyla İlbank AŞ kamu yararı hedefinden ziyade kamu elindeki arsalarda plan değişiklikleri yaparak rant sağlama ve arsa satışı yapma gibi faaliyetlere yoğunlaşmıştır. Bugün bir şirket edasıyla Çukurambar’da bir plazaya kiracı olan İlbank AŞ’nin, 84 yıllık kurumsal kimliğinin mekânsal yansıması olan İller Bankası Binası’na sahip çıkma gereği duymaması hatta yıkımı talep etmesi içler acısı bir durum olmakla birlikte AKP iktidarının bunca yıllık devlet geleneğini nasıl şirketleştirdiğinin de bir göstergesidir.
Değinilmesi gereken diğer bir husus ise Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun yapının yıkılarak taşınmasına ilişkin verdiği karardır. Bilindiği üzere korunan bir kültür mirasının yıkılarak yeniden yapılması genelde yapının riskinin olması neticesinde uygulanan ve son başvurulması gereken yöntemdir. İller Bankası Binası ise daha birkaç yıl öncesine kadar aktif olarak kullanılan sağlıklı/sağlam bir yapı idi.
Koruma Kurulu’nun yapının caminin arkasına yapılması yönünde verdiği karar da bir başka akıl tutulmasını bizlere göstermektedir. Sıhhıye Köprüsü’nden başlayarak Hergelen Meydanı’nda biten hat, Ernst Egli, Bruno Taut, Ahmet Hikmet Koyunlu, Seyfi Arkan gibi ünlü yabancı ve Türk mimarlarca tasarlanan Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Ankara Olgunlaşma Enstitüsü, Ankara Radyosu, Türk Hava Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İller Bankası gibi erken dönem cumhuriyet binalarıyla adeta bir açık hava mimarlık müzesidir. İller Bankası’nın Atatürk Bulvarı’ndan koparılması ayrıca bu değerli hatta da vurulmuş bir darbedir.
Özetle bugün İller Bankası Binası, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Koruma Kurulu ve İlbank AŞ’nin ortaklaşa akıl tutulması neticesinde yitirilmiştir. Bunca kurumun içinde devlet geleneğine, Ankara’nın başkent kimliğine ve tarihi mirasına ilişkin bir kaygı duyulmaması İller Bankası Binası’nın yitirilmesinden öte ülkemizin bulunduğu koşulları yansıtması açısından son derece üzücüdür. Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak müthiş bir entelektüel akıl ve mekâna dair duyarlılıkla imar edilen Başkentimiz Ankara’nın büyük bir cehalete kurban edilmesini ve maalesef ki yargının artık bu hususta işlevsiz kalmasını büyük bir üzüntüyle takip ediyoruz. Bu ucu bucağı olmayan cehaleti boğacağımıza olan inancımızla mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi