İSG Yönetmeliği’nde Kısmi Durdurma
Spread the love

Danıştay 10. Dairesi, 27 Kasım 2010’da ÇSGB tarafından yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin iptali için TMMOB tarafından açılan davada verdiği ara kararla yönetmeliğin 2 maddesinde kısmi yürütmeyi durdurma kararı verdi
TMMOB tarafından yapılan başvuruda yönetmelikteki “iş güvenliği uzmanı” ile “Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB)” tanımlarına ve OSGB’lerin vize işlemlerine ilişkin bazı maddeler ve sözkonusu yönetmelik yayınlanmadan önce bakanlıkça verilen belgelerin ve yapılan eğitimlerin geçerli sayılmasına ilişkin geçici maddelerin iptali istenmişti.

Danıştay 10. dairesi verdiği kararda yönetmeliğin Geçici 1. Maddesi’nin 2. cümlesi ile, geçici 3.Maddesi’nin işgüvenliği uzmanlığı yönünden yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Böylece 2004 yılında çıkarılan yönetmeliğe göre eğitim alarak iş güvenliği uzmanlığı sertifikası verilenlere ek eğitim verilip sınav yapılarak belgelerinin geçerli olmasının yürütmesi durduruldu. Ayrıca Geçici 3. madde ile de 2009 yılında yayınlanan yönetmeliğe göre eğitim alıp yönetmelik iptal edilince sınava giremeyenler için sağlanan sınav hakkının da yürütmesi durduruldu.

Danıştay 10. Dairesi verdiği kararda yürütmenin durdurulması istenen diğer maddeler için mevcut şartlar altında yürütmeyi durdurma kararı vermedi.

Kararın Arka Planı

4857 Sayılı yasa 2003 yılında yürürlüğe girdiğinden beri özellikle işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin mevzuat yerleşmedi. Bu konuda yaşananlar AKP hükümetlerinin genelde hukuka, özelde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yaklaşımını yansıtıyor. Bazı örnekler şöyle:

– AKP hükümetleri çıkardıkları düzenlemeler yargı tarafından durdurulduğunda, yargının iptale dayanak yaptığı yasa maddelerini kendilerine uydurarak yolunda ilerlemeye devam ediyor. Ancak, bunu yaparken de yeni çıkar alanları yaratabilmek kaygısıyla yasaları yeterli tutarlılıkta yapmadıklarından dolayı yeniden açık veren yasalar yapıyorlar. Bu arada TMMOB, TTB ve işçi sendikaları gibi demokratik kurumların eleştirilerini kesinlikle göz önüne almayıp, hatta bu kurumlara karşı cezalandırma mantığıyla yeni düzenlemeler yapıyorlar. Örneğin 2010 yılındaki Torba Yasa ile İş Kanunu’nun 81. maddesinde yapılan değişiklikle yönetmelik çıkarma sürecinde TMMOB ve TTB’nin görüşünü alma zorunluluğu ortadan kaldırılarak, bu örgütlerin hukuksuzluklar karşısında yaptığı başvurular cezalandırılmaya çalışıldı.

– 1974’ten beri yürürlükte olan ve oldukça kapsamlı bir içeriğe sahip olan “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü” kaldırılarak yerine “İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” konulmak istendi. Bu durum işverenlerin yıllardır talep ettikleri daha esnek, kolay değiştirilebilir düzenleme talebine uygundu. Ancak Danıştay, 2006 yılında verdiği kararla temel ilkeler bir tüzükle düzenlenmeksizin sadece bir yönetmelikle bu konunun düzenlenmesinin yanlış olduğuna karar verdi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ni iptal etti. O tarihten beri bakanlık tarafından İSİG Tüzüğü yerine yasa çıkarılması veya yeniden yönetmelik yayınlanması seçenekleri üzerinde duruluyor. Bu arada 2008 yılında 4857 sayılı yasanın 78. maddesinde yapılan değişiklikle “tüzük” kavramı yasadan çıkartılarak Danıştay kararının dayanağı ortadan kaldırılmaya çalışıldı.

– İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları konusunda da bakanlık piyasalaştırma temelindeki yaklaşımıyla peşpeşe hukuken sorunlu adımlar atıyor. Danıştay’ın son kararı da bunun bir yansıması. Bakanlık 2004 yılında iş güvenliği ile görevli teknik elemanların eğitimine ilişkin bir yönetmelik yayınladı ve bu yönetmeliğe dayanarak ÇASGEM tarafından mühendislere iş güvenliği uzmanlık eğitimleri verilerek sınav yapılıp belge verildi. Ancak bu yönetmelik 2006 yılında iptal edildi ve eğitimler durdu. Bakanlık 15.08.2009 tarihinde yeni bir yönetmelik çıkararak bu sefer özel eğitim kurumlarına iş güvenliği uzmanlık ve işyeri hekimliği eğitimlerini verdirmeye başladı. Ancak, TMMOB ve TTB’nin başvurularıyla bu yönetmeliğin de yürütmesi Danıştay tarafından durduruldu. Bakanlık, son olarak 27.11.2010 tarihinde bu sefer düzenlemeyi 3 ayrı yönetmeliğe bölerek yeni yönetmelikler yayınladı ve bu yönetmeliklerde yukarda bahsedilen eğitimlerin geçerli sayılmasını sağlayacak geçici maddeler koydu. Ancak, yönetmelik yayınlandığı tarihte hukuki altyapısı kalmamış olan eğitimlere geçerlilik kazandırmaya dönük bu maddeler son Danıştay kararıyla yine durdurulmuş oldu.

4857 Sayılı Kanun’la iş hukukumuza iş güvenliğinden sorumlu bir teknik eleman girmiş oldu. Ancak yalnızca sanayiden sayılan ve devamlı olarak 50’den fazla işçi çalıştıran işyerleri için… Yine işyeri hekimliği için de uzun yıllardan beri varolan 50 kişiden fazla işçi çalıştırma şartı yasada korunmaya devam edildi. Bu durum da hem iş güvenliği hem de işçi sağlığı için işyerlerinin bir çoğunu konuyla ilgili uzman çalıştırmak zorunluluğundan kurtarırken, bu işyerlerinde çalışan işçilerin sağlık ve güvenliği önemsenmemeye devam etti.

2003 yılından beri yaşanan süreç, zaten sorunlu bir alan olan işçi sağlığı ve iş güvenliğindeki sorunları artırdı. Yetki karmaşası yaşandı, işçiler kendilerine sunulması gereken sağlık ve güvenlik hizmetlerinden mahrum kaldı. Yıllardır uzayan süreç, bakanlıktan belge almış olan az sayıdaki kişinin ve bu alanda oluşan şirketlerin bu alandan ciddi bir rant elde etmesini sağlarken, Bakanlığın çıkardığı yönetmeliklere göre kurslara giden çok sayıda insan aldıkları belgelerin iptali sorunuyla karşılaştı. Bu durumun nedeni olarak kendilerine gösterilen TTB ve TMMOB’ye tepki geliştirildi. Ancak, bu süreçte TTB ve TMMOB hukuksal haklarına dayanarak hükümetin yaptığı hukuksuzlukların önünde engel olmaya çalışıyor. Muhtemelen, son Danıştay kararı da aldıkları belgeler geçersiz hale düşen teknik elemanlarda bir tepki yaratacaktır. Ancak, bu sorunda gerçek sorumlunun yasalara uygun yönetmelik hazırlamayan Bakanlık olduğunun altının her zaman çizilmesi gerekiyor.

*Bu haber guvenlicalisma.org sitesinde Politeknik Yazarı Ertuğrul Bilir imzalı yayınlanmıştır


Spread the love