Sandıktan Sağa Birlik Sola Görev Çıktı

AKP’nin anayasa değişikliği yüzde 42’lik hayır oyuna karşı yüzde 58’lik evet oyu ile kabul edildi. Oyların dağılımına bakıldığında, sağ tabanın AKP etrafında kümelendiği görüldü. Hayır ya da boykot ile AKP anayasasını onaylamayan aktörler için ise tek bir sonuçtan söz etmek mümkün değil…

AKP, tüm iktidar olanaklarını kullanarak yalan, baskı, manipülasyon ve tehditle örgütlediği referandum sürecinin sonunda yüzde 58 evet oyu ile değişiklik paketini geçirdi. Evet için cemaat, sermaye örgütleri, liberaller, Kürt burjuvazisi ve milliyetçi muhafazakar cephenin bütün etkili aktörleri seferber oldu. Bu seferberlik milliyetçi-muhafazakar tabanı Türkiye’nin neoliberal otoriter bir devlete doğru dönüşüm sürecinin kurucu aktörü AKP’nin etrafında birleştirdi.

12 Eylül sürüyor
12 Eylül’le hesaplaşma ve halka yeni hak ve özgürlükler getirme iddialarıyla halkoyuna sunulan değişiklik paketi gerçekte 12 Eylül’ün kurumlarını ve ruhunu güçlendiriyor. 12 Eylül Anayasası’yla güçlendirilen yürütmeyi, üzerindeki kısıtlamaları kaldırarak daha da güçlendiren paket emekçiler aleyhine önemli değişiklikler getiriyor.

Neoliberal dönüşümün gerektirdiği otoriter devlet yapısı AKP’nin manipülasyonuyla daha demokratik bir yapı gibi sunulsa da sosyalistler ve emek örgütleri ‘hayır’ kampanyası örgütleyerek bu yalanı teşhir etmişti. Başını liberallerin çektiği ‘Yetmez Ama Evet’ cephesi ise yürüttüğü ‘evet’ kampanyasıyla AKP’nin yalanına destek vermişti. Seçim sonuçları bu desteğin, gerici şoven bir tarihsel ittifakın demokratik atılım hareketiymiş gibi sunulmasına hizmet ettiğini gösterdi.

Irkçılık kazandırdı, MHP kaybetti
Referandum kampanyasını milliyetçi-muhafazakar tabana seslenen sağ bir söylem üzerinden kuran AKP’nin, sağ tabanı geçmişin Milliyetçi Cephe siyasetini andırır biçimde etrafında toplamayı başardığı görüldü. Referandum sürecinde MHP’yi CHP’nin kuyruğuna takılmakla ve Komünistlerle, PKK’yle aynı safa düşmekle itham eden Erdoğan’ın bu siyaseti başarılı oldu. AKP tarafından referandum sürecinde MHP’ye alternatif olabilecek yeni bir milliyetçi-muhafazakar söylemin temellerinin atıldığı görüldü.

Faşist hareket açısından etkisi cüssesine göre büyük olan BBP’nin AKP ile kurduğu referandum ittifakı, MHP seçmeni gözünde “evet”e meşruiyet kazandırdı. Bu süreçte AKP’nin “bağımsız ülkücüler”, BBP, MHP’den transferler üzerine kurulu taktiklerinin etkili oldu.

Sosyal demokrasi AKP karşıtlığının sınırına dayandı
CHP’nin referandum sürecindeki yaygın ve Kılıçdaroğlu’nun popülaritesi üzerine kurulu kampanyası kendi siyasetinin sınırlarına takıldı. CHP’nin yerel seçimlerde etkili olduğu bölgelerde gücünü koruduğu görüldü; ancak CHP, Kılıçdaroğlu ile yakaladığı rüzgara rağmen önemli bir atılım yapamadı. Oylanan paketin içeriğine ilişkin bir eleştiri getirmeyen, “İki madde dışında hepsine evet deriz”, “Dokunulmazlıkları kaldırın, paketi onaylayalım” gibi söylemlerin dolaylı olarak hayır çağrısının inandırıcılığını zedelediği görüldü. CHP, muhalefetini içeriksiz bir “AKP karşıtlığı” zeminine oturtarak AKP’ye oy vermiş ancak değişiklikten zarar görecek kitleleri de AKP etrafında kenetledi.

AKP’nin kendi ‘Kürt projesi’ başarılı
BDP’nin seçim bölgesindeki oy oranları partinin boykot çalışmasının başarılı olduğunu gösterdi. Boykota katılım oranının yüksek olması Kürt hareketinin başarısına işaret ederken referandum sürecinde Kürt burjuvazinin evet çıkışı, AKP’nin Kürt hareketini sınıf temelli bölme projesinin de başarılı olduğunu gösterdi.

Bölgede seçime katılanların oy oranlarının ezici biçimde ‘evet’ çıkması Kürt burjuvazisinin ‘evet’ açıklamalarının yansıması olarak değerlendiriliyor. Bu ayrışma demokratik Kürt hareketinin tasfiyesi ve Kürt burjuvazisinin bir ittifak unsuru haline getirilmesini öngören açılım projesiyle örtüşüyor. Üstelik referandum sonuçları, açılım siyasetini sürdürme konusunda AKP’nin elini rahatlatacak bir biçimde, MHP’de simgeleşen milliyetçi muhalefetin de önemli ölçüde bertaraf edildiğini gösteriyor.

Aynılar aynı yere
Türkiye’nin siyasi haritasında önemli bir değişim sürecinin başladığı da görülüyor. Referandum sonuçları saflaşmada cemaat-sermaye ittifakının yanına geleneksel Türk milliyetçiliğinin ve Kürt burjuvazisinin de eklendiğini gösterdi. Böylece geleneksel MHP siyaseti iflas ederken, Kürt hareketini de sınıfsal bir hesaplaşmaya zorlayabilecek bir ayrışmanın ipuçları açığa çıktı.

Sosyalistlerin, kendilerini CHP’nin “hayır”ından ayrıştırarak, AKP eliyle yürütülen neoliberal otoriter projeye karşı emek eksenli bir muhalefet yükseltme çağrısının önemi açığa çıktı. Başta CHP çizgisi olmak üzere, egemenler arası çatışmaya dayanan bir siyasetin, emekçi sınıfların önemli bir kesiminin AKP tarafından maniple edilmesine onay anlamına geldiği bir kez daha doğrulandı.

Değişiklik paketinde yer alan emeğe ve kamusal haklara yönelik saldırılar, kendisini sandıkla sınırlamayan toplumsal muhalefet güçleri açısından yeni bir mücadele evresini haber veriyor.

 

 

Kaynak:sendika.org