Mimarlar genel kurula hazırlanıyor: 9 soruda Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi genel kurul sürecine, ücretli mimarların temel sorunlarını dert edinen bir meslek odası yaratma iddiasıyla hazırlanan ‘Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi’ çalışması, yayımladığı açıklama ile sıkça sorulan soruları yanıtladı.

Genel kurulda ikinci gün yapılacak seçimlerde, iddiasını aynı zamanda belirlenecek adaylarla liste çalışmasına dönüştürecek Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi 9 soruda süreci ve çalışmayı anlattı:

Siz Kimsiniz?

En genel ifadeyle öğrenciliğinden beri odada bir ayağı olan, ücretli mimar forumlarını düzenleyen, ücretli, işsiz ve kadın komisyonlarından tanışık, her geçen gün kötüleşen sektör eliyle kaybolan hayatlarımızda meslektaş dayanışması göstererek birbirimize tutunmaya çalışan mimarlarız.

Bu girişim nasıl başladı?

İçinden geçtiğimiz dönemde gün geçtikçe artan kırılganlığımızı kendi aramızda ya da daha geniş katılımlı bazı forumlarda sıkça dile getirmemiz bu girişimin başlamasını sağladı. Böyle bir dönemde, meslek odamızın metinde belirttiğimiz ilkeler ekseninde tutum almasına, işçi mimarı gözetmesine, bir örgütlenme alanı olarak yönelmesine niyet ediyoruz.

‘Dayanışmacı Taban’ ne demek?

“Dayanışma” içinden geçtiğimiz dönemin belki de en belirgin ihtiyacı ve bizi motive eden en kuvvetli ifade. “Taban” ise örgütlenmenin zeminin oluşturan kesim; daha net bir tanımla üye çoğunluğunu oluşturan ücretli çalışan ya da işsiz mimarlar. Oda politikalarına tabanın ihtiyaçları ve onun örgütlülüğü üzerinden yön vermeyi hedefliyoruz. Bunu yaparken de belirttiğimiz gibi olmazsa olmazımız dayanışma ve daha kalabalık bir çoklukla iletişim.

Ekibinizde kimler var?

Girişimi başlatan ekibin içinde farklı alanlarda (kent hareketleri, akademik sorunlar, kadın mücadelesi, ücretli çalışan hakları gibi) mücadelesine devam eden arkadaşlarımız, geçmişte oda yönetiminde yer etmiş meslektaşlarımız, kendi küçük bağımsız ofisi olan, yeni mezun olan, doktora ya da yüksek lisans öğrencisi olan akademide çalışmalarına devam eden üyeler var. Ağırlıklı olarak ücretli çalışan mimarlarız. Hepimizin hedefi de bu bileşeni daha da farklı alanlardan meslektaşlarımız ile bizi bir araya getiren prensiplerden sapmadan genişletebilmek.

Yakın zamanda yayınlanan 8 şubenin ortak deklarasyonunda da sizin çıkış metninizde değindiğiniz “tabandan kopuk olma” vurgusu var. Sizi bu yaklaşımdan farklılaştıran şey nedir?

Bizim açımızdan meslek odamızın tabandan kopuk olmaması politik bir kavrayışla sağlanabilir. Bunun yolu da odayı oluşturan meslektaşlarımızın, bizlerin sorunlarına yönelik politikaların en az kente dair politikalar kadar önemsenmesinden geçiyor.
Altını çizmek istiyoruz “oda siyaset yapmasın” söylemi hiçbir koşulda bizim söylemimiz değil. Biz bugünü yorumlarken en temel ihtiyacı, kent mücadelesine dönük politikaların meslektaşlarımızın gündelik hayatında yaşadığı sorunlarla birlikte ele alınması olarak görüyor ve çözüm için geliştirilen politikaların odayı meslektaşları ile yakınlaştıracağını savunuyoruz.

Seçimlerde aday mısınız? Aday belirlemede açıklıktan, şeffaflıktan bahsediyorsunuz, bunu hangi yöntemle sağlayacaksınız?

Bizi bir araya getiren ilkeleri metinde açıklıkla yazdık ve en geniş bileşene ulaşarak geliştirmek istedik. Bu çabamız halen devam ediyor. 45. Dönem Mimarlar Odası İstanbul Şube Yönetimi’ne de bu ilkeler doğrultusunda adayız. Yönetim kurulunda görev almasını istediğimiz listeyi de en kısa sürede sizlerle paylaşacağız.

Oda seçimlerinde hükümete yakın grupların bir olasılık olarak seçime girmeleri durumunda, demokrat oyların iki farklı liste ile bölüneceği endişeleri sıkça dile getiriliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Gerek TMMOB’ye bağlı diğer meslek odalarında gerek de odamızda, bahsedilen grupların seçimlere girmesi olasıdır. Her ne kadar yakın zamanda gerçekleşecek genel kurulumuz için bu güne kadar böylesi bir duyum almış olmasak da yine de bu tarz girişimler için demokratlar arası ön seçimi pek çok odada uygulanan bir yöntem olarak savunuyor ve öneriyoruz.
Çıkış metnimizde de açıkça yazıyor ama bu vesile ile hatırlatmış olalım: Meslek odamızı gerici söylem ve uygulamalardan korumanı yegâne yolunun katılımcı ve şeffaf bir örgütlenme sürecinden geçtiğini düşünüyoruz. Seçim dönemlerinde ön seçim ve bunun gibi alternatifler değerlendirilmeden “2. liste olmasın” demek demokrasiyi kısıtlamak anlamına gelir ki bu demokratların kullanacağı bir söylem olamaz. Bu söylemi gericilik karşıtı bir söylemin gerekçesiyle birleştirmenin de durumu farklılaştırmayacağı ortadadır. Olası bir gerici müdahalede demokratlar arası ön seçim yapılmalıdır.

Mevcut yönetimden sizi farklı kılan nedir? İnsanlar neden size oy vermeli?

Biz bugüne kadar mevcut yönetimin yapmadıklarını tartışmaktan çok kendi irademizi ve programımızı yaymaya çalıştık. Karşıtlıkları değil iddiamızı tartışmayı her zaman tercih ediyoruz. Pratiğimizin de bunu gösterdiğini düşünüyoruz. Meslek hayatına yeni atılmış, ücretli çalışan, serbest çalışan meslektaşlarımız bize oy vermeli, çünkü biz en temel gündemimizi çalışma hayatımızda karşılaştığımız sorunları nasıl çözeriz konusuna ayırıyoruz. Odanın tüzel kişiliği ile bu konuya nasıl dahil olabileceği üzerinde ısrarla duruyoruz. Kadın ve LGBT+ mimarlar bize oy vermeli çünkü biz iş ilanlarından günlük çalışma hayatına ayrımcı söylem ve pratiklerin karşısında ne yapılması gerektiğini gündemimize alıyoruz. Kent mücadelesine gönül vermiş meslektaşlarımız bize oy vermeli çünkü biz bu mücadeleyi büyüterek sürdürmeyi hedefliyoruz.Bu mücadelede öne çıkan meslektaslarimizin görevi devralabilecegi mekanizmaları önemsiyoruz.En önemlisi yaşanabilir çevreler için verilecek mücadelede ücretli mimarların haklarını gozetmeyen, meslektaş dayanışmasını yükseltmeyen bir anlayışın önümüzdeki dönem bu alanda geri düşeceğini, eksik kalacağını düşünüyoruz.

45. Dönem Genel Kurulu için çağrınız nedir?

Özellikle zorlu piyasa şartlarında çalışan, yalnız olduğunu düşünen, faydası olmadığını düşünerek odayla arasına mesafe koymuş meslektaşlarımıza, yeni mezun arkadaşlarımıza, seçimlerde oy kullanmaya ve dayanışmayı yükseltmek için bir adım atmaya çağırıyoruz. “Bir oy bir şey değiştirmez” diye düşünmek yerine, hep birlikte mevcut durumu değiştirmek için ortaya atılan bu iddiayı taşıyalım. Bu çalışma ancak o zaman anlam kazanacaktır.

politeknik.org.tr