Kuzey ormanlarından çağrı: ‘Doğanın asla kaybetmeyecek olan direnişine katıl!’

Kuzey Ormanları Savunması, AKP’nin talan projesi 3. köprünün son tabliyesinin konulduğu 6 Mart günü, inşaat nedeniyle yoğun tahribata uğrayan Sarıyer – Uskumruköy’deydi

İstanbul’un kuzey ormanlarını talan eden 3. köprü projesinin son tabliyesi 6 Mart’ta yerleştirildi. AKP’nin katil mega projesi 3. köprüye kaşrı mücadele eden Kuzey Ormanları Savunması da aynı gün köprü inşaatı nedeniyle yoğun tahribata uğrayan Uskumruköy’deydi.

AKP’nin zafer edasıyla iki yakayı 3. defa birleştirmesine meydan okuyan yaşam savunucuları, köprünün talanına rağmen yaşamı savunmak ve köprüye karşı mücadele etmek için bir neden olduğunu hatırlattı, 250 milyon ağacın korunması gerektiğini belirtti.

kos_1

Uskumruköy’ü yararak geçen 3. köprü kavşağında bir araya gelen yaşam savunucularına çevik kuvvet ekipleri ve TOMA da eşlik etti. Eylem, polisin “yasa dışı konuşursanız saldırırız” tehdidinin ardından “Biz biz bir aradayız, bir arada yaşamı savunacağız” ve “Ormanıma suyuma toprağıma dokunma” sloganlarıyla başladı. Katliam alanı önünde “Kuzey Ormanları direnecek” ve “Hala 250 milyon ağacıyla direnen Kuzey Ormanları yaşamı savunuyor” pankartlarının açıldığı eylemde basın açıklamasını KOS’dan Seda Elhan okudu. Elhan, basın açıklamasında Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin 3. Köprü bağlantı yolları ihalelerinin beşinci kez ertelendiğini belirterek iktidar ve medya organlarının ise proje bitmiş gibi gösterme çabası içinde olduğunu söyledi.

Elhan ayrıca “3. köprü bitti” tantanası, Kuzey Ormanları’nda katliamdan şu an için kurtulmuş milyonlarca ağacı, köprü oldubittisine getirip sessizce yok etmeyi amaçlıyor” dedi.

Mega projelerin sadece doğayı değil işçileri de katlettiğinin altını çizen Elhan, “Doğayı yenemezsiniz. Kendinizle birlikte insanlığı yok oluşa sürüklemeyi derhal bırakın” dedi. Basın açıklaması “Doğanın asla kaybetmeyecek olan direnişine katıl. Katıl ki ormanlar insan çocuklarının şen kahkahalarından mahrum kalmasın, katıl ki insanoğlunun kendi gerçekliğini aradığı uzun yürüyüşü son bulmasın, katıl ki aşık olduğumuz doğanın çektiği acılar son bulsun. Doğamız hep doğuruyor olsun” denerek sonlandı.

kos_3

Basın açıklaması ardından sözü alan Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar ise 3. köprünün ulaşım için değil rant için yapıldığını söyleyerek, geçmişte “bu bir cinayet projesidir” diyenlerin şu anda cinayeti işlediklerini belirtti.
Sloganlar eşliğinde son bulan basın açıklaması ardından eylemciler, 3. Köprü’nün doğa üzerinde yarattığı tahribatı fotoğraflamak için bölgede bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

Basın açıklamasının tam metni:

Doğayı katlederek süren Kuzey Marmara Otoyolu inşaatında, 3. köprü’nün iki ucunun birleştirildiğini ilan edenlere sesleniyoruz!

Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamındaki 3. köprünün bağlantı yollarından Kurtköy – Akyazı ve Kınalı – Odayeri kesimlerinin Mart ayında yapılması planlanan ihaleleri beşinci defa ertelenirken, Gümüşdere civarında bir dere yatağı üzerine binlerce ağaç kesilerek yapılan geçiş viyadüğü inşaatı stabilizasyon sorunları nedeniyle yarım bırakılmışken, yandaş medya köprünün iki yakasının birleştirilmesini projenin bitimi olarak gösterme çabası içerisinde. İki yakanın birleşmesi, projenin tümü tamamlanmadan köprü ulaşıma açılamayacağından hiçbir şey ifade etmezken, toplamda 60 kilometrelik otoyol ve 35 kilometrelik bağlantı yollarından oluşan projenin sadece 2 km.lik bir kısmı 3. köprüyü oluşturuyor.

“3. köprü bitti” tantanası, Kuzey Ormanları’nda katliamdan şu an için kurtulmuş milyonlarca ağacı, köprü oldubittisine getirip sessizce yok etmeyi amaçlıyor
Yaşanan politik ve ekonomik krizi gizlemenin türlü türlü yollarını arayan AKP Hükümeti’nin, inşaat ve sömürü üzerine kurduğu saltanatının artık nasıl da tükenme noktasına geldiğini Kalkınma Bakanlığı da Ocak 2016’da yayınladığı çalışmayla itiraf etmişti. 3. köprünün iki yakasının birleşmesi bir yandan yaşanan krizin iyice açığa çıkmaması için bir başarı hikâyesi yaratmaya, diğer yandan 5. kez erteledikleri ve milyonlarca ağacın daha katledileceği ihaleyi gizlemeye çalışıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı’yken, “3. köprü yapılmalıdır” diyen dönemin başbakanı Çiller’e “Üçüncü köprü cinayettir, İstanbul’un son kalan ormanlarını yok eder” cevabını veren zamanın “yavru gezici”si Recep Tayyip Erdoğan, bugün ise adını koyduğu cinayetin faili durumundadır. Zira Recep Tayyip Erdoğan tarafından yaptırılan 1/100.000’lik İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın en büyük amacı, artık nüfusuna yetemeyen İstanbul’a binlerce yıldır yaşam kaynağı olmuş, havasını temizlemiş, suyunu içirmiş Kuzey Ormanları’nın kayıtsız şartsız korunmasıdır. Kuzey Ormanları’nı “çılgın projeler”le yapılaşmaya açmak şöyle dursun, İstanbul’a yapılacak tek yatırımın raylı sistem, toplu taşıma ve deniz ulaşımı olduğunu, ayrıca İstanbul’un küçülmesi için ne gerekiyorsa yapılmasını gerektiğini savunanlar yine dönemin İBB yöneticileridir. Bugünse, dayatmacılığı ve suç için kılıf uydurmacılığı ilke edinen aynı insanlar, katil projeleri kendi elleriyle hazırladıkları ve “İstanbul’un Anayasası” olarak tanımladıkları 1/100.000’lik İstanbul Çevre Düzeni Planı’na işlemek için bir İBB şirketi olan Bimtaş’ı devreye sokmuştur. Bunu yaparken de kafalarındaki, 3. köprü ve 3. havalimanına karşı açılmış davaları bypass etmek ve Yeni İstanbul, Kanal İstanbul ve bunları takip edecek yancı yıkım projelerinin yolunu açmaktır. İşine geldiğinde hukuka saygıyı diline dolayan bu yaşam düşmanları, mahkeme üstüne mahkemenin verdiği “ÇED zorunludur” kararlarını uygulamamakta, kulu haline getirdikleri kolluk kuvvetleriyle beton altından sopa göstermektedir.

Transit geçecek dediler, Kuzey Ormanları’nın ortasına çıkış verdiler
“3. köprüyü İstanbul’dan transit geçecek tırlar için yapıyoruz, hiçbir çıkış vermeyecek sadece trafiği rahatlatacağız” diyerek yalan söyleyen iktidar, bugün gerçek niyetinin aslında bir “mega rant” projesi olduğunu gizlemeye bile gerek duymuyor. Yandaş ya da değil, ama kesinlikle stratejik ortak inşaat sermayesiyle el ele veren iktidar, çok değil 3. köprü çıkışlarının hemen üç kilometre sonrasında, orman içinde bir kanser gibi büyütmeye çalıştığı Sarıyer ve Beykoz köylerine çıkış verdi. Üçüncü bir havalimanı yapmak için elbette yine Kuzey Ormanları’nı, 3. köprünün devamı olan otobanın yanındaki ormanları seçti, milyonlarca ağacımızı da burada kırdı. Havalimanı dediklerinin aslında devasa bir “kent” olduğunu da geçtiğimiz aylarda İBB bülteninde itiraf ettiler. Bu katil projeler ve bu projeler yapıldığı için yükselen ve genişleyen binlerce yancı inşaat “proje”si için orman içinde sayısız ağacı katlederek açılan taş ocaklarını sayamıyoruz bile…

Kuzey Ormanları sadece İstanbul’un değil Marmara ve Türkiye’nin en büyük ve en eşsiz ekosistemlerinden biridir.
Kuzey Ormanları batıda Bulgaristan Stranja Ormanları’na doğuda ise Karadeniz Ormanları’na kavuşur. Sayısız bitki, ağaç ve hayvan türünün yuvasıdır. Marmara bölgesi yeraltı ve yerüstü su sisteminin ana varlığı, havasını süzen akciğerleridir. İğneada ve Acarlar Longozu, Istrancalar, Çilingoz, Terkos, Boğaziçi, Polonezköy, Ballıkayalar, Karadeniz boyunca uzanan kumullar gibi pek çok alt ekosisteme, doğal zenginliklere sahiptir. Bu ormanlarda yaşamış kadim toplumların kültür mirasını barındırır.

Kendisini Kuzey Ormanları’nı para, güç ve ihtiras uğruna yağmalamaya adamış sözüm ona “muhafazakar” iktidar güçlerine sesleniyoruz. İstemezükçülüğü bırakın!

Nefes almak istemiyorsunuz. Su içmek istemiyorsunuz. Toprağa basmak istemiyorsunuz. Zehirsiz beslenmek istemiyorsunuz. Çocuklarınızayaşanabilir bir şehir bırakmak istemiyorsunuz. Gelenek ve kültürümüzü yaşatmak istemiyorsunuz. Hayvanlarla yaşamak istemiyorsunuz. Siz Kuzey Ormanları’nı istemiyorsunuz. Peki ne istiyorsunuz? Kuzey Ormanları’nın her parçasına göz koydunuz. Fatih Ormanı’nı Doğuş’a ve Bilgili’ye peşkeş çekip otel, eğlence merkezi yapmak, İğneada’yı nükleer termik cehennemine çevirmek, Saray ve Çilingoz Ormanları’nı RES lerle paramparça etmek, Kuzey Ormanları’ndan tertemiz doğan Ergene Nehri’ni ve suladığı koca ovayı kapkara yaparak “gelişme” yalanına kurban etmek, Beykoz, Göktürk, Zekeriyaköy ve Polonezköy çevresindeki ormanları sitelerle kaplamak, Belgrat Ormanı’nı mesire alanına çevirip mangal dumanına boğmak, Arnavutköy gibi Kuzey Ormanları’na bitişik ilçelerdeki arsaları kapatıp 10 kat büyütmek, Gebze’nin kuzeyini sanayi ve atık tesisleriyle zehirlemek, su bırakmadığınız İstanbul için Kandıra Sungurlu bölgesini sular altında bırakmak… Ve sizi bile rüyalarınızdan kaldıran katil projeleriniz. Ve Beykoz – Çavuşbaşı bağlantı yolu iş cinayetinden ötürü yargılanması süren proje müdürünüz Mustafa Cılız. Orada tertemiz emeğiyle yaşayıp evine ekmek götürmeye çalışırken canından olan emekçiler Lütfü Bulut, Yaşar Bulut ve Kahraman Baltaoğlu’nun da katili köprünüz, havalimanınız, kanalınız… İşlediğiniz suçlar sayamayacağımız kadar çok. Siz bu toprakların görüp göreceği en büyük kötülüksünüz.

Doğayı yenemezsiniz. Kendinizle birlikte insanlığı yok oluşa sürüklemeyi derhal bırakın!
Her şeye rağmen hala Kuzey Ormanları’nda direnen 250 milyon ağaç için hikâyeyi değiştirmek bizim elimizde. Bu sebeple çağrımızdır: Milyonlarca ağacın kesilmesine sebep olacak kesim ihalesini iptal edin. Ulaşım projesi diye pazarlamaya çalıştığınız bu rant projelerini durdurun. 3. köprünün yarattığı ranttan beslenmeye devam eden orman içindeki yapılaşmaları durdurun. Kuzey Ormanları’nın katledilmesinin önünü açarak, şu an bile zor nefes alan İstanbul’un ölüm fermanını imzalamayın! İstanbul ve Marmara’yı nefessiz ve susuz bırakmayın, ormanları ve su havzalarını yok etmeyin! Şirketleriniz ve binlerce iş aracı kepçenizle birlikte Kuzey Ormanları’nı derhal terk edin!

Sevgili İstanbul Halkı,
Kuzey Ormanları, sadece İstanbul’un kuzeyindeki 250 milyon ağacıyla hala direniyor. Kırklareli’nden Sakarya’ya uzanan orman varlığını gel sen hesap et. Seni her şey bitti diyerek çaresiz ve umutsuz bırakmaya çalışanlar henüz kesemedikleri milyonlarca ağacın yardım çağrısını duymaman için var güçleriyle çalışıyor. Bu dünyada aldığın nefesi, çocuğuna içirdiğin suyu sana sağlayan doğanın bir parçası olduğunu unutma. Kuzey ormanları sensin! İktidar ve para hırsı yüzünden sana, doğaya, Kuzey Ormanları’na karşı savaş açan şuursuzlar karşısında doğanın sevgi, bilgelik ve güzelliğiyle dur. Sadece dur. Doğanın asla kaybetmeyecek olan direnişine katıl. Katıl ki ormanlar insan çocuklarının şen kahkahalarından mahrum kalmasın, katıl ki insanoğlunun kendi gerçekliğini aradığı uzun yürüyüşü son bulmasın, katıl ki aşık olduğumuz doğanın çektiği acılar son bulsun. Doğamız hep doğuruyor olsun…

kos_2

Kaynak: Sendika.Org, Kuzeyormanlari.Org