Cengiz Holding, 29 Ekim’de “Bağımsızlığımızın en güçlü ifadesi” diyerek bir video yayınladı. İki gün sonra ‘bağımsız vatan’ın 1 milyon ağacının boğazına sarıldı. Ağzı bozuk sermayedar için ikiyüzlü bir tavır değil bu. Zira sırtını güçlü bir iktidara dayamanın verdiği hırsla ganimetini topluyor. Filozof Seneca’nın dediği gibi “Saray’ın deliliğine yoldaş olmuş gidiyor,
Yenidoğan çetesi hepimizi şoka uğrattı. 19 hastanenin dahil olduğu olayda Ekim 2024 itibariyle 22`si tutuklu 47 şüpheli var. Mayıs 2024’te başlayan soruşturmanın Ekimde tamamlanan iddianamesi 30 klasörde, 197 suç eylemini topluyor. Suçun arkasından hastane sahipleri ve işletmecilerinin tepede olduğu, doktorlardan hemşirelere, 112 acil ekiplerinden idari personele büyük ve örgütlü bir
Belgeselci İmre Azem onlarca Hataylıyla görüşerek, Hatay’ı anlamak ve anlatmak için yaptığı “Hatay: 17-24 Nisan 2023”ün ardından fikritakip belgeseli “Hatay: 1-11 Eylül 2023”ü çekmişti. Şimdi, “Hatay: 5-15 Şubat 2024”le 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde, üçüncü kez Hatay’a gidiyoruz… İmre Azem Hatay’a ilk defa geldiğinde 2023’ün nisan ayı, 6 Şubat depremlerinin iki
Tasarımcıların nasıl daha güçlü emek hareketi inşa edebildiği işte burada Tasarım sektöründe sendikalaşma bir dönüm noktasına yaklaşıyor. Temmuz’da üç farklı alan emek hareketinde büyük zaferlere imza attı. Pek çok farklı alanda işçilerin daha önceden sendikalaştığı Blizzard’ta, video geliştiricileri de sendikalaştı. Şirketin farklı ofis ve lokasyonlarında, farklı pozisyon ve kıdemlerde 500’den fazla
Prof. Dr. Aykut Kibritçioğlu geçen hafta harika bir akademik çalışma yayınladı. “Türkiye’de Maaş ve Ücretlerin Asgari Ücrete Yakınsaması ve İlgili Gelir Dağılımı Sorunları”. Özeti şu; ülkedeki neredeyse bütün ücretler, asgari ücretle eşitleniyor. Bir süredir dile getirilen toplumsal çöküşün temelindeki mesele çarpıcı hesaplamalarla ortaya konulmuş. Çarpıcı olan bir şey daha görülüyor.
Kasvet. Gençken kasvet, geleceğe dair umutsuzluk belki daha kırıcı. Annemle babam ülkenin batıp çıktığını çok defalar gördüğü için, “yine batar, yine çıkar” diyorlar, derlerdi. Ancak yaşıtlarım için herhangi bir fırsat, bir başarı, daima yurtdışında yaşamak için bir avantaja döner mi dönmez mi üzerinden değerlendirildi yirmili yaşlarım boyunca. Şimdi otuzlu yaşlarımdayım,
Mart ayının gelmesiyle Türkiye’de 2024 yerel seçimleri için son düzlüğe girdik. Bu vesileyle son beş yıldır İstanbul’u yöneten -ve dilerim her şeye rağmen önümüzdeki beş yıl daha yönetecek olan- CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kültür politikalarına ve ardı ardına açtığı -önümüzdeki dönem 28 tane daha açacağını müjdelediği (!)- kültür merkezi ve
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un arsasını bir kez daha alt üst etmek istiyor. Bu seferki plan çok daha kapsamlı ve yıkıcı ama. 2012’de çıkarılan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi yasasıyla başlayan mega inşaat hareketi, coğrafi ve ekonomik sınırına dayandı çünkü. Şimdi kentin rant değeri yüksek merkezleri toptan hedef alınıyor. Plan gerçekleşirse
On yıllar içinde yetişip var olan güzelim bir orman, bu çağda ve bu kuraklıkta herkesin gözünün önünde ve jandarma gözetiminde yok ediliyor. Ormanlara halkın girişinin kısıtlandığı yangın sezonunda hızar motorları fazla mesaide. Ne güzel değil mi? Kestirenlere sorsanız, size memleketin enerji ihtiyacından, beraberinde adeta refah artışı ve istihdam getiriyormuş gibi
Tayvan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’den Tayvan’a ihraç edilen toplam 127,62 ton yumurtanın mevzuat hükümlerine aykırı olarak kanserojen maddeler içerdiği tespit edildi. Yumurtaların kansere neden olan nitrofuranlar olarak bilinen antimikrobiyal maddeleri içerdiği belirtiliyor. Tayvan haber ajansları, yumurtaların imha edildiğini veya Türkiye’ye iade edildiğini dile getiriyor. Türkiye’den
Tüm katmanlarıyla yaralanmış bir şehir… Yerel halkın kendini ve şehrini onarma, kaybettiklerinin ve şehrinin yasını tutma ihtiyacı, hayranlık uyandıran bir aidiyet ve sahiplenme hissi… Belgeselci İmre Azem’in 17-24 Nisan’da, onlarca Hataylıyla görüşerek, Hatay’ı anlamak ve anlatmak için yaptığı “Hatay: 17-24 Nisan 2023” adlı filme bağlanıyoruz. Belgesel için tıklayınız. 6 Şubat
Başlığımız ‘akbaba kredileri’ olsa da oraya gelebilmek için konut üzerinden kısa bir konut politikası ve İpotekli Konut Kredileri (İKK) üzerinden konut ekonomisi literatürüne bakmak istiyorum. Böylece konut politikasına ve bunun yapılı çevremize etkisine ilişkin daha derin bir algılayışımız mümkün olabilecek. Konut, her yurttaş için temel bir hak ve ihtiyaçtır. Bu
Ardında on binlerce ölüm bırakan Maraş Depremi gözleri 20 milyonluk azman İstanbul’a çevirdi. Şehir plancısı Tayfun Kahraman, Gezi Davası’nda tutsak alınmadan önce Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığını yürütüyordu, ardından İBB Şehircilik Proje Koordinatörlüğüne atandı. Önayak olduğu “hızlı tarama” gibi yöntemler halihazırda uygulanırken, bir kent suçuna karşı çıktığı
Kent, mimarlık, çevre odağındaki çalışmalarıyla tanınan sanatçı, akademisyen ve şehir plancısı Murat Germen, 6 Şubat depremlerinin ardından Adıyaman, Maraş ve Hatay’daki yıkımın fotoğraflarla kaydını tuttu. Üç kentte, her biri belge değerinde, 2700 kare fotoğraf çekti. Murat Germen, mimari ve kent belleği hakkında detaylı bilgiler sunacak bu kıymetli arşivi, haritacılar, inşaat
“Bu yazıyla; insanı, hayvanı, kültürel değerleriyle birlikte dümdüz eden kırımın bize söylediği sistemsel sorunlara işaret ederek karşı sözlerin ve eylemlerin birbirine eklemlenmesini umuyorum.” Öncelikle yaşamakta olduğumuz şeyin adını doğru koyalım. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğünde bir deprem yaşadık, ardından artçılar ve 7.6 büyüklüğünde devamı geldi. Bölgede depremler
*Enkazlarda kadınların cansız bedenlerini çocuk odalarında bulduk, önce çocukları kurtarmaya yönelmişlerdi. * Kadınlar hayatta kalmak için mücadele etmek ne demek çok iyi biliyor, ne yazık ki. Keşke bilmek zorunda olmasaydık. *Herkes yakınlarının seslerini duyup hiçbir iş aleti vs olmadığı için onların canlı canlı gömülmesine tanık olmuş olmanın ağır yükü altında
6 Şubat depremlerinin sarsıntısını hissetmeseler de sabah televizyonu açtıkları zaman yaşanan acıyı tam da içlerinde hissettiler. Oradakilere yardım eli uzatamamanın eksik kalmışlığını, yardım etmek için devletin ortada olmamasının, el uzatmak isteyenlerin engelenmesine yönelik öfkeyi yaşadılar. Uzun yıllar insanca barınma hakkı için, doğanın tahrip edilmemesi için mücadele eden Mücella Yapıcı yaşadıklarını
Ülkemiz piyasasında satılan yüzde 60 kakao içeriğine sahip bir bitter çikolata ürününün çok yüksek düzeyde kurşun, arsenik ve kadmiyum içerdiği belirlendi. Üründeki kurşun miktarı 438,81 mikrogram/kilogram, arsenik 113,32 mikrogram/kilogram ve kadmiyum miktarı ise 3.32 mikrogram/kilogram olarak belirlendi. Çocukların günlük olarak maruz kaldıkları kurşun miktarının 2,2 mikrogramı geçmemesi gerektiği belirtiliyor (bakınız
Merhaba; Bu yazıyı fiziki olarak aramızda olmayan Sevgili Şener Özler, Sevgili Besim Çeçener, Sevgili Oktay Ekinci ve Odamızın “Mesleki Denetimde Çevre Etki Değerlendirme” uygulaması için emek veren değerli hocalarımız ve meslektaşlarımıza karşı bir görev, genç meslektaşlarımızı bilgilendirmek, bunca baskı ve zorlamaya karşı mesleki ilke ve etikten ödün vermeyen tüm meslektaşlarıma