İMO Çöken Cami İnşaatı ile İlgili Raporunu Açıkladı

İMO Ankara Şubesi 19 Temmuz 2012 tarihinde yıkılan Ulucanlar Yeni Cami ‘nin  inşaatı sırasında  bir işçinin ölümüyle sonuçlanan göçükle ilgili raporunu açıkladı.
 
24 Temmuz 2012’de açıklanan raporda yaşanan olay bir işçi cinayeti olarak tariflenirken, bu cinayetin en önemli sebebi güvencesizleştirmenin sonuçlarından biri olan denetimsizlik olarak ifade ediliyor. 
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
Ulucanlar Cenabi Ahmet Paşa Camisi İnşaatında yıkılan çevre duvarında yapılan inceleme ve tespiti hakkında
19 Temmuz 2012 tarihinde Ulucanlar’da eski adı “Cenabı Ahmet Paşa” olan Yeni Cami’nin avlusunda sürdürülen tuvalet inşaatı ile istinat duvarında göçme meydana gelmiştir. Olay meydana geldikten sonra bölgeye gelen itfaiye ekipleri, göçük altında kalan diğer işçiyi kurtarmaya çalışırken, istinat duvarında bir çökme daha meydana gelmiş ve iki itfaiye eri, ikinci göçük nedeniyle hafif yaralanmıştır.
 
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kazanın meydana geldiği gün açılışını yapacağı caminin tuvalet inşaatının arka kuzey cephesinde yer alan duvarın göçmesi sonucunda bir işçi hayatını kaybetmiş, bir işçi de yaralanmıştır.  Cami açılışını “görkemli bir gösteriye dönüştürme hevesi” sonucunda ortaya çıkan “acelecilik” ve işin daha da hızlandırılması her türlü önlemin ve denetimin devre dışı bırakılmasını sağlayarak bir işçinin canına mal olmuştur.
 
Öyle ki, daha İnönü Bulvarı’nda metro inşaatında meydana gelen göçüğün sonuçları bile ayrıntılı olarak ortaya konulamamışken meydana gelen bu göçme ile işçi cinayetlerine bir yenisi daha eklenmiştir.
 
Söz konusu göçükle ilgili olarak şubemizce olay mahallinde incelemeler yapılmıştı
 
Yapılan incelemelere göre;
1- Eski Tuvalet binasının yapımı için bahçe tarafındaki toprak kaldırılmış ve ilk bahçe duvarının (1 no’lu duvar) sömelinin altına 10 cm kadar giren yaklaşık 20-30 cm kalınlığında, tuvaletin alt kotuna kadar giden, tuvalet binası boyunca uzanan yaklaşık 3,00 metre yüksekliğinde bir taş duvar (2 no’lu duvar) inşa edilmiştir. Bunun önüne de şu anda kaldırılmış olan tuvalet yapılmıştır.
2- Yeni tuvalet binası için bir bodrum katı öngörüldüğü, (2 no’lu duvarın) alt seviyesinden yaklaşık 3.00 metre kadar yapılan bodrum kazısından anlaşılmaktadır.
3- Kazı yapıldıktan sonra yeni tuvaletin inşaatı için önce kazı tabanına beton bir temel/tabliye dökülmüştür. Bu tabliyenin kenarı (2 no’lu duvarın) hizasındadır.
4- Bodrum katının betonarme çevre duvarının yapımı aşamasında (2 no’lu duvarın) altındaki toprağın bir miktarının oyulduğu tahmin edilmektedir.
5- Çökme, öncelikle bu toprak oyulduğu için altı boşta kalan (2 no’lu duvarın) yıkılması ile başlamıştır. Daha sonrada altındaki duvarın boşalması ile (1 no’lu duvar) da yıkılmıştır.
6- Yıkılan bu duvarların arkasındaki killi zeminin dimdik ayakta olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumdan anlaşılan odur ki; bu duvarların yıkılması toprak zeminin itkisi sonucunda gerçekleşmemiştir. Altındaki toprakları (temelleri) boşaltılan duvarlar sıra ile yıkılmışlardır.
 
 
Şekil-1 Yaklaşık boyutlara göre; yıkılan duvarlar ve tuvalet temel kazısı ve inşaatı en kesiti.
 
Yaşanan bir işçi cinayetidir!
 
İş kazaları sayısı her geçen gün daha da fazlalaşırken adında “işçi” bile geçmeyen İş Güvenliği Yasası çıkartıldı. Çıkartılan yasa ile son yıllarda artan iş kazalarının önlenmesi yerine işin denetlenmesi de özel şirketlere verildi.
 
Yaşanan kaza bir kez daha göstermiştir ki; inşaatlar çok basit yapılar dahi olsalar sorumlu mühendis denetiminde, şantiye ve iş güvenliği önlemleri alınarak yapılmalıdır. Aksi takdirde alınmayan her önlem, bir işçinin daha hayatıyla sonuçlanacaktır.
 
İşçileri korumak için hiçbir önlem almayan işverenlerin önlemsizliklerinin sonucunu işçiler canları ile ödemektedirler. Bunun bir örneği de ne yazık ki, Yeni Cami’nin tuvalet inşaatında meydana gelmiştir. İnşaatta yaptığımız gözlemlere göre, yaşanan kaza, yıkılan duvar fizik ve fen kurallarının bile hesaba katılmayarak denetimin tam yapılmamasının ve yaklaşık 8 metre yüksekliğindeki duvarların altının kazılmasının göçmeye yol açabileceğinin hesaplanmamasının bir sonucu olarak görülmekle birliktemeydana gelen olay, sadece basit bir mühendislik hatası olarak değil asli kusur ve kusurluların ortaya çıkarıldığı bir durum olarak değerlendirilmelidir. Olay, bu tür bir yaklaşımla ele alınmadığı müddetçe bu vahim sonuçlardan kaçınmak mümkün olmayacaktır. 
 
 
 
politeknik.org.tr