İnşaat ekonomisi zora girince imdada KHK’ler yetişti. 696 sayılı KHK ile Gemlik ilçesinin taşınması kararı alındı. İktidar, ihanetlerine bir yenisini eklerken, yaşam alanlarının her bir santimi sınır tanımayan bu talan harekatının hedefinde.
Sabah kalkmışsınız, haberleri okumaya başlıyorsunuz. Sayısını tam takip edemediğiniz bir KHK daha yayımlanmış. Saray’ın ülkeyi yönetme biçimine dönüştürdüğünü ve yelpazesi çok geniş bir kapsamda çıkarıldığını artık hepimiz biliyoruz KHK’lerin. Şimdi KHK’lerle taşınan kentler ekleniyor listeye. Kent merkezi kopyala-yapıştır şeklinde taşınmak isteniyor.
Taşıyalım gitsin
İnşaat ekonomisi zora girince imdada KHK’ler yetişti. 696 sayılı KHK ile Bursa’nın Gemlik ilçesi için özel karar çıkarıldı. Yöntem yeni de olsa gerekçe eskiydi. KHK’de “Bursa ili Gemlik ilçesinin deprem tehlikesi altında bulunması ve ilçe sakinlerinin halihazırdaki yerleşim yerlerinden nakledilmesinin zorunlu bulunması sebebiyle” ifadesiyle KHK rejiminin nasıl işletilebileceği konusunda bir mesaj daha verildi. KHK’nin geçici 25’inci maddesi ile Gemlik’in üst bölgelere taşınmasında engel olan Zeytin Koruma Kanunu, Gemlik’e özel yasa ile aşılmış oldu ve ferman yazıldı: Gemlik tez taşına!
Kentlerin inşaat sermayesine göre düzenlenmesi yeni değil elbette, deprem tehlikesi gerekçe edilerek planlamaya dayanmayan dönüşüm projelerinin yoğun hayata geçtiği AKP’li yılları yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. 6306 sayılı yasa, kentler kuralsızca inşaat projelerine açılsın diye yürürlüğe sokuldu. Emlak değeri yüksek yerleşim alanları yapıların durumu ya da zemin yapısı gözetilmeksizin riskli alan ilan edilerek dönüşüme zorlandı. Üstelik tüm projeler, planlama ilkelerine dayanmadan, ulaşım koşulları düşünülmeden, yeşil alanlar ezilerek yapıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki 209 noktanın riskli alan ilan edildiğini açıkladı ve şu an 524 bin yapının yenilendiğini belirtti. Özhaseki, mevcut rant döngüsünün hızlanması gerektiğini “Bir torba yasa bile bir ay görüşüldü, deprem beklemez ki. O nedenle ben KHK çıkarılsın diye bastırıyorum” ifadeleriyle anlattı. Saray düzeninde uyulacak bir kural kalmamışken, Özhaseki KHK ile gemisini yüzdürme derdindeydi.
Ankara, Kayseri, Konya hedefte
Bakanlar Kurulu da boş durmadı. Bazı kentleri özel hedeflerle kentsel dönüşüm alanı ilan etti. Ankara, Kayseri ve Konya’da bazı alanların kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı, teknoloji geliştirme bölgesi ile kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi olarak tespit ve ilan edilmesine ilişkin kararlar Resmi Gazete’de yayımlandı. Yine Özhaseki’nin deyimiyle kentsel dönüşümünde ortaya çıkan pürüzler Bakanlar Kurulu’nda kökten çözülmeye başlandı.
Kanal İstanbul vurgunu
Kentlerin tamamı için benzer kararlar var. Kentin içindeki rantın yetersiz kaldığı noktada maliyeti 65 milyar TL gibi akıl almayacak ölçüde yüksek, hiçbir bilimsel veriyi umursamayan projeler devreye giriyor. İstanbul’da doğal yaşam alanlarının bulunduğu kuzeye bir süredir devam eden genişleme projelerinde Kuzey Marmara Otoyolu, 3. Köprü, 3. Havalimanı’nın ardından Kanal İstanbul gündemde.
45,2 km’lik uzunluk, 400 ila 1000 metrelik genişlik ile Karadeniz’i Marmara’ya bağlayacak bir kanaldan çok ötesi. Yeni şehirlerin kurulduğu, projeyi yapacak şirketlere teslim edilecek milyonlarca metrekarelik alanlar, yapılaşmaya açılan Kuzey İstanbul.
Güzergâh tartışmalarına yapılırken “Yeni İstanbul’u inşa etmek, Kuzey’in yükselişi” ve “Kanal İstanbul manzaralı konut” reklamlarıyla medyada konut projeleri pazarlandı. İstanbul’un varlıkları altın tepsiyle sunulmaya başlandı.
Kendini müteahhit ilan eden Özhaseki
Yaşam alanlarının topyekûn taşınması ve kentsel dönüşüm konusunda yasa çıkarılması için Mehmet Özhaseki kamu varlıklarının müteahhitlerin hizmetine sunulmasını istiyor.
Özhaseki “200 bini İstanbul’da olmak üzere yılda 500 bin konutu dönüştürmek için İller Bankası aktif rol alsın istiyoruz. Elinde yıllık 8-10 milyarlık liralık bir bütçe var. Bunun bir bölümünü sıfır faizli kredi olarak kentsel dönüşümün finansmanında kullandırabilsin. İstanbul’da dönüşümü hızlandırmak için, bakanlık bünyesinde özel bir İstanbul birimi kurulsun” diyerek tüm imkanların inşaat patronlarının hizmetine sunulmasını talep etti.
İhanet hız kesmeden devam ediyor. Yaşam alanlarının her bir santimi hiçbir sınır tanımayan bu talan harekatının hedefinde. Diktatörlük yasalarının ve bu zorbalığın karşısında ise kentini, doğasını, parkını, barınma hakkını savunanların mücadelesi var olacak.
Ersin Kiriş / İnşaat Mühendisi