IBM Türk’de Sendikal Mücadele Üzerine – Pınar Hocaoğulları

Geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren önemli bir gündem maddesi olarak açığa çıkan IBM Türk’deki bilişim çalışanlarının sendika mücadelesi; hem mühendislerin diğer çalışanlarla beraber örgütlenmesi, hem bu süreci meslek odası ve sendikanın birlikte örgütlemesi, hem de meslek odalarının ve sendikaların sürece dair hareket noktaları açısından değerlendirilmesi gereken dinamikler içeriyor.

Beş yıl maaş zammı alamayan, emeklilik haklarında bir takım kısıntılara gidilmesi gündeme gelen ve çalışanlar arasında birbirinden oldukça farklı ücretlerin söz konusu olduğu IBM Türk bilişim çalışanlarının, bu sorunları kendi aralarında yaptıkları toplantılarda tartışmaları üzerine örgütlenme süreçlerine başladıklarını söyleyebiliriz. Sonraki günlerde sorunlarını ilk olarak IBM yönetimine taşıyarak çözülmesini talep etmeleriyle ilerleyen süreç, çalışanların Türk-İş’e bağlı Tez-Koop İş sendikasında örgütlenmeleriyle bir üst boyuta taşınmış oldu. IBM Türk yönetiminin sendikaya yetki itirazıyla başlayan hukuki süreçle beraber sürdürülen çeşitli eylem ve etkinlikler, konunun medyanın ve dolayısıyla kamuoyunun gündeminde  haftalar boyunca yer etmesini sağladı.

 

Sürecin başından itibaren EMO İstanbul Şubesi, IBM Türk çalışanlarının büyük bir kısmının üye potansiyelini oluşturmasını göz önünde bulundurarak, konunun TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu’nca sahiplenilmesini sağladı ve bu mücadelenin örgütleyicisi olarak konumlandı. Bu durumu, TMMOB’nin genelinde, çok uzun bir süredir mühendislerin sendikalaşması sürecine dair deneyim biriktirebilecek çalışmalardan yoksun olunması açısından, oldukça olumlu ve önemli bir örnek olarak not etmekte fayda var.

İlerleyen günlerde IBM çalışanı üç sendika temsilcisinin işten çıkarılmasıyla her Çarşamba IBM önünde yapılan ve ‘Plaza Eylemleri’ ismiyle çağrısı yapılan basın açıklamaları, Tez-Koop İş Sendikası ve TMMOB İstanbul İKK öncülüğünde örgütlendi. Gündemine ekonomik krizi de alan bir biçimde, çeşitli sendika ve derneklerin desteğiyle sürdürülen eylemlerde, “IBM’de işten çıkarılan temsilcilerin işe geri alınması”, “sendikalaşma önündeki tüm engellerin kaldırılması” gibi sloganlarla güvenli bir gelecek, güvenceli iş talebi yükseltildi. 

IBM’in içinde bulunduğu Yapı Kredi Plaza önünde yapılan bu eylemler; banka, çağrı merkezi, basın merkezi, bilişim ve ilaç firmaları gibi birçok farklı sektörün çalışanlarının bulunduğu plazalar bölgesinde olması açısından farklı bir yere sahipti. Eylemin, genel tabiriyle ‘beyaz yakalılar’ olarak adlandırabileceğimiz plaza çalışanları açısından güçlü bir dinamiğe sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu olanaklarla birlikte, IBM’den atılan sendika temsilcileri yerine yeni temsilcilerin seçil(e)memesi, çalışan mühendis sayısının fazla olmasına rağmen gerek IBM’de gerekse bölgedeki diğer sektörlerde EMO’nun veya TMMOB’nin herhangi bir iş yeri temsilciliğinin bulunmaması eylemlerin iç dinamiklerle genişlemesinin önünde gelen engellerin başında yer aldı. 

Yedi haftayı aşkın bir süre boyunca hareketli ve kitlesel sayılabilecek içerikle gerçekleşen plaza eylemleri, sekizinci haftasında sonlandırıldı. Türk-İş Şubeler Platformu’ndaki sendikaların yöneticilerinin ve üyelerinin yoğun olarak katıldığı, coşkulu ve anlamlı konuşmaların yapıldığı ve daha sonraki eylem süreçlerinde buluşmak üzere Çarşamba eylemleri, Türk-İş Tez-Koop İş Sendikası tarafından sonlandırıldı.

TMMOB İstanbul İKK ile örgütlenen bu süreci tek taraflı bir biçimde sonlandırılmasını ve genel olarak Türk-İş’e dair bir değerlendirmeyi şimdilik bir tarafa itelim. Sendikaların bugünkü yapılarını göz önüne aldığımızda bu durumu, teknik elemanlar arasında yer alan bilişim çalışanlarını kapsayabilme ve bu sayede sendikal mücadelenin gelişimine katkının sınırlandırılmış olması şeklinde yorumlamak haksızlık olmayacaktır. Aynı zamanda örneklerine az rastlanan meslek odası ve sendikaların ortak mücadelesi ya da mühendislerin diğer çalışma arkadaşlarıyla beraber girdiği sendika mücadelesi açısından özel ve önemli bir deneyimin ilerletilmesine, iyimserlikle bakarsak, zamansız bir ara verilmiş oldu diyebiliriz.

Teknik elemanların örgütlenmesi ve sendikalaşma mücadelesi, meslek odalarının mücadele programları ve iş yeri temsilcilikleri, sendikalar ve teknik elemanları kapsayabilme durumları gibi birçok başlığı ayrıntılarına inerek tartışmamız mümkün. IBM Türk’deki sendikal örgütlemeyi de tüm bu başlıklar altında incelediğimizde gerek meslek odalarının, gerek sendikaların, güncel siyasal ve ekonomik durumları ve bu durumların açığa çıkardığı olanakları göz önüne aldıkları mücadele programlarıyla donanmaları gerekmektedir.

Pınar Hocaoğulları
Elektronik ve Haberleşme Mühendisi