Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası: “Kamu Varlıkları TOKİ Kıskacında”

TOKİ, 1984 yılında “ihtiyaç sahibi ve alt gelir grubu vatandaşlara ulaşarak kira öder gibi uzun vadelerde ev sahibi olabilmesi” amacıyla kurulmuş bir kamu kurumudur. Fakat 2000‘li yıllar itibariyle TOKİ‘nin işlevi değiştirilmiş ve lüks konut yatırımları ile özel sermayeli bir şirket gibi işletilmesiyle tartışılmaya başlanmıştır.

2008 yılında çıkarılan 5793 sayılı kanunla TOKİ‘deki bu değişim yapısal özellikler kazanmaya devam etmiştir. Bu süreçte TOKİ, kamu arazilerini ve kaynaklarını sosyal konutlar yapmak yerine kar getirecek alanlara alışveriş merkezleri, iş merkezleri yapmaya başlamıştır. Ayrıca bu yasayla TOKİ geniş imar yetkileriyle donatılmış ve aradan geçen sürede birçok tartışmalı projeye imza atılmıştır.

Bu yasanın TOKİ‘nin yetkilerini anayasaya aykırı olarak arttırma ve kamuya ait taşınmaz malların yerli ve yabancı sermayeye satışının önünü açma amacıyla çıkarıldığını ifade etmiş ve yasanın çıkarılmasına karşı durmuştuk. Bugünlerde ise TOKİ‘nin yetki ve sorumluluklarının daha da arttırılması söz konusu. TBMM‘deki komisyonlarda görüşülmekte olan “Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa Tasarısı” ile TOKİ‘ye geniş yetkiler verilmektedir.

TOKİ‘nin yetkileri yeniden artırılıyor !

Kanun tasarısındaki maddeler incelendiğinde ilk olarak; “Hazineye ait arsalar ve araziler ve Hazine adına tescil edilecek arsa ve arazilerin mülkiyeti” ibaresinin “Hazineye ait taşınmazlar ve Hazine adına tescil edilecek taşınmazların mülkiyeti” şeklinde değiştirildiği görülmektedir. Bu düzenlemeyle birlikte Hazineden Toplu Konut İdaresi Başkanlığı‘na “bedelsiz” devredilen arsa ve arazilerin varsa üzerinde bulunan tüm yapı ve tesisleri de sorunsuz olarak satılabilecektir.

Ayrıcalık isteniyor!

Tasarıdaki diğer bir düzenleme ise vergi muafiyetiyle ilgilidir. TOKİ, Vergi Kanunu uyarınca Arazi Vergisinden daimi olarak muaf olmak istemektedir. Bu şekildeki bir düzenleme ile, vergiden daimi muafiyete sahip olan mezarlıklarla aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünecek kadar ileri gitmektedir.

TOKİ‘nin konutları hangi arsaların üzerinde inşaa ettiğini sorgulamak gerekir. TOKİ, bu iş için Hazine arazilerini kullanıyor ve bu alanların içinde doğal kaynaklarımız; mera alanlarımız, orman alanlarımız da var. Ama bu yetki de yetersiz gelmiş olacak ki bir de arazi vergisinden muafiyet talep ediliyor.

Burada hatırlatmak gerekir ki orman ve mera alanları su rejiminin nüveleridir. Topraklarımızın, doğal, tarihi, kültürel miraslarımızın ticari birer meta haline dönüştürülmesi geri dönüşümü olmayan bir sürecin başlaması ve yaşanılabilir kentlerin, kırların yitip gitmesi anlamına gelmektedir. Ve TOKİ‘ye vergi muafiyeti gelirse kamu arazilerinin yok edilmesinin önü alınamayacak, aksine süreç daha da hızlanacaktır.

Borcu üstlenmiyor!

2001 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile tasfiye halindeki Türkiye Emlak Bankası‘nın varlıkları TOKİ‘ye devredilmiştir. Bu kapsamda Emlak Bankası‘nın 7.852 konutu TOKİ‘ye devrolmuştur. Yapılacak bu düzenlemeyle, devralınan varlıklar ve bu varlıklara dair devirden önce yapılmış akitlerle ilgili yükümlülüklerden TOKİ sorumlu tutulmasın deniyor. Bu düzenlemenin anayasaya aykırı olacağı açıktır. Emlak Bankası‘nın tüm mal varlığını, ticari gayrimenkullerini, hisse paylarını devralan TOKİ, kurumun borçlarının yükümlülüğünü kabul etmiyor.

Bugün TOKİ artık kuruluş amacı olan kamu yararı ilkesi doğrultusunda dar gelirli vatandaşlara ucuz ve kaliteli konut üretmek işlevinden uzaklaşmış, kamusal araziler üzerinden rant elde etmekte taşeron olarak konumlandırılmıştır.

TOKİ son olarak, kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan ve İstanbul‘un Bakırköy İlçesi Ataköy sahilinde bulunan arsaları yeniden satışa çıkardı. Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle ihalesi son anda durdurulan 4 arsanın satış ve kiralanmasının da içinde olduğu toplam 12 arsayla ilgili ihale 9 Aralık 2009 tarihinde yapılacaktır. Satışa çıkarılan arsaların toplam yüz ölçümü 192 548,22 m2, muhammen bedeli ise 768 128,441 TL olarak sunulmuştur. Kiralanacak arsa ise 59 799,89 m2 olup 6 000 000 TL den 49 yıllığına kiraya verilecektir. Bu satışlar, “TOKİ boşalan kasasını mı dolduruyor?” sorusunu akıllara getirmektedir.

Bu kanun tasarısıyla TOKİ büyümeye ve yetkilerle donatılmaya devam ediyor. Kamu alanlarının yok edilmesine meşruiyet kazandıran “yoksullara konut” balonunun söndürülmesi sürecinde konuyla ilgili tüm meslek disiplinlerinin bu düzenlemelere karşı durmanın öncülü olması gerekmektedir.

İmar planlama çok yönlü bir süreçtir

Söz konusu yasa tasarısındaki bir başka düzenleme Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla ilgilidir. Düzenlemenin 5‘inci maddesiyle; Finans sektörünün gelişimini sağlamak üzere, Sermaye Piyasası Kurulu‘nun uygun görüşü alınmak kaydıyla, aralarındaki mesafe bir kilometreyi geçmeyen ve toplam büyüklüğü en az 250.000 metrekare olan parsellerden veya en az bu büyüklükteki tek parselden oluşacak şekilde finans alanlarının sınırlarını belirlemek ve bu alanlarda her tür ölçekteki imar planlarını, parselasyon planlarını ve her tür ölçekteki imar uygulamasını, ruhsatlandırma ve denetleme yetkisi Büyükşehir Belediyelerine verilmektedir.

İmar planlama süreci çok yönlü, çok çeşitli mevzuatı olan bir süreçtir ve çok sayıda meslek disiplinini ilgilendirmektedir. Yapılan düzenlemede ise 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3194 sayılı İmar Kanununda yer alan ilçe belediyelerinin parselasyon planlarını düzenleme ve ruhsatlandırma yetkisi yok edilerek tüm yetkiler büyükşehir belediyelerine aktarılmaktadır. Planlama sürecinde yer alması gereken kurum ve kuruluşlar ile kent halkının katılımının sağlanmasının tartışıldığı ve benimsendiği bir dönemde mevcuttaki düzenlemeler ortadan kaldırılarak tüm yetkilerin tek bir yerde toplanmasının demokratikleşme ile ilişkisi kurulamamaktadır.

Yasama yetkisinin, toplum ve kamu yönünde kullanılması, sermayeye değil halka karşı sorumlu olunması gerekliliği unutulmamalıdır.

Saygılarımızla

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI