İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kentin tahrip ve tehdit edilen alanlarını tespit etmek için çalışma başlattı. İBB’ye göre sadece 3. Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Köprü için 18 milyon ağaç kesildi. İstanbul yüzölçümünün yüzde 24’ü inşaat tehdidi altında. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü’nün yürüttüğü
AKP’nin dünya yıkılsa vazgeçmediği ‘beton ekonomisi’nin kamunun bağrına yerleştirdiği öyle bir saatli bomba var ki, her kur artışında geri sayımı hızlanıyor. Sadece 7 mega proje için kamu bankalarından çekilen kredi 10 milyar dolar civarında. Yani alındığı dönemde 25 milyar lirayı bulan yük bugün 70 milyar liraya dayandı. Üstüne bir de
3.Havalimanı zemininde büyük göçük fotoları sosyal medyaya yansıdı. AKP’nin İstanbul’daki ‘mega’ projesi 3. Havalimanı sahasında görülen büyük açıklığın fotoları 4 Ağustos Cumartesi günü sosyal medyada paylaşıldı. Kokpit.aero sitesinde 5 Ağustos’ta yer alan habere göre İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş.’den “Proje kapsamında Havalimanı Terminal İstasyonu M9 makas yapısı imalatının programına uygun olarak tamamlanabilmesi
Yap-işlet-devret (YİD) modeliyle inşa edilen projelerin sözleşmelerindeki geçiş ücretleri, dolar üzerinden tanımlandığı için kur artışı geçiş ücretlerine yansıtılacak, fark yine halkın cebinden çıkacak. Yap işlet devret modeliyle yapılan köprü ve tünel projelerinde, şirketlere verilen garantinin altında kalan geçiş sayıları nedeniyle ödenen paraların yanında şimdi de doların artışıyla birlikte geçiş ücretlerine
İstanbul’un doğal yaşam alanlarını, su varlıklarını ve ormanlarını kıskaca alan mega projelerde son adım Kanal İstanbul’un güzergahı açıklandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sitesinden daha önce yayımlanan ÇED raporunda belirtilen, ancak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın yalanladığı güzergah, 15 Ocak’ta kamuoyuna duyuruldu. Güzergah boyunca yapılaşma ve inşaat faaliyetleri içeren
Sanayi sektörünün sorunlarının çözümü amacıyla hazırlanan “Üretim Reform Paketi” TBMM’ye gönderiliyor. Üzerinde bir yıldır çalışıldığı belirtilen paketle sanayi üreticisine arsa temini için zeytinlikler, meralar ve kıyılar imara açılıyor. “Yerli, yeşil, yenilikçi (3Y) yaklaşımıyla teknoloji odaklı ve yüksek katma değerli üretim yeteneğine ve nitelikli işgücüne sahip, akıllı üretim sistemlerinin kullanımının yaygınlaştığı,
Türkiye’nin en büyük şirketi hangisi? 37 milyar TL net satışı ile Botaş mı? Yanılıyorsunuz, Karayolları Genel Müdürlüğü. Yaratmış olduğu 58 milyar TL’lik gelir ile Botaş’tan daha büyük. Karayolları Genel Müdürlüğü bir şirket olsaydı, bir holding olurdu. Geçen hafta “iki köprünün üçüncüyü doyuramadığı” haberleri medyaya düştü. Ardından üçüncü köprüye “Yüzde 23
İstanbul’a su sağlayan havzalar, mega projeler ve inşaat molozları nedeniyle kirletiliyor. Sazlıdere Baraj Gölü ve çevresi, 3. Havalimanı projesi için çalışan hafriyatçıların döktüğü molozlarla doldu, çöplüğe döndü. İstanbul’un kuzeyinde devam eden mega projeler, kente temiz su sağlayan su varlıklarını kirletmeye devam ediyor. Kuzey Ormanları Savunması’nın yaptığı habere göre, Sazlıdere Baraj
Bütçe, şubat ayında 8.6 milyar TL açık verdi. Oysa geçen yıl aynı dönemde 2.4 milyar TL fazla vermişti. AKP’nin o çok övündüğü mali disiplinin yerinde yeller esiyor. Bilin bakalım neden? Kamu harcamalarında akıl almaz bir savurganlıktan olabilir mi? Ve bu rekor açıkta devlet imkânlarının pervasızca siyasi amaçla kullanılmasının payı?.. Referanduma
Çanakkale Köprüsü’nün temeli atıldı. Tereddüt yok: Eğer ülke yönetiyorsanız, “Dünyanın en uzun asma köprüsü” diyeceğiniz proje, güçlü bir siyasi malzemedir. Nitekim Cumhurbaşkanı ile Başbakan da bu malzemenin hakkını vererek (!) tören alanını resmen referandum kampanyası haline getirdiler. Şüphesiz ki, hayretten ağzımız açık kalmadı. Devlet eliyle cinayet işlemek olan idam vaadinin
Çanakkale Köprüsü’nün temel atma töreni öncesi Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle yapılan projenin sözleşme detayları ortaya çıktı. Şirkete, günlük 45 bin araç garantisi ve 16 yıl 2 ay 12 gün işletme süresi verildi. Şirketler, köprüden hiç araç geçmese dahi 10 milyar TL’ye mal ettikleri köprüden Hazine garantisi nedeniyle 16 milyar TL kazanacaklar.
Yaylalara, adalara, akarsulara, ormanlara verilen zararların bir kısmını doğa belki zamanla düzeltebilir. Ama Kanal İstanbul öyle değil. Geriye dönüşü yok. “1680 yılında bir gün, sabahın erken saatlerinde, Luigi Ferdinando Marsigli adlı genç bir İtalyan, İstanbul açıklarında Boğaz’da demirlenmiş bir gemide, aşağıya ağırlık sarkıtıyordu. Bütün denizciler Karadeniz’in Boğazlardan kuvvetli bir akıntıyla
“Akıl tutulması” deyimine nal toplatan bir tablo yaşanmakta: iktidar milletvekillerinin dahi Meclis’te birbirine güvenmediği, oy kabini perdelerinin fütursuzca açıldığı bu ülkeyi yönetenler; diğer ülke yatırımcılarının kendilerine güvenmesini istiyor. Parlamento’nun feshi anlamına gelen maddeyi, kâh güle oynaya, kâh zorbalıkla oylayanlar, dolar ve Avro’da “kur oyun”u nutukları atabiliyor. Anayasanın emredici “gizli oy”
Zafer Havalimanı, dört yıl önce Kütahya’da hizmete açıldı. Sağında solunda, Denizli, Uşak, Bursa havalimanları vardı. Bugün Başbakanlık koltuğunda oturan Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde, firmaya yıllık 850 bin yolcu garanti edildi. Bizim adımıza. Bu tahminin vahameti, ihaleye tek firmanın katılmasından belliydi. Türkiye’nin ilk bölgesel havalimanı (Afyon- Kütahya-Uşak) olarak takdim
Kamuoyuna “mega projeler” olarak takdim edilen, en büyüklerini İstanbul Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Köprü, Avrasya Tüneli ile Gebze-İzmir Otoyolu yatırımlarının oluşturduğu projeler ekonomik, ekolojik, hukuk ve mali istikrar açısından mercek altında tutuluyor, sıkça eleştiriliyor, kamu maliyesi için önemli bir kara delik tehdidi olarak görülüyorlar. “Mega projeler” özünde Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri
Doğanın tahribi, kentlerin sınırsız betonlaşması, enerji, maden ve inşaat ekonomisi üzerinden yürütülen politikalar iklimi etkilemeye devam ediyor. İklim değişikliği ile birlikte Türkiye’de sel, fırtına, şiddetli sıcak-soğuk gibi aşırı iklim olayları iki kat arttı, 2015’te ise rekor kırdı. Doğal yaşam alanlarının hızla yok edilmesi beraberinde iklim değişikliğini getiriyor. 350 Ankara grubu,
Hafta sonu 3. Köprü’de vatandaşlar ‘selfie’ çılgınlığına kapılınca trafik felç olmuştu. Kuzey Marmara Ormanları, 250 milyon ağaç ve su havzalarına doğru ‘betonlaşma’ ve ‘yeni rant alanı üretme’ tehdidi gibi uzanan 3. Köprü’nün emniyet şeridinde arabalarını durdurup, halay çekenlerin mutluluğu ekranlara yansımıştı. Son bir haftada ne Antep’te IŞİD saldırısında bedenleri plastik
Kredi dereceleme kuruluşu Fitch 8 Türk bankasıyla birlikte üç şirketin “durağan” olan görünümlerini “negatif”e çevirdi. Fitch’in açıkladığı yeni “görünüm”, Türkiye’deki siyasal çalkantı ile ekonomideki durgunluğu teyit ediyor. (Bankaların kredi notu ise teyit edildi.) Değerlendirmeye konu 18 Türk bankasının 7’si kamu sermayeli: Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıfbank, TSKB, TKB, Eximbank, Takasbank.
AKP’nin yeni genel başkan adayı Binali Yıldırım oldu. Erdoğan’ın inşaat odaklı ekonomi düzeninin değişmez taşlarından biri olan Yıldırım, AKP iktidarında 11 yılı aşkın süre Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yaptı. Mega yıkım projeleri, havuz şirketlerine dağıtılan ihaleler ve internet sansürü Yıldırım hakkında ilk akla gelenler oldu. AKP’nin İzmir Milletvekili Binali
3. köprüde, devletin müteahhit firmalara, günlük 135 bin araç geçişi garantisi verdiğini aktaran yazım geniş ilgi gördü. Aslında, yepyeni bir şey yazmamıştım orada. Dört yıl önce, adeta davul çala çala herkese açık yapılan ihaleyi hatırlatıp bu ihaleyi kazanan İçtaş-Astaldi’ye sağlanan garantilerden söz etmiştim. (Epeyce teşekkür geldi, herkes sağ olsun.) Fakat