6 Şubat Depremleri’nin yıldönümünde Politeknik ekibi olarak gözlem yapabilmek, depremzedelerle dayanışmak için Hatay’daydık. Hatay’da geçen bir yıla rağmen özellikle Antakya, Defne ve Samandağ ilçeleri hala enkazlarla çevrili durumda. Hatay halkı devasa yıkımın içinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Hataylılar için barınma büyük bir sorun. Geçici barınma alanları nitelikli olmadığı gibi yetersiz de.
6 Şubat Maraş Depremleri’nin üzerinden 1 yıl geçti. Deprem güvenli kentler, deprem güvenli yapılar tesis edilmediği için her büyük deprem gibi Maraş depremi de afete dönüştü. Acılarla, sorunlarla geçen bir yılda ne güvenli barınma alanları kurulabildi, ne eğitim, sağlık hizmetleri devreye girdi, ne de sosyal kültürel ihtiyaçlar karşılandı. Özellikle depremde
İstanbul Planlama Ajansı, kentsel dönüşüm yasasındaki yeni değişikliklerle ilgili rapor hazırladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İstanbul Planlama Ajansı, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun değişikliği ile ilgili rapor hazırladı. Şehir Plancılarından alınan görüşlerle birlikte
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM’de görüşülüyor.* Yasayla birlikte 16 Ekim’de kurulan “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı”nın tanımı ve yetkileri belirleniyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı altında çalışacak bu başkanlığa “rezerv yapı alanı ilan etme yetkisi” ve
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un arsasını bir kez daha alt üst etmek istiyor. Bu seferki plan çok daha kapsamlı ve yıkıcı ama. 2012’de çıkarılan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi yasasıyla başlayan mega inşaat hareketi, coğrafi ve ekonomik sınırına dayandı çünkü. Şimdi kentin rant değeri yüksek merkezleri toptan hedef alınıyor. Plan gerçekleşirse
Kocaeli/Gölcük merkezli 17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara Depremi’nin ardından 24 yıl geçti. İstanbul hala depreme hazır değil. 17 Ağustos Marmara Depremi’nde TBMM verilerine göre 96 bin 796 konut ve 15 bin 939 işyeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü, 17.480 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi yaralandı, 505 kişi
Ardında on binlerce ölüm bırakan Maraş Depremi gözleri 20 milyonluk azman İstanbul’a çevirdi. Şehir plancısı Tayfun Kahraman, Gezi Davası’nda tutsak alınmadan önce Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığını yürütüyordu, ardından İBB Şehircilik Proje Koordinatörlüğüne atandı. Önayak olduğu “hızlı tarama” gibi yöntemler halihazırda uygulanırken, bir kent suçuna karşı çıktığı
Depremin ardından milyonlarca insan yaşadığı konutları sorguluyor. Deprem bekleyen İstanbul’da halkın tedirginliği de, çare arayışı da hızlanıyor. AKP iktidarı 20 yılda, Türkiye bir deprem ülkesi olmasına rağmen yapıların deprem güvenliğini sağlamadı. Deprem gündemini kentlerde rantı yüksek yerleşim alanlarında inşaat patronlarına rant yaratacak biçimde kullandı. İstanbul’da milyonlarca insan deprem güvenliği olmayan
İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kadıköy’deki erken Cumhuriyet Dönemi yapılarından Batum Apartmanı için yapılan tescil başvurusunu reddetti. İstanbul Kadıköy Caferağa’da mimar Zeki Sayar’ın tasarladığı 1938-1940 yılları arasında inşa edilen Batum Apartmanı kentsel dönüşüm tehdidi altında. İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Batum Apartmanı’nın tescillenmesi için yapılan
İstanbul’un neredeyse her sokağında bir şantiye var desek yanlış olmaz. Kent yoksullarının yaşadığı bazı ilçelerde ve mahallelerde geniş çaplı dönüşüm projeleri ile yürütülen kentsel dönüşüm, bazı semtlerde parsel ve ada bazında gerçekleştiriliyor. Plan değişiklikleriyle yapı yoğunluğu arttırılan ve projelerle istila edilen her bir sokak, cadde, mahalle yaşanamaz hale geliyor. Gece
Mühendislerin, mimarların, plancıların; mühendislik, mimarlık ve planlama öğrencileriyle mesleki deneyimlerini paylaştığı atölyeler dizisi Atölye Poli’nin 2’ncisi başlıyor. Mimarlık ve planlama öğrencileriyle yapılacak eskiz atölyesinde bu kez konu kentin kimliğini oluşturan, modern mimarlık mirası olarak da kabul edilen İstanbul’un eski apartmanları. Atölye Poli’nin eskiz atölyesi çağrısı şöyle: Konut/barınma İstanbulluların uzun zamandır
On yıl öncesine kadar kent hakkını mesele edinen, kentsel dönüşüm tahribatının karşısında ve kent hareketlerinin parçası olduğunu iddia eden Türkiye güncel sanat alanı bugün nasıl oldu da kent suçlarının önde gelen işbirlikçilerinden birine dönüştü? Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin ikincisi ve bu güzergâha eklenen diğer sergiler üzerinden yakın plan… “Kişisel tarihimizin
İngiltere’de ana caddelerdeki büyük mağazalar birbiri ardına kapanıyor. Zincir mağazaların alışveriş yapılan caddeleri terk etmesi çokça konuşulan bir mesele. Gündelik hayatın parçası olan bu büyük mağazaların kapanmasının temel sebebi pandemi. 118 Debenhams, 70 Arcadia mağazası kapanmış. Sonuçta online alışveriş sitesi Asos ünlü İngiliz markaları Topshop ve Miss Selfridge’i, bir başka
Kötülüğü, çürümüşlüğü organize yaşayan bir dönemin insanlarıyız. Bir deprem daha yüzümüze vurdu bunu, yeniden ve yeniden. İzmir Depremi’nden dakikalar sonra başladı hamaset, hakikati yok etme çabası. Tıpkı her depremden sonra olduğu gibi… Yitirdiklerimizin, yıkılan yapıların, deprem güvenliği olmayan kentlerin müsebbipleri, ‘kahramanlığa’ soyundular. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Bayraklı ilçesinde
Tarihi, kültürel ve çevresel yıkımlar kapitalizmin, iktidar eliyle büyük bir örgütlenmenin sahibi olarak işbirlikçileriyle saldırma ve yok etme politikasının bir kanıtı. Peki her mekan üretimi illaki bir yıkımı da beraberinde mi getirir? Elbette hayır Dünyanın ilahi belleği tanrıça Mnemosyne’in yorgun ve yaşlı hafızasına ne kadar güvenebiliriz bilmiyorum ancak Mnemosyne’in güç
Son yıllarda Amerikan şehirlerinde birçok mahalle ‘konut hakkı’ temalı örgütlenmelere ve protestolara sahne oldu. Los Angeles, yerel yönetim ve yatırımcıların işbirliği ile sakinlerini mülksüzleştirerek ‘geliştirilen’ şehirlerin belki de başında geliyor. Şehirde başlayan protestolar son günlerde giderek büyüdü ve kent hareketlerinin bu gösterilerde başı çektiğini söyleyebiliriz Soylulaştırma kavramının nasıl ve nerede
High Line Park için kontrolden çıkmış bir ‘başarı’ denilebilir ama aynı zamanda Manhattan’daki artan eşitsizliğin sembolü haline geldi. New York’taki bu soylulaştırma anıtının mimarı diğer şehirlerde meslektaşlarının yapacağı muhtemel hataların önüne geçebilir mi? Sanayi sonrası kentlerinde oluşan endüstriyel boşlukları(!) yeniden kullanıma sunarak ‘kentsel canlandırma’ adı altında yapılan kültürel ya da
İstanbul Fulya’da yeşil alanın da içinde bulunduğu 1,56 hektarlık alan Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edildi. Zemin yapısına ve deprem koşullarına göre değil, emlak değerine göre alınan riskli alan* ve kentsel dönüşüm kararlarına bir yenisi daha eklendi. Kent rantını bazen KHK’larla, bazen de Bakanlar Kurulu kararıyla hayata geçiren
Geçtiğimiz günlerde belediye başkanlarına “Sanatla uğraşmayın, kentsel dönüşüme öncelik verin” açıklamalarında bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki vakit kaybetmeden yeni bir açıklama yaptı. Özhaseki “Kentsel dönüşümü hızlandırmak için KHK çıkarılsın diye bastırıyorum” dedi Habertürk’te yer alan habere göre, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki “Bir torba yasa bile 1
Küresel sermayenin yatırım yaptığı büyük şehirlerde emlak fiyatları hızla artmaya başlıyor. Artan emlak fiyatlarından arazi ve konut sahipleri yararlanırken, sabit gelirliler ve yoksullar şehir merkezlerinde barınamaz hale geliyor Gayrimenkul sertifikalarının halka arzı geçtiğimiz hafta gerçekleşti ve sistem uygulamaya girdi. Bu Türkiye’de inşaat-finans bütünleşmesinin yeni bir aşaması olarak görülebilir. Ancak mesele,