Türkiye deprem kuşağında yer alıyor ve 18 kent aktif fay hatları üzerinde bulunuyor. Deprem güvenli kentleri, yapıları inşa etmek, planlamak zorunluluk. Bu merkezi ve yerel yönetimlerin ortak görevi. Ülkenin çürük yapı stoğu göz önüne alındığında yerel yönetimlerin depremle ilgili iktidarı beklemesi, iktidarın engellerini gerekçe göstermesi mazur görülemez. İnisiyatif almak zorundalar.
Maraş Depremleri’nin üzerinden geçen 2.5 aylık süreçte siyasi iktidardan, daha önceden de alışık olduğumuz şeyleri duyduk. Bu felaketin bir milat olduğu ve bundan sonrasının farklı olacağı vs. Tıpkı Gölcük, Van ve İzmir depremlerinden sonra duyduklarımız gibi. Ancak neyin değişeceği nasıl değişeceği hala muğlak. Bu muğlaklığın sebeplerinden biri de bu felaketin
Ardında on binlerce ölüm bırakan Maraş Depremi gözleri 20 milyonluk azman İstanbul’a çevirdi. Şehir plancısı Tayfun Kahraman, Gezi Davası’nda tutsak alınmadan önce Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığını yürütüyordu, ardından İBB Şehircilik Proje Koordinatörlüğüne atandı. Önayak olduğu “hızlı tarama” gibi yöntemler halihazırda uygulanırken, bir kent suçuna karşı çıktığı
Depremin ardından milyonlarca insan yaşadığı konutları sorguluyor. Deprem bekleyen İstanbul’da halkın tedirginliği de, çare arayışı da hızlanıyor. AKP iktidarı 20 yılda, Türkiye bir deprem ülkesi olmasına rağmen yapıların deprem güvenliğini sağlamadı. Deprem gündemini kentlerde rantı yüksek yerleşim alanlarında inşaat patronlarına rant yaratacak biçimde kullandı. İstanbul’da milyonlarca insan deprem güvenliği olmayan
Maraş depremleri on ili etkiledi. Çok büyük bir alanda çok büyük bir yıkım meydana geldi. Bu yıkımı doğrudan yaşayanlar, yıkımın yol açtığı felakete karşı emeklerini seferber edenler, Türkiye’nin her bir tarafında kalbi, depremden etkilenen bölge halkları için atanlar, AFAD’ın sorumlusu olduğu arama kurtarma çalışmalarının önce yokluğunun, çok sonra yetersizliğinin acısını
Mühendisler, mimarlar, plancılar binlerce kişinin yaşamına mal olan yapıların müteahhitlerini, sorumlularını listelemek için çalışma başlattı. Maraş Pazarcık merkezli depremlerle birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 11 Şubat’ta yaptığı açıklamaya göre 10 ilde 7 bin 584 yapı yıkıldı. On binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve binlerce insanın da hala enkaz altında olduğu depremin
Bu satırları yazarken, Antakya’da yıkılan apartmanlarından anne ve babasının kurtarılmasını bekleyen arkadaşımdan herkesi yıkan ‘kaybettik’ haberi geldi. Ötesi yok işte… Ne yazılır, ne söylenir… Nasıl dayanacağız bu acılara? Duyguları, aklı, sabrı, öfkeyi yönetmek mümkün değil. Yıkılan kentleri, sokakları, tarihi, kültürü, ölüme terkedilen halkı, çaresiz bekleyişi görmek ve dayanmak mümkün değil.
Kentlerde depreme karşı yapıları güvenli hale getirme, halkın barınma ve yaşam güvenliğini sağlama konusunda yıllardır adım atmayan AKP iktidarı, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı İstanbul tahliye planını eleştiren jeofizik mühendisi akademisyen Savaş Karabulut’u hedef aldı. Jeofizik mühendisi deprem bilimci akademisyen Dr. Savaş Karabulut, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı ve olası İstanbul depreminde kenti tahliye
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 19’uncu yılını geride bırakıyoruz. Kentlerin, yapıların depreme hazır hale gelmesi için adımlar atılması gerekirken elimizde, yok edilen acil toplanma alanları, inşaat rantının ele geçirdiği kent planlaması ve iktidarın imar affıyla ruhsatlandırdığı deprem güvenliği olmayan milyonlarca yapı var. Halk, olası bir depremde bunların faturasını ödeyecek. Kocaeli
Bir 17 Ağustos daha deprem gerçeğinin yamaçlarında dolaşarak geçti. Kocaeli Gölcük merkezli 99’ Marmara Depremi’nin ardından 18 yıl geride kaldı. Yaşanan acılara, yok olan yapılara, ülke topraklarının yüzde 92’si hala deprem tehdidinde olmasına rağmen güvenli kentler adına henüz bir adım atılmadı. Bunca şantiyeden depreme dayanıklı bir kent çıkar mı? Sorunun
Van’da meydana gelen ve yüzlerce insanın hayatını kaybettiği depremin ardından 5 yıl geride kaldı. Deprem sonrası ne Van’da ne de deprem tehdidi altındaki diğer kentlerde, yaşam alanlarında deprem güvenliği tahsis edildi. Deprem, AKP iktidarının çıkardığı yasalarla sadece inşaat patronlarına alan yaratmak için dönüşüme bahane yapıldı. Van’ın Tabanlı Köyü’nde 23 Ekim
Ülke tarihinin en büyük depremi, Kocaeli Gölcük merkezli Marmara Depremi’nin ardından 17 yıl geçti. Yıkıma neden olan plansız, denetimsiz, bilim dışı kent politikaları değişmedi, deprem güvenli kentler adına adım atılmadı. Kentler sınır tanımaksızın inşaata büründü, denizler dolduruldu ‘meydan’lar inşa edildi. Parklar, toplanma alanları üzerine proje yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Deprem