Çernobil’den Akkuyu’ya tek yol Hayır – Neriman Usta

26 Nisan 1986 tarihinde Çernobil Nükleer santralında meydana gelen kazadan bu yana 31 yıl geçti. 11 mart 2011 Fukuşima nükleer santral kazasının ardından ise 6 yıl. Çernobil dahil bu santrallere müdahaleler hala sürüyor. Kaza hali halen devam ediyor. Binlerce insanın öldüğü, yüzbinlerce insanın hastalandığı, sakat kaldığı, milyonlarca insanın ve tüm canlı yaşamın etkilendiği hepimizin malumu.

Bu kazalardan sonra nükleer santrala sahip birçok ülkede nükleer santral programları durduruldu. Var olan eski tip santraller de kapanmaya başladı.

Nükleer santrallerde sadece kaza olma ihtimali değil korkutucu olan, atık sorunu, sızıntılar, duyurulmayan küçük kazalar ve arızalar, yakıt ve parça değişimlerinde sürekli radyoaktif kirlilik yaratması canlılar için önemli bir tehdit.

Dünyanın bildiğini AKP’nin bilmediğini düşünemeyiz. Nükleer santrallerin tehlikesine rağmen neden santral yapımında ısrar edildiği bu santrallerin ekonomik ve siyasi rantları, bu rantın dağılımı ile açıklanabilir.

Akkuyu/Mersin ve İnceburun/Sinop Nükleer santrallerinin toplam inşa bedelleri şimdilik 42 milyar dolar. Santrallerin ürettiği elektrik sırasıyla 1 kWh elektrik için 12,35 cent ve 11,8 cent üzerinden bir kamu kurumu olan TETAŞ tarafından alınacak. Verilen alım garantisinin toplam tutarı yaklaşık 123,5 milyar dolar. Bugünün 4-5 cent olan toptan elektrik fiyatının en az üç katına denk gelen bu fiyatlardan TETAŞ’ın elektrik satması mümkün görünmüyor. Bu fiyatlardan elektrik satılabilmesinin tek yolu toptan elektrik fiyatlarının da bu seviyeye getirilmesi ile olanaklı. Bu durumda elektrik piyasasında 14 krş olan 1 kwh elektrik (maliyeti 10 krş) için 42 krş fatura bedeli ödeyen halkın, yaklaşık 130 krş ödeme yapması demek. Ya da 123,5 milyar doların en az 85 milyar dolarlık kısmının devletçe yani bizlerin vergilerinden karşılanması demek.

Akkuyu NS’nin inşasına başlandı. Özel santral olan Akkuyu NS’nin 3 milyar dolarlık (santral maliyetinin %15’i) su yapılarının ihalesi meşhur Cengiz inşaata verildi. Nükleer santral inşasında devasa inşaat rantının nasıl paylaştırılacağı da açığa çıktı.

Hayır’ın kazandığı, YSK’nın çaldığı hileli referandumda çıkarılan ‘evet’ sonucu ile Bakanların fiilen denetimsiz olacağı, 400 milletvekilinin onayı olmadan işledikleri suçlardan yargılanamayacağı bir düzen yaratmak isteyenlerin nükleer santral girişimi bu coğrafyayı tehdit ediyor. Yalanlarla çalışan nükleer santraller, yolsuzlukların halk sağlığına tercih edildiği, olası kaza ve radyoaktif kirlenmede halkın bilgilendirilmesi ve teknik önlemlerin alınması yerine kazanın saklandığı, etkilerinin üzerinin örtüldüğü bir gelecek demektir. AKP-Saray rejiminin mevcut politikaları düşünüldüğünde bu ihtimaller hiç de uzak değil.

Geleceğimiz, yaşamımız için Hayır mücadelemiz sürmek zorunda. Yeni Çernobillere, Fukuşimalara Hayır!

Neriman Usta / Elektronik Mühendisi