Son bir hafta içinde Çanakkale ve Ege Denizi merkezli pek çok deprem meydana geldi. Çanakkale Ayvacık ve köylerinde yapılar hasar gördü.
Çanakkale ve Ege Denizi son bir haftada meydana gelen depremlerle sallandı. Deprem korku yarattı. Çanakkale Ayvacık ve köylerinde yapılar hasar gördü, yaralananlar oldu. Halk barınma alanlarından yoksun kaldı, eğitim aksadı. Bölgeyle ilgili incelemeler yapıldığında ise bir kez daha depremin değil deprem güvenli olmayan yapıların tehlikeli olduğu sonucu açığa çıktı.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Çanakkale Ayvacık depremleriyle ilgili yaptığı açıklamada bölgede yaptığı incelemelerin sonuçlarını paylaştı. İMO açıklamasında ‘Bugünlerde Çanakkale-Ayvacık- Gülpınar`da büyüklüğü 5-5,4 ve daha küçük büyüklükte bir deprem fırtınası ile karşı karşıya kaldık. Özellikle köy yerleşim alanlarında bulunan birçok ev ve hayvan ahırları büyük oran da hasar gördü. Can kayıpları olmamakla birlikte yaralananlar oldu, hayvanlar zarar gördü. Çok sayıda insan evsiz hayvanlar ahırsız kaldı. Bir kez daha görüldü ki sorun depremde değil yapılarda.’ ifadelerine yer verdi.
Açıklamanın devamında Çanakkale Ayvacık’ta yapıların depreme dayanıklı olmaması ‘Yerel koşullara ve kullanım amaçlarına bağlı olarak yer seçiminden yapı tasarımına, yapı tasarımından yapı üretimi ve denetimine kadar sağlıklı bir yapı üretim sistemin kurulmamış olmasının sıkıntısını yaşıyoruz.’ ifadeleriyle belirtiliyor.
İMO’nun yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
“Ülkemizde sıkça yaşanan doğal olmayan depremler doğal olan depremlerin önüne geçiyor. Bunun etkisi yıkıcı bir deprem kadar büyük oluyor. Çanakkale-Ayvacık depremini yakından izliyoruz. İMO Çanakkale Şubemiz Ayvacık ve köylerinde hasar gören yapıların tespitini yapıyor.
Ülkemizin önemli bir deprem sarmalı içerisinde bulunduğu bilinmektedir. Ne zaman nerede bir depremin olacağını kestirmek güç olsa da her an ülkemizin her hangi bir yerinde yıkıcı nitelikte bir depremle karşılaşacağımızı biliyoruz.
Orta büyüklükte olan depremlerin bile, kırsal alanda bulunan yapı stokumuza oldukça büyük oranda zarar verdiğini defalarca yaşayarak öğrendik.
Peki, öğrendik de ne yaptık?
Bugünlerde Çanakkale-Ayvacık- Gülpınar`da büyüklüğü 5-5,4 ve daha küçük büyüklükte bir deprem fırtınası ile karşı karşıya kaldık. Özellikle köy yerleşim alanlarında bulunan birçok ev ve hayvan ahırları büyük oran da hasar gördü. Can kayıpları olmamakla birlikte yaralananlar oldu, hayvanlar zarar gördü. Çok sayıda insan evsiz hayvanlar ahırsız kaldı. Bir kez daha görüldü ki sorun deprem de değil yapılarda.
Ülkemizin en batısında bulunan ve Avrupa`ya açılan penceresi olan Çanakkale İlimizin ilçe ve köyleri henüz mühendislikten paylarını almamışlar. Taş taş üstüne konularak yapılmış olan bu yapıların hasar görmemesi bizim için ciddi bir sürpriz olurdu. Yine de can kayıplarının olmaması sevindirici bir durum.
Deprem olmasa da kendi kendisine yıkılabilecek bu yapıların varlığını sürdürmesi ve yaşama mekanları olarak kullanılması ülkemizin acı bir gerçeği olarak karşımızda duruyor. Gerek kırsal alanda gerekse kentsel alanda yapılmış olan yapıların bir çoğu, tüm gereksinmelerimizi karşılamaktan uzak, sadece barınak olarak sınırlı imkanlarla yapılmış olan yapılardır. Yerel koşullara ve kullanım amaçlarına bağlı olarak yer seçiminden yapı tasarımına, yapı tasarımından yapı üretimi ve denetimine kadar sağlıklı bir yapı üretim sistemin kurulmamış olmasının sıkıntısını yaşıyoruz.
Yapı tasarımı, üretimi ve denetimi aşamalarında mühendislik biliminin, bilgisinin gerekleri eksiksiz olarak yerine getirilmek durumundadır. Yine de Çanakkale-Ayvacık Depremini bir uyarı olarak dikkate almak gerekir. Bu tür bölgelerde ve kentlerde 6,5 ve üzeri büyüklükte bir depremi her zaman yaşayacağız.
Ortaya çıkacak olan can ve mal kayıpları ciddi bir üzüntü kaynağı olarak geçmişte yaşamış olduğumuz depremler gibi halkımıza yeni acılar yaşatabilir.
Sorun depremde değil. Yapı stokumuzun doğa şartları ve depremin yıkıcı etkisi dikkate alınarak yapılmaması ile ilgili bir konudur. Mühendis ve mühendis imzası ruhsat almanın bir formalitesi olarak görüldüğü sürece başımızı ve dizimizi çok döveriz demeye dilimiz varmıyor.
İlgililere ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Politeknik’in ‘Deprem güvenliği ve kentler’ broşürüne ulaşmak için:
politeknik.org.tr