Plaza yaşamında kadın düşmanı erkeklerle varolmaya çalışmanın dayanılmaz ağırlığı – Femihat (catlakzemin.com)

İşyerindeki (beyaz yakalı plaza ortamı) pasif agresif ya da doğrudan kadın düşmanı söylemlere karşı nasıl bir tutum sergilemeliyim? Mesela topuklu giyen kadına “Valla yeri titretiyorsunuz, üzerinde yürüyemediğinizi kabul edin işte,” ya da “Evlenmek isteyen kadınların tek derdi para oluyor, boşanıp her şeye konmak heveslisi oluyorlar,” ya da sosyal medyada makyajlı-makyajsız kadınların önce-sonra videolarını gösterip “Tüm kadınlar evlenmeden önce sonra ha ha ha,” diye post atmaları ya da kıyafet, saç, makyaj gibi konularda kadına ne yakışır dahil tüm mansplaining durumları. Laf edince “Siz de çok alıngansınız,” “Kadınlar da çok duygusal işte hemen her şeye kızıyorlar,” “Ah pardon tabi ya siz feministtiniz değil mi?” gibi cevaplar alıyorum. Ne yapmalıyım?

Sevgili beyaz yaka,

Öncelikle bana yazdığın için çok teşekkür ederim. Anlattıkların bana hiç yabancı değil. Eminim okuyacak olan pek çok kadına da tanıdık gelecektir. Bu tür deneyimleri paylaşmanın, birbirimize ses olabilmek adına çok mühim olduğunu ve başka kadınlara da yardımı olacağını düşünüyorum.

İş hayatımızdaki, kadın düşmanı çalışma arkadaşı, patron ve müşteriler bizi en zorlayan karşılaşmalar oluyor değil mi? Sonuçta ekmeğimizin peşindeyiz nitekim. Emeğimizin zebanisinin patriyarka olması da hiç şaşırtıcı değil…
Erkeklerin, özellikle iş hayatında birlikte çalıştığı kadınlarla anlattığın şekilde ilişkilenmesinin ardında derin özgüven eksikliği ve performans kaygılarının olduğunu düşünmekle birlikte, vaktimi onlarla empati kurarak harcamak istemiyorum ve hemen meselemize dönüyorum.

tokat

Mektubunda bahsettiğin kişiyle, iş sebebiyle mecburi bir ilişkin olduğunu ve bu sebeple onunla iletişimi kesmenin veya sınırlandırmanın pek mümkün olmadığını anlıyorum. Bu durumda odak noktamız, böylesi bir insanla günün minimum 8 saatini geçirirken ruh ve sinir sağlığımızı nasıl koruyabiliriz olmalı, değil mi?

Şimdi elimizde neler var bir bakalım: bir adet kendini şakacı zanneden erkek ve içinden kadın düşmanı cümleler dökülen onun erkek ağzı ve son olarak da elinin tersi… Önce ideal mesafemizi kollamakla başlayalım. Elimizle konu kişisinin ağzı arasında minimum 30 cm uzaklık olmasına dikkat edelim. Gerekli mesafeyi ayarladıktan sonra, doğru anı bekleyelim. Erkek kişinin ağzından kadın düşmanı cümleler dökülmeye başlar başlamaz, elimizin tersini 30 cm uzaklıktan olabildiğince kuvvetli bir ivmeyle ağzına indirelim. Derin bir oh çekelim ve masamıza geri dönelim.

Elbette ki latife ediyorum… Her ne kadar benim içimden zaman zaman geçen bu olsa da, asla uygulamayacağım bir yöntem olduğunun altını çizeyim.

Şakayı bir kenara bırakırsak, bu kişiye yolladığı maillerin içerikleri üzerinden cevap vermeye çalışmanın çoğunlukla nafile bir çaba olacağını düşünüyorum. Zira, bazen gerçekten bu erkeklere, bu söylediklerinin taciz olduğunu ve neden söylenemez olduğunu anlatmaya çalışmak deveye hendek atlatmaktan daha zor. O nedenle daha pratik, günü ve aklı selimimizi kurtaran yöntemlere başvurmayı düşünebiliriz. Mesela bu kişi, bahsettiğin türde videolar yolladığında, ya da kadınlara şu yakışır bu yakışmaz gibi açıklamalar yaptığında, iş yerinde bu tarz konuşmaları hiç de profesyonel bulmadığını, onunla sadece iş konulu meseleleri konuşabileceğini, bunun dışında bir diyalog kurmak istemediğini en havalı ve cool halinle söylemen nasıl olurdu acaba?

1

Ayna karşısında gözlerini süz, ağzını büz ve tekrarla; “Bu laflar beni yıldıramaz!” Bazen tek ihtiyacımız olan bir adet resting bitch face.*

Canım takipçilerim, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Önerilerinizi ve deneyimlerinizi paylaşmak isterseniz, aşağıya yorum bırakmaktan lütfen çekinmeyin!

*resting bitch face, herhangi bir duygu durumunda olmadığı halde, kızgınmış gibi gözüken yüz ifadesine sahip olma hali. Tam karşılığı olmasa da “boş bakışımdaki şirretlik” gibi bir şekilde tercüme edebiliriz belki.