TMMOB: Antalya’da yaşananlar ülkenin fotoğrafıdır

TMMOB, Antalya’da şiddetli fırtına ve hortumlar sonrası yaşanan can kayıpları ve yıkımın, doğal yaşam alanlarını yok eden, planlama ve şehircilik ilkelerini umursamayan kent politikalarının sonucu olduğunu belirtti: Antalya özelinde yaşananlar aslında tüm ülkenin fotoğrafı niteliğindedir

TMMOB, Antalya ve ilçeleri Kemer, Kumluca, Finike çevresindeki şiddetli fırtına ve hortum nedeniyle yaşanan can ve mal kayıpları hakkında 30 Ocak 2019 tarihinde basın açıklaması yayımladı. TMMOB, Antalya’da yaşananların, ülkenin özeti olduğunu, hiçbir insani, hukuki, evrensel değer ve kural tanımaksızın ülkeyi, kentleri dünyanın emlak/rant piyasası haline getiren, ülke ekonomisini arazi rantı üzerinden temellendiren iktidarın afete davetiye çıkardığını vurguladı.

Antalya’nın doğal varlıkları yok edildi
Yanlış arazi kullanım kararları ve arazi kullanım değişikliklerinin, doğa olaylarının afet olarak yaşanmasına yol açtığını vurgulayan TMMOB, ‘Bugüne kadar hazırladığımız raporlarda da ısrarla belirttiğimiz gibi, güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir, her türlü afete hazır kentler ve korunmuş bir doğa için, insanca barınma hakkı için planlama ve yapı denetimi uygulamalarında; tarım alanları, orman, su, mera, kıyılar vb doğal varlıkların korunmasında; kentlerin yönetiminde; enerji, gıda ve çevreye ilişkin politika ve stratejilerin belirlenmesi ve uygulanmasında şehir planlama, mimarlık ve mühendisliğin gerektirdiği bilimsel– teknik kriterlerin ve mesleki denetimin devre dışı bırakılmasının sonuçları ülkenin hemen her noktasında yaşanmakta, seller, toprak kaymaları, can ve mal kayıpları ile ağır bedeller ödenmektedir’ifadelerini kullandı.

Antalya’nın, ormanlara, uzun kıyılara ve kumsallara, doğal limanlara, doğal, tarihi, arkeolojik ve kültürel varlıklara sahip uluslararası nitelikte bir turizm merkezi olduğunu vurgulayan TMMOB, Antalya’yı afet kenti haline getiren sebepleri şöyle sıraladı:

  • Hızlı nüfus artışı ile kentin tarım alanlarına kontrolsüz yayılması, kıyı, tarım, orman, maki, fundalık fark gözetmeksizin yapılaşmaya açılması
  • Adeta kıyı kesiminde beton bir set haline gelen turizm tesisleri, Belek ve Kundu ormanları örneğinde olduğu gibi kıyı ve orman alanlarının turizm tesislerine tahsisi
  • Finike ilçesi örneğinde olduğu gibi fütursuzca verilen maden/mermer ruhsatlarıyla orman alanlarının/doğal alanların tahribi
  • Sadece Alakır Çayı üzerinde planlanan 8 adet HES projesi olduğu göz önüne alındığında akarsuların HES’lere teslimi
  • Kıyıların, açık alan düzenlemesi, liman, mendirek gibi kıyı yapıları, dolgu vb müdahalelerle neredeyse tamamının doğal niteliğini kaybetmesi
  • Caretta Caretta’ların sayılı üreme alanları da dâhil, tüm sahillerin yapılaşmaya açılması
  • Akarsu yataklarının ıslah çalışmaları adı altında daraltılması/ müdahale görmesi
  • Kumluca Adrasan bölgesinde her yıl çıkan(çıkarılan) yangınlarla ormanlık, makilik, fundalık alan kayıpları
  • Kentsel altyapının yağışlara bağlı yüzey akışın drenajını sağlayacak şekilde yapılmaması

TMMOB, açıklamasını deprem, heyelan, çığ, kaya düşmesi, su baskını, hortum vb. aşırı hava olaylarının afete, insani ve ekonomik yıkıma dönüşmemesi, olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için neler yapılması gerektiğini şöyle sıraladı:

  • Kıyılar, akarsular ve sulak alanlarda suyun doğal yayılım/akış alanı içinde kalan alanlar yapılaşma dışı tutulması
  • Derelerin, vadilerin, ormanların, kıyıların, yaylaların, su havzalarının, kısacası yapılaşmaya uygun olmayan alanların yapılaşmaya açılmaması
  • Bütüncül planlamanın bir gereği olarak risk haritalarının yapılması, afete duyarlı sakınım planlarının acil olarak hayata geçirilmesi
  • Düşük standartlarda ve mühendislik hizmeti görmemiş güvenliksiz yapı üretimini adeta destekleyen imar affının bir seçenek olmaktan çıkarılması
  • Hiçbir kural gözetmeksizin HES ve maden, taş ocağı ve mermer şirketlerine verilen izinlerin iptal edilmesi
  • Merkezi idare planlama yetkisinin; kentlerin, kıyıların, tarım alanlarının, ormanların, meraların, giderek yaylaların talanına dönüşen, nükleer santraller, termik santraller, gelişigüzel madencilik uygulamaları, şehir hastaneleri, kentsel dönüşüm projeleri, “büyük projeler” adı altında ülke topraklarının yandaş ulusal/ uluslararası sermayeye sunulmasının bir aracı olarak kullanılmasından vazgeçilmesi

politeknik org.tr