Scooter kullanımı, sorunlar, eksiklikler, zorunluluklar – Politeknik

Scooter kullanımı özellikle büyük kentlerde hızla yaygınlaştı. Scooter şirketlerinin sayısı hızla arttı. Genellikle gençlerin kullandığı scooterlar, caddelerde, sokaklarda, kaldırımlarda sıkça karşılaştığımız ulaşım aracına dönüştü.

Kullanımın artması iki büyük sorunu beraberinde getirdi. İlki kullanıcıların ölümüyle sonuçlanabilen kazalar, diğeri  scooterların kuralsız sürüşlerle kullanılması ve kaldırımları işgal ederek park edilişiyle kentlilerin yaya güvenliğinin yok olması.

Kentlilerin yaşamını, yayaların sağlıklı erişimini tehdit eden bu sonuçlar ülkenin kaotik gündeminde gerilerde kalsa da oldukça önemli.
Antalya’da iki lise öğrencisinin yaşamını yitirdiği kaza bu gerçeği bir kez daha hatırlattı. Kayıtlı verilere göre son 2 yılda 7 insan scooter kullanırken trafikte yaşamını yitirdi.

Scooterların kullanıcılar ve yayalar açısından bu derece sorunlu hale gelmesine neden olan faktörler neler? Avrupa’da benzer tartışmalara neden olan scooterlara dair yasal düzenlemeler neler? Türkiye’de neler yapılıyor, neler yapılmıyor? Konuyu daha detaylı incelemeye çalışalım.

Scooterlar ve yasal düzenlemeler

Scooterlar kent içinde mikromobiliteyi -kent içinde kısa mesafelerde küçük ve hafif araçlarla yapılan yolculukları- sağlayan araçlardır. Kısa mesafelerde erişilebilirliğin arttırılmasında oldukça etkili bir ulaşım aracıdır.

Scooterların kullanım şartlarına dair resmi kurallar 2021 yılında 2918 sayılı Karayolları Yolcu Taşımacılığı Kanunu kapsamında Ulaştırma ve Altyapı, Çevre ve Şehircilik ile İçişleri Bakanlıklarının hazırladığı ‘Elektrikli Skuter Yönetmeliği’ ile belirlenmiştir.

Yönetmeliğe göre; scooterları otoyol, şehirler arası karayolları ve azami hız sınırı 50 km/s üzerinde olan karayollarında ve yaya yollarında sürülmesi yasak. Kullanım yaşı 15 ve üzeri olarak belirlenirken herhangi sürücü belgesi zorunluluğu getirilmedi. Yönetmelikte birden fazla kişinin binmesi de yasaklanırken yayalar, engelliler veya hareket kısıtlılığı olan kişilerin güvenli ve bağımsız hareketlerini, araç ve yaya trafiğini engelleyecek şekilde park edilmesi de yönetmelikçe yasaklandı.

Elbette bu kuralların sürekli denetimle hayata geçirildiğinden söz etmek mümkün değil! Kamusal denetimin yokluğu dışında Scooter kazaları Türkiye özelinde bazı temel sorunlara dayanıyor. Türkiye’deki yol altyapısındaki, trafik kuralları işleyişindeki sorunlar, scooter kullanıcıları kaynaklı hatalar ve hizmet sağlayıcılardan kaynaklanan sorunlar bir zincir halinde kötü işleyişi oluşturuyor.

Trafik işleyişindeki/yollardaki sorunlar, kazalar

Scooterler yoğunlukla taşıt yollarını kullanıyorlar. Yönetmelik scooterların bisiklet yolu veya bisiklet şeridi varsa taşıt yolunda sürülmemesi gerektiğini söylüyor. Ancak Türkiye’de kent içindeki yollar, mikromobiliteyi sağlayan scooter vb. küçük ve hafif araçlar için ne yazık ki ayrılmış bir şerit ya da yol sağlamıyor. Araçlardan ayrılmış yol, scooter kullanımının olduğu kentlerde, çok kısıtlı güzergahlarda mevcut. Dolayısıyla scooterlar çoğunlukla seyahatlerini araçlarla aynı şeritten yapmak zorunda kalıyor. Bu kazalara davetiye çıkarıyor, kullanıcıların güvenliğini tehdit ediyor.

Trafik akışında ve trafik kurallarına riayette ciddi sorunlar var. Motorlu araçlar maksimum 50 km/s hızla gitmesi gereken yollarda yeterli hız kontrolü olmadığı için daha hızlı gidiyor. Takip mesafesinin korunmaması, uygunsuz/hızlı şerit değiştirme hamleleri, scooter kullanıcılarını görmezden gelen davranışlar sıkça yaşanıyor. Bu nedenle scooter kullanıcıları çarpılma tehdidine açık hale geliyor. Özetle trafik ve yol altyapısındaki eksiklikler sorun zincirinin baş halkası diyebiliriz.

Kullanıcılarla ilgili tehlikeler

Scooter kullanıcılarının davranışları zincirin diğer bir halkası. Günlük hayatta karşılaştığımız deneyimler, meydana gelen kazalar kuralların sıklıkla ihlal edildiğini gösteriyor.

Trafiğin akış yönünün tersine kullanım, tek kişilik kullanılması gereken araca çoğul binme, trafik akış hızının fazla olduğu caddelerde kullanım, henüz trafik bilgisine/eğitimine sahip olmayan kişilerce kullanım scooterları trafikte tehlikeli hale getiriyor.

Sürücülerin mutlaka trafik bilgisine sahip olması gerekiyor. Ayrıca kask vb. kişisel koruyucu donanımlar zorunlu tutulması gerekirken bu başlıklarda yönetmelik bir zorunluluk atfetmiyor. Yaş sınırı dışında kullanıcı ile ilgili bir sınırlayıcı yer almıyor.

Avrupa’daki düzenlemeler Türkiye’den farklı olarak bazı ek zorunluluklar gerektiriyor. İngiltere kullanıcılardan sürücü belgesi (Q) zorunluluğu isterken, İspanya’da kullanıcıların yansıtıcı giysiler giymesi gerekiyor. İtalya’da da yansıtıcı giysiler zorunlu tutulurken, 14-18 yaş arası kullanıcılar için kask da zorunlu. İsveç ve Finlandiya ise tüm kullanıcılara kaskı zorunlu tutuyor.

Kaldırım işgalleri, yaya güvenliği

Diğer bir sorun ise kaldırım işgalleri ve yayaların güvenliği. Neredeyse tüm kaldırımlar park edilmiş scooterlarla dolu. Scooterlara özel park alanları yapılmış değil. Konuyla ilgili yönetmelik topu yerel yönetimlere atıyor. Yerel yönetimler de konuyla ilgili henüz bir kısıtlama getirmiş değil. Kaldırımlardaki scooter işgalleri yayaların erişimini de engelliyor. Her gün bir yenisi çıkan hizmet sağlayıcı şirketler ise yalnızca kazançlarıyla ilgileniyor. Yerel yönetimlerin sorumluluk almak istememesinin bir nedeni de şirketlere “kışt” deyince keyiflerinin kaçma ihtimalinin olması!

Park konusunda belirli alanların seçilmesi gerekiyor. Belirtilen alanlar dışında şirketlerce ya da kullanıcılarca park yapılması halinde ceza uygulanmalıdır. Şirketlerde toplanan kullanıcı verileri, GPS kayıtları bu denetimde rol oynayabilir.

Elbette şirketlerin denetimi de unutulmamalı. Şirketlerin gece saatlerinde scooterları, şarj değişimleri sonrası kaldırımları işgal ederek bırakmaları engellenmelidir.

Avrupa’da da benzer tartışmalar devam ediyor

Avrupa’da da son dönemde özellikle kaldırım işgalleri üzerinde tartışmalar yoğunlaşıyor. Almanya, Hollanda, Fransa’da scooterların park edeceği alanlar belirlenirken, yayaların sıkça kullandığı bazı akslarda parklanmalar ysaklanıyor. Aksi durumlarda ise hem şirketlere hem kullanıcılara cezalar kesiliyor.

Sonuç

Scooterlar kent içinde mikromobilite için önemli araçlardır ve kullanımı teşvik edilmelidir. Fakat scooter kullanım koşulları sürüş ve yaya güvenliğini ortadan kaldırmadan düzenlenmeli ve uygulamalar sürekli denetime tabi tutulmalıdır.

Türkiye’de scooter kullanımıyla ilgili sorunlar ve kayıplar artarken, yayaların güvenliği/erişimi ihlal edilirken güvenli kullanımı ve trafik akışını sağlamak merkezi ve yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Yasal düzenlemeyi etkin bir kamusal denetim takip etmelidir.

Trafik ekiplerince yollardaki güvenlik şartları sağlanmalı, kuralların ihlal edilmediği bir işleyiş sağlanmalıdır. Scooter kullanıcılarının asgari trafik bilgisi edinmesi zorunlu hale getirilmelidir.

Yerel yönetimler hızlıca scooterların park edeceği alanları belirlemeli, aksi parklanmalara cezalar kesilmeli, yaya yollarındaki ihlaller acilen sonlandırılmalıdır.

Politeknik