Uzun bir hikâye ve başkalarının hikayesi gibi benim de hikayem çok değerli. 2021 yılının şubat ayında inşaat mühendisi olarak mezun oldum. Mezun olmadan bir ay önce iş başvurularına başlamıştım. Şantiyede değil ofiste çalışmayı tercih edecektim ve buna göre bir yol çizmiştim. İlk iş deneyimi olarak bir alan tercihi yapmaksızın çalışacaktım
Ermenek Cenne Madencilik’te çalışan işçiler, 13 aydır ücretlerini ve haklarını alamadıkları için Bağımsız Maden-İş Sendikası’yla direnişe başladı. Direniş 14 Eylül tarihi itibari ile 15. gününe girdi. Madencilerin direnişine ocağın maden mühendisi Emel Tunçdemir de katıldı. Tunçdemir hakları için mesai arkadaşları ile birlikte mücadele ediyor. Direnişe bir mühendisin gözünden bakmak, seslerini
Ant Yapı, Galataport şantiyesinde adı işçilere ücretlerini ödememesiyle gündeme gelen, Bodrum’da 1. derece arkeolojik sit alanının da içinde yer aldığı Anthaven projesiyle kent suçu işleyen, bu yıl Türkiye’nin en büyük 10 müteahhitlik şirketi arasında beşinci sırada olan inşaat şirketi. Röportaj ise Ant Yapı’nın, cinsel tacize uğrayan bir kadın mimar çalışanına
Bir süredir belleğin üzerine beton dökülerek hafızanın mekan üzerinde nasıl silinmeye çalışıldığını konuşuyorken kötü bir şaka gibi Pınar Gültekin cinayetini öğrendik. Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i eski sevgilisi öldürdü, beton dökerek yok etmek istedi. Sanki ülke büyük bir matruşka ve her an içinden bir diğerinin bir benzerini çıkarmaya hazır bekliyor. Cinayetin
Mühendis, mimar, şehir plancısı kadınlara sormak istiyorum, doğanızla aranız nasıl? Doğrudan söze girmek gerekirse; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kadınların daha fazla yer aldığı, kadın istihdamının arttırıldığı bir akademik hayatı hedeflediklerini açıklamak isterken yine derinlerde duran toplumsal cinsiyet rollerinden hanemize yazılmış olan kısmı arzı endam etti: “Kadın doğasına en uygun
Maden Mühendisleri Odası 47. Olağan Genel Kurulu bir ilke tanık oldu. 29 Şubat-1 Mart tarihlerinde düzenlenen kurulda kadınlar 8 Mart’a ‘Mor Liste’ ile selam durdu. Oda ve şube kadın çalışma grupları son yıllarda çoğalarak dayanışmayı büyüttü ve tüm zamanlarda kadın üyelerin ya hiç ya da tek kişi ile yönetimlerde olmasına
TMMOB’de yine cinsiyetçi ve hukuksuz bir kararla karşı karşıyayız. Bu yazının yazılmasına vesile olan, daha doğrusu bu yazıyı zorunlu kılan ve oy birliği ile alınan karar, TMMOB Yüksek Onur Kurulu’nun Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şubesi’nin 20 Kasım 2015 tarihinde yaptığı açıklamayı gerekçe göstererek, o dönemin yönetim kurulu üyelerine yazılı
Hypatia’nın o korkunç sonunu öğrendiğimde, yüzleşeceğimiz gerçeklerin hiç öyle basit olmadığını anlamıştım. Her güne onlarca kadın cinayetinin, tecavüzünün, şiddetinin, ayrımcılığının sığdığı böyle bir zamanda nasıl olurda Hypatia ile anlamış olabilirim gibi bir soru elbette haklıdır. Katledilen, şiddet gören kadınların her biri birbiriyle kıyaslanamayacak kadar kıymete sahip elbette! Din ile harmanlanmış
Bu röportaj ilk olarak 26 Kasım 2018 tarihinde yayımlanmış olup, İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 29-03-2019 tarih ve 2019/2481 sayılı kararı erişim engeli getirildiği için yeniden yayımlanmıştır. Bir kötülüğe karşı yan yana gelmek, o kötülüğü mahkum etmek ve kötüden hesap sormak, dayanışmanın güzelliği ile güçlenmek… İzmir’de, bir mimarlık ofisinde,
17.11.2015 tarihinde TMMOB Yürütme Kurulu tarafından yapılan “TMMOB 4.Kadın Kurultayı üzerinden TMMOB’ye karşı yürütülen karalama kampanyası üzerine zorunlu açıklama’ başlıklı açıklamada adımın çokça geçmesi ve tarafıma ithamlarda bulunulmasına yanıtımdır. Yürütme Kurulunun açıklamasına, izlediği sıralamayla yanıt vermeye çalışacağım. 10 Ekim Ankara katliamı hepimizin ortak acısıdır. Herbirimizin en derin yarasıdır. Bu acının
Çalışma hayatlarının başında olan iki kadın. Biri harita mühendisi, diğeri mimar. Politeknik’te buluşup sohbet etme imkanı bulduğumuz Selin Bostan ve Ekin Sarıca ile ‘mühendislikte ve mimarlıkta, çalışma hayatında, üniversitede kadın olmak’ üzerine konuştuk. Kadınların iş hayatında görünür olmak için tüm iş yükünü sırtlanmasından ‘fiziki koşullar nedeniyle erkeksileşmek’ zorunda kalmasına kadar