Bütçe, şubat ayında 8.6 milyar TL açık verdi. Oysa geçen yıl aynı dönemde 2.4 milyar TL fazla vermişti. AKP’nin o çok övündüğü mali disiplinin yerinde yeller esiyor. Bilin bakalım neden? Kamu harcamalarında akıl almaz bir savurganlıktan olabilir mi? Ve bu rekor açıkta devlet imkânlarının pervasızca siyasi amaçla kullanılmasının payı?..
Referanduma 26 gün kaldı. AKP rejimi, her kademede devlet olanaklarını kötüye kullanıyor. Vergilerimizle satın alınan, zırhlı makam araçları, helikopter, uçakların hepsi şu an tek adam sisteminin anayasallaşmasına amade kılınmış durumda.
Hayır diyecek vatandaşları terörist ilan eden AKP, ülkeyi karanlığa atacak “evet” uğruna, devlet olanaklarını sonuna kadar kötüye kullanırken, kamu kaynaklarını da tahrip ediyor.
***
Referandum sonrası, kamuyu ödemeler bakımından çok zorlu bir dönem bekliyor.
Nisan ayının özelliği şu: Yap-İşlet-Devret (YİD) kapsamında üç büyük projeyi devreye alan hükümet, bizim vergilerimizle müteahhit ödemelerine başlaycak.
YİD modeliyle yaptırılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde devletin yükümlülüğü nisan ayında başlıyor. Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), 3. Köprü görevli şirketine (İçtaş-Astaldi) günlük 135 bin aracın geçmesini taahhüt etmişti.
Sözleşmeye göre şirket kusuru dışındaki herhangi bir nedenle, garanti edilen toplam taşıt sayısına ulaşılamaması durumunda, ortaya çıkan gelir kaybının, o mali yılın nisan ayı sonuna kadar görevli şirkete ödenmesi gerekiyor. KGM, ödemede gecikirse yasal cari faizden sorumlu olacak.
3. Köprü, 26 Ağustos 2016 tarihinde açıldı. Geçiş ücreti sözleşmeye göre 3 dolar artı KDV. Şu anda 11.95 TL uygulanıyor.
Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, köprüden 110 bin civarında araç geçtiğini açıklamıştı. (Bu sayının tutmadığını söyleyenler de var. Ancak bunu bir kenara bırakalım.) Bakan’ın verdiği bilgi veri alındığında, sözleşmeye göre eksik araç sayısı, günlük 15 bin. Bu da şirket için günde 298 bin 750 TL “gelir kaybı” anlamına geliyor.
Sözleşmeye göre bu kaybı Karayolları ödeyecek. Ödeme nisan sonunda yapılacağına göre, köprünün açılış tarihinden bu yana 242 gün geçmiş olacak. Her gün geçen 110 bin aracın nisan sonuna kadar değişmeyeceğini varsaysak bile ortaya, 72.3 milyon TL’lik bir fatura çıkıyor. Şirketin gelir kaybı denilen şeyin, aslında bizim gelir kaybımız olduğu görülüyor değil mi?
***
Üstelik bu tahmin rakamı, sadece 3. Köprü’ye dair. Bu vesileyle YİD modelli yaptırılıp devreye alınan ve araç trafik garantisi verilen projeleri anımsayalım:
– Yavuz Sultan Selim Köprüsü ( 3. Köprü) 26 Ağustos’ta açıldı.
KGM’nin trafik garantisi: 135 bin
Geçiş ücreti: 3 USD + KDV (Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan 110 bin araç geçtiğini söyledi. Eksik araç sayısı: Günlük 15 bin)
– Osmangazi Köprüsü 1 Temmuz 2016’da açıldı.
KGM’nin trafik garantisi: 40 bin araç
Geçiş ücreti : 35 USD + KDV
(Ulaştırma Bakanı 20 bin araç geçtiğini söyledi: Eksik araç sayısı: Günlük 20 bin)
– Avrasya Tüneli 21 Aralık’ta açıldı.
KGM’nin trafik garantisi: 68 bin 500
Geçiş ücreti: 4 USD + KDV (otomobil), 6 USD + KDV (minibüs)
(Ulaştırma Bakanı 24 bin araç geçtiğini söyledi. Eksik, 44 bin 500)
***
Sözleşmelere göre gelir kayıplarının çoğu, KGM’nin gelirlerinden ödenecek. KGM gelirleri de Hazine yardımları, kendisinin işlettiği karayolu ücretleri, şirketlerin ödediği paylardan oluşuyor. Şunu bilelim: Referandum nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bütçede kapatılması güç kara delikler oluşmaya başladı.