6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen önce Mw: 7,7 ve ardından Mw: 7,6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldık. 11 ilimizde büyük bir yıkım yaşanırken yaklaşık 200.000 bina yok oldu. 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ ve 30 Ekim 2020 tarihinde Sisam Adası depremlerinde meydana gelen yıkımlar sonrası önerilen ‘’Fay Yasası’’, 6 Şubat 2023
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü (İTÜ), depremin ardından çıkarılan “Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”ne itiraz ederek bildiri yayımlayan Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü akademisyenlerini hedef almaya devam ediyor. Bölüm başkanı Prof. Dr. Funda Yirmibeşoğlu görevinden alındı. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama
6 Şubat tarihli Kahramanmaraş depremlerinin ardından yaşananlar; kentler, yapılar, binalar ve yerleşim alanları hakkında bir çok soruyu ve problemi gündeme taşıdı. İmar yönetmelikleri, zemin analizleri, kentsel planlama ilkelerinden başlayarak yapıların imalat süreçlerine kadar meslek insanlarının gözetiminden geçen bu süreç nasıl ve neden olması gerektiği gibi işlemiyor? Kentleri planlayan, yapıları tasarlayan,
Başlığımız ‘akbaba kredileri’ olsa da oraya gelebilmek için konut üzerinden kısa bir konut politikası ve İpotekli Konut Kredileri (İKK) üzerinden konut ekonomisi literatürüne bakmak istiyorum. Böylece konut politikasına ve bunun yapılı çevremize etkisine ilişkin daha derin bir algılayışımız mümkün olabilecek. Konut, her yurttaş için temel bir hak ve ihtiyaçtır. Bu
Politeknik, Plaza Eylem Platformu, Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi deprem güvenli işyerleri için harekete geçiyor. Deprem güvenli yapılar, deprem güvenli kentler daha fazla acı yaşamamak için pek çoğumuzun gündeminde. Konutlar gibi işyerleri de kentlerdeki yaşam alanlarımız, çalıştığımız, ürettiğimiz yerler. Politeknik, Plaza Eylem Platformu, Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi; plazaların, ofislerin,
Ardında on binlerce ölüm bırakan Maraş Depremi gözleri 20 milyonluk azman İstanbul’a çevirdi. Şehir plancısı Tayfun Kahraman, Gezi Davası’nda tutsak alınmadan önce Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığını yürütüyordu, ardından İBB Şehircilik Proje Koordinatörlüğüne atandı. Önayak olduğu “hızlı tarama” gibi yöntemler halihazırda uygulanırken, bir kent suçuna karşı çıktığı
Depremin ardından milyonlarca insan yaşadığı konutları sorguluyor. Deprem bekleyen İstanbul’da halkın tedirginliği de, çare arayışı da hızlanıyor. AKP iktidarı 20 yılda, Türkiye bir deprem ülkesi olmasına rağmen yapıların deprem güvenliğini sağlamadı. Deprem gündemini kentlerde rantı yüksek yerleşim alanlarında inşaat patronlarına rant yaratacak biçimde kullandı. İstanbul’da milyonlarca insan deprem güvenliği olmayan
Kent, mimarlık, çevre odağındaki çalışmalarıyla tanınan sanatçı, akademisyen ve şehir plancısı Murat Germen, 6 Şubat depremlerinin ardından Adıyaman, Maraş ve Hatay’daki yıkımın fotoğraflarla kaydını tuttu. Üç kentte, her biri belge değerinde, 2700 kare fotoğraf çekti. Murat Germen, mimari ve kent belleği hakkında detaylı bilgiler sunacak bu kıymetli arşivi, haritacılar, inşaat
“Bu yazıyla; insanı, hayvanı, kültürel değerleriyle birlikte dümdüz eden kırımın bize söylediği sistemsel sorunlara işaret ederek karşı sözlerin ve eylemlerin birbirine eklemlenmesini umuyorum.” Öncelikle yaşamakta olduğumuz şeyin adını doğru koyalım. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğünde bir deprem yaşadık, ardından artçılar ve 7.6 büyüklüğünde devamı geldi. Bölgede depremler
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi deprem bölgelerinde atıkların yönetimiyle ilgili açıklama yaptı. Çevre mühendisleri inşaat ve yıkıntı atıklarının depolanması konusunda uyarılar yaptı. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi Maraş depremlerinden sonra bir başka endişe konusu olan deprem bölgesinde oluşan atıklarla ilgili açıklama yaptı. Çevre mühendisleri başta inşaat yıkım atıkları
*Enkazlarda kadınların cansız bedenlerini çocuk odalarında bulduk, önce çocukları kurtarmaya yönelmişlerdi. * Kadınlar hayatta kalmak için mücadele etmek ne demek çok iyi biliyor, ne yazık ki. Keşke bilmek zorunda olmasaydık. *Herkes yakınlarının seslerini duyup hiçbir iş aleti vs olmadığı için onların canlı canlı gömülmesine tanık olmuş olmanın ağır yükü altında
İstanbul’da kimi zaman konuşulan, düşünülen ancak Kahramanmaraş depremi ile birlikte gündeme oturan bir soru var: Oturduğum bina depreme dayanıklı mı? Depremin ardından, inşaatı son 10 yılda tamamlanmış yapıların dahi enkazına şahit olan İstanbul halkı kendi barındığı yapılar hakkında kaygılı. İstanbul, zemin etütleri yeterli şekilde yapılmadan, yapı denetim süreçleri şeffaf ve
6 Şubat depremlerinin sarsıntısını hissetmeseler de sabah televizyonu açtıkları zaman yaşanan acıyı tam da içlerinde hissettiler. Oradakilere yardım eli uzatamamanın eksik kalmışlığını, yardım etmek için devletin ortada olmamasının, el uzatmak isteyenlerin engelenmesine yönelik öfkeyi yaşadılar. Uzun yıllar insanca barınma hakkı için, doğanın tahrip edilmemesi için mücadele eden Mücella Yapıcı yaşadıklarını
Maraş depremleri on ili etkiledi. Çok büyük bir alanda çok büyük bir yıkım meydana geldi. Bu yıkımı doğrudan yaşayanlar, yıkımın yol açtığı felakete karşı emeklerini seferber edenler, Türkiye’nin her bir tarafında kalbi, depremden etkilenen bölge halkları için atanlar, AFAD’ın sorumlusu olduğu arama kurtarma çalışmalarının önce yokluğunun, çok sonra yetersizliğinin acısını
Mühendisler, mimarlar, plancılar binlerce kişinin yaşamına mal olan yapıların müteahhitlerini, sorumlularını listelemek için çalışma başlattı. Maraş Pazarcık merkezli depremlerle birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 11 Şubat’ta yaptığı açıklamaya göre 10 ilde 7 bin 584 yapı yıkıldı. On binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve binlerce insanın da hala enkaz altında olduğu depremin
Depremlerden sonraki ilk gün, Salı sabahı Antakya’ya gitmek için Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittik. Aracı, gereci, arama kurtarma eğitimi olmayan, mühendis, plancı üç kişiydik. Amacımız bir ekibe dahil olup, işini bilenlerin yönlendirmesi doğrultusunda arama kurtarma çalışmalarına yardımcı olmaktı. Havayolu şirketlerinin AFAD gönüllülerini taşıdığı uçuşlar, havalimanının Genel Havacılık Terminali’nden yapılıyordu. Karlı havaya,
Bu satırları yazarken, Antakya’da yıkılan apartmanlarından anne ve babasının kurtarılmasını bekleyen arkadaşımdan herkesi yıkan ‘kaybettik’ haberi geldi. Ötesi yok işte… Ne yazılır, ne söylenir… Nasıl dayanacağız bu acılara? Duyguları, aklı, sabrı, öfkeyi yönetmek mümkün değil. Yıkılan kentleri, sokakları, tarihi, kültürü, ölüme terkedilen halkı, çaresiz bekleyişi görmek ve dayanmak mümkün değil.
Türkiye bir kez daha depremlerle büyük yıkım yaşıyor. Deprem çok şiddetli, geniş bir alanda etkili. Bir acil durum olan depreme hazırlıksızlık, deprem sonrasına ilişkin plansızlık yıkıma, kayıplara, acılara yol açıyor. Bugün (6 Şubat 2023) sabaha karşı 04:17’de meydana gelen Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depreminin büyüklüğü Mw:7.7 (Kandilli), Mw:7.8 (USGS ve EMSC)
Kentlerde depreme karşı yapıları güvenli hale getirme, halkın barınma ve yaşam güvenliğini sağlama konusunda yıllardır adım atmayan AKP iktidarı, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı İstanbul tahliye planını eleştiren jeofizik mühendisi akademisyen Savaş Karabulut’u hedef aldı. Jeofizik mühendisi deprem bilimci akademisyen Dr. Savaş Karabulut, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı ve olası İstanbul depreminde kenti tahliye
Sisam Adası’nda 30 Ekim 2020 tarihinde oluşan ve İzmir’de yıkıma neden olan depremden sonra ‘’Fay Yasası’’ adı verilen yasa önerisi tekrar gündeme geldi. Fay Yasası özünde şunları öneriyor: Yüzey kırıkları tespit edilecek, sakınım bantları oluşturulacak (yapılaşma için faydan uzaklaşma ölçütü), bu kapsamdaki bölgeler imara kapatılacak, mevcut yerleşim var ise yıkılıp