IndustriALL Küresel Sendikası’nın 18 ülkeden üyeleri, 19-20 Nisan 2017’de, Dünya Beyaz Yakalı Konferansı için İsviçre’nin Cenevre şehrinde bir araya geldi. 28 sendikadan 22’si kadın 52 katılımcı özellikle endüstrinin artan bir şekilde otomatize olduğu bir dönemde beyaz yakalı örgütlenmesinin öneminin farkında olduklarını ifade ettiler. Fransız metal işçileri federasyonu CFE-CGC’den eş başkan
Maslak’ta bir plazada pazarlama uzmanı, Gebze’de organize sanayide mühendis, Bakırköy’de bir şantiyede mimar, Beyoğlu’nda bir yayınevinde redaktör ya da Türkiye’nin herhangi bir semtindeki evinde freelance çevirmen olarak pek de kısa olmayan çalışma saatlerimizde aşağıdaki gibi birçok “teklife” maruz kalırız: “Sigortanı asgariden yatıracağız, maaşının bir kısmını elden vereceğiz.” “Yasal sınırın üzerinde
Onlar için Tek Adam’a “hayır” diyebilmek, ileride bir gün patrona da “hayır” diyebilmek için bir başlangıç olacak. Çünkü hepsinin içinde bir ukde bu… Referandum sürecinde Hayır diyen bütün kesimleri bir araya getiren yerel Hayır Meclislerinin yanı sıra üniversiteliler, liseliler, kadınlar, işçiler derken yaşam alanları, bedenleri, hayatları iktidarın politikalarıyla saldırı altında
Çalışma yaşamının beyaz yakalıları Hayır için çalışmalarını sürdürüyor, Hayır Beyaz Yaka çalışma arkadaşlarına ‘Hayır de kazan’ diyor. Plazaların, ofislerin, şantiyelerin beyaz yakalıları referandum sürecinde Hayır için yapacakları çalışmalar için biraraya geldi. Hayır Beyaz Yaka ‘hayır’lı bir iş’ için yola çıktı, çalışma yaşamındaki güvencesizliklere değinerek ‘hayır de kazan’ çağrısı yapıyor. Fazla
Mühendisler, mimarlar, plancılar ofis ve plazaların yoğun olduğu noktalarda meslektaşlarına Hayır çağrısı yapmaya devam ediyor. İş çıkış saatlerinde meslektaşlarına, çalışma arkadaşlarına referandumun ne getireceğini aktarmaya çalışan ‘Mühendisler, Mimarlar, Plancılar Hayır Diyor’ çalışması dün (2 Mart) yine Maslak’ta buluştu. İş çıkış saatinde Maslak metro çıkışında yapılan bildiri dağıtımıyla ofis ve masa
Kendi patronumuz olma rüyası, kendi hesabına çalışıyor olmanın ekonomik özgürlüğe çıkan bir yol olabileceğine inanan tüm inşaat işçileri, IT danışmanları, hemşireler ve kuryeler için nasıl oldu da böylesine kötü bir işe dönüştü? Kim kendi patronu olmak istemez? Sanayi kapitalizminin şafağından beri geçim kaynağımız üzerindeki bağımsızlığımızı kazanmak pek çok işçinin hayali
İşyerindeki (beyaz yakalı plaza ortamı) pasif agresif ya da doğrudan kadın düşmanı söylemlere karşı nasıl bir tutum sergilemeliyim? Mesela topuklu giyen kadına “Valla yeri titretiyorsunuz, üzerinde yürüyemediğinizi kabul edin işte,” ya da “Evlenmek isteyen kadınların tek derdi para oluyor, boşanıp her şeye konmak heveslisi oluyorlar,” ya da sosyal medyada makyajlı-makyajsız
Kaç Bize Gel, beyaz yakalılara “Sendika sensin, süpermen seni kurtarmayacak” diyor. Her şeyin birlikte çay içerek başladığına inanıyorlar… “Ofis ve plaza işçileri çok mutsuz. Sebebi de görüp adını koyamadıkları sınıf çelişkisi” diyor Hikmet. Dört yıl önce bir araya gelen Kaç Bize Gel (www. kacbizegel.com/), çekirdekte on kişinin işlere koşturduğu yüz
Çay demlenmiş, günün nöbetçisi makinede kahveyi de hazır etmişti. Tatil gününü “kiralık işçilik” konusunda bir söyleşi dinlemeye ayıranlar, ellerinde simitler, kurabiyelerle yavaş yavaş birikti. İstanbul, Taksim’de Danışman Geçidi’ndeki Dünyada Mekan’a (https://dunyadamekan. wordpress.com/) benzeyen bir yer yok galiba. Burası beyaz yakalı, freelance çalışanlar ve işsizler için bir dayanışma alanı diyelim. Yazları
Ofisten direniş, plazadan dayanışma çıkar mı? Beyaz yakalıların bir araya geldiği politik gruplar anlatıyor John Berger, 19. yüzyılın alt sınıflarını, eşitsizliklerini, kapitalizmin serpilişini romana sokan Charles Dickens’ın geçen zamana rağmen “çağdaş” bir yazar olduğunu düşünüyor. Dickens’ın tarif ettiği yoksulluğun miadını doldurduğuna inanılan bu çağın, nasıl görülmemiş nicelik ve derinlikte yeni
Beyaz yakalı çalışanlar, geçen hafta başı Olağanüstü Hal (OHAL) yasası gerekçe gösterilerek işten çıkarılma ya da işten atılma riskine karşı ne gibi önlemler alınacağını tartıştı. Beyoğlu’ndaki Dünyada Mekan adlı yerde yapılan toplantıya Plaza Eylem Platformu ve Politeknik’ten mühendis, bankacı, editör, araştırmacı, grafiker gibi çeşitli mesleklere mensup kişiler katıldı. DİSK avukatı
Beyaz yakalıların dayanışma platformlarından biri olan Beyaz Yakalı İşçiler OHAL ilanının ardından çalışma hayatını hızla güvencesizleştiren yasal düzenlemelere karşı birlik ve mücadele çağrısı yaptı. Beyaz yakalıların Ankara’daki dayanışma platformlarından Beyaz Yakalı İşçiler ilan edilen OHAL ile meclisten peşi sıra geçirilen, çalışma hayatını güvencesizleştiren, emek sömürüsünü derinleştiren yasal düzenlemelere karşı bir
Türkiye’de adım adım kaosun büyüdüğü, toplumsal gerilimin arttığı, dinciliğin devletin ve toplum her alanına sirayet ettiği, gündeme yetişmekte zorluk çektiğimiz günlerden geçiyorken 15 Temmuz gecesi bir darbe girişimine şahit olduk. Bu anti-demokratik girişimin hemen sonrasında ise OHAL ilan edildi. Darbe girişimi üzerine siyasi tespit ve analizleri bir tarafa bırakırsak, bugün
Plaza Eylem Platformu OHAL’de sıklaşan hak ihlallerine karşı yaşamına, mesleğine sahip çıkanları dayanışmayı büyütmek üzere buluşmaya çağırıyor. Plaza Eylem Platformu (PEP) çalışma hayatında yaşanan hak gasplarının OHAL’de artmasına karşı OHAL koşullarında dayanışmayı büyütmek için emek ve meslek örgütlerini, yaşamına ve mesleğine sahip çıkanları buluşmaya çağırıyor. PEP işten çıkarılma deneyimlerinin paylaşılması,
Taksim’de Haziran İsyanı’nın ardından büyük bir kalabalıkla olmak güzeldi. Kürsüden laiklik vurgusu yapıldığı zaman yüz bini aşkın kişinin ses vermesi, diktatörlüğe karşı cümleler ifade edildiğinde yine yüz binlerin tepkisi sevindirdi her birimizi. CHP’nin çağrısıyla yapılan miting hazırlıkları sürerken, sosyalistler, emek ve meslek örgütleri darbeye, diktatörlüğe, OHAL’e karşı bu buluşmayı gündemine
Her hafta bir araya gelen bir grup beyaz yakalı, beyaz yakalının “yüksek maaş, şık kafeler, topuklu ayakkabı, ruj ve takım elbiseyle” sunulan imajını altüst ediyor ve “Beyaz yakalıyı şöyle de tarif edebilirsiniz” diyor: “Performans baskısı altında körelen, iş dışında kendisiyle ne yapacağını bilemeyen ama hayatın dizginlerinin kendi elinde olduğuna inanan,
Beyaz yalan masumane sayılıyor. Yalan ama değil gibi. Beyaz, yalanı dahi aklıyor. Örtüyor. Zaten bir şey ne kadar beyazsa o kadar kusursuzdur algısını verdiler. Biz de aldık. Reklamlardaki Ayşe teyzeler obsesif bir beyaz hayranlığıyla çantalarında çamaşır suyu taşımakta. Yaşamın gömleklerde, masa örtülerinde bıraktığı isleri kapatmak için, çamaşır suyu bütün izleri
Çalışma ekonomisi uzmanı Doç. Dr. Müftüoğlu, krizde işsiz kalan beyaz yakalılarla ilgili olarak, "genel müdür yardımcıları, özel hastanelerde çalışan doktorlar birdenbire kendilerinin de işçi olduğunu farkettiler" diyor.