Türkiye’de adım adım kaosun büyüdüğü, toplumsal gerilimin arttığı, dinciliğin devletin ve toplum her alanına sirayet ettiği, gündeme yetişmekte zorluk çektiğimiz günlerden geçiyorken 15 Temmuz gecesi bir darbe girişimine şahit olduk. Bu anti-demokratik girişimin hemen sonrasında ise OHAL ilan edildi. Darbe girişimi üzerine siyasi tespit ve analizleri bir tarafa bırakırsak, bugün
Taksim’de Haziran İsyanı’nın ardından büyük bir kalabalıkla olmak güzeldi. Kürsüden laiklik vurgusu yapıldığı zaman yüz bini aşkın kişinin ses vermesi, diktatörlüğe karşı cümleler ifade edildiğinde yine yüz binlerin tepkisi sevindirdi her birimizi. CHP’nin çağrısıyla yapılan miting hazırlıkları sürerken, sosyalistler, emek ve meslek örgütleri darbeye, diktatörlüğe, OHAL’e karşı bu buluşmayı gündemine
Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri darbeye, diktatörlüğe ve OHAL’e karşı CHP’nin çağrısıyla düzenlenen Taksim Mitingi’nde buluştu. Yüz bini aşkın kişinin katıldığı mitingde özgürlük, laiklik ve demokrasi vurgusu yapıldı. Haziran 2013’ün ardından Taksim meydanı yeniden “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganıyla yankılandı. Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle
AKP-Saray iktidarı, 15 Temmuz’da gerçekleşen askeri darbe girişimini diktatörlük düzenini kurma fırsatına dönüştürdü. Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu’nun 20 Temmuz’da yapılan toplantılarının ardından Tayyip Erdoğan 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edildiğini açıkladı. Askeri darbe koşullarında olacağı gibi demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin yok edileceği bir düzeni Saray’ın OHAL’i
Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında AKP-Saray iktidarı, 15 Temmuz darbe girişimini gerekçe göstererek tüm ülkede üç aylık olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Halkevleri Hukuk Dairesi her koşulda temel hak ve özgürlüklerin savunulması, korunması ve meşru mücadelenin büyütülebilmesini vurgulayarak OHAL ile ilgili 7 maddeden oluşan bilgilendirme broşürü hazırladı.
TSK bünyesindeki bir grup askerin ülke yönetimine el koymak üzere 15 Temmuz akşamı yaptığı darbe girişimi sonrasında Saray-AKP iktidarının çağrısıyla, camiilerden verilen selalar eşliğinde eli bıçaklı ve sopalı sivil güçler, cihatçı çeteler sokağa döküldü. TMMOB ve ona bağlı odalar yaşananlar üzerine birer açıklama yayımladılar. TMMOB, “Ne Darbe, Ne Dikta, Yaşasın
AKP’nin, Saray’ın diktatörlük düzenini istemedik, istemiyoruz. Darbeyi, askeri diktatörlüğü istemedik, istemiyoruz. Demokratik, özgür, laik bir ülke istiyoruz. Mevcut iktidarını diktatörlükle sürdürmek isteyenlerin ve darbeyle askeri diktatörlük isteyenlerin karşısındayız. Dün gece boyunca yaşam alanlarımızda tanklar, askerler, jet uçakları ve Cumhurbaşkanı’nın da çağrısıyla sokaklarımızda, mahallelerimizde sela ve ezan sesleriyle tekbir getirenler boy
Sömürü, baskı, zulüm düzeninin çeşitli savunucuları el birliğiyle ülkeyi mahvettiler. Bu durumdan çıkış yolu askeri darbeler değildir. Şu an süren kavga bizim için verilen bir kavga değildir. Bizim kavgamız aynı zamanda bu kavganın tarafları iledir. Bizim kavgamız sömürü, baskı, zulüm, işsizlik, yoksulluk düzeniyle, bağımsızlık, cumhuriyet, laiklik, demokrasi, emek ve barış