AKP Hükümeti‘nin “savaş tacirliği” ve “mezhepçi” bir anlayışla yürüttüğü dış politikası, ne yazık ki Türkiye‘yi de ateşe sürüklüyor. Tüm dünyanın gözü önünde vahşi saldırılar gerçekleştiren İŞİD, Irak‘ta Kerkük-Musul bölgesinde Alevi Türkmenler ve Ezidileri katletmesinin ardından bugün Suriye‘de Kürtlerin bulunduğu Kobani Bölgesi‘ni ele geçirmeye çalışıyor. İktidarın İŞİD‘e yönelik müsamahakar tutumu tüm dünyada tartışma yaratırken, Suriye‘den gelen mültecilerle birlikte militanlara kapılar sonuna kadar açılıp her türlü destek verilirken; Alevi Türkmenler ve Ezidiler‘e kapılar kapatılmış, Kobani‘ye yö nelik insani yardım dahi engellenmeye çalışılmıştır.
Kobani‘de yaşanan insanlık dramının görmezden gelinip; konunun “Esad‘ın düşürülmesi”, “Çözüm sürecinde eli güçlendirmek” gibi pazarlık unsurları olarak değerlendirilmesi insanlık dışı bir anlayıştır. İktidarın sınırda büyüttüğü İŞİD gerilimi, bugün başta ülkenin doğusu ve sınır illerimiz olmak üzere, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük iller dahil tüm yurda sıçramıştır. Yurttaşların dün ülkenin çeşitli yerlerinde düzenlendikleri protesto gösterilerine polisin şiddetli müdahalesi kontrolün kaybedilmesine yol açmıştır. Nitekim Kobani‘ye destek amaçlı gösteri düzenleyenlere; Hizbullah başta olmak üzere İŞİD yanlısı örgütlerin satırlar, domuz bağları ve silahlarla saldırmışlardır. Yaşanan çatışmalarda 16 kişi ölmüş, çok sayıda yaralanmalar olmuş; Mardin, Van, Batman, Muş, Diyarbakır ve Siirt olmak üzere 6 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
AKP iktidarda olduğu süre boyunca dinci, gerici ve mezhepçi politika anlayışını her alanda uygulamış, dış politika da bundan nasibini almıştır. Suriye üzerinde oynanan savaş oyunlarının uzantısı İŞİD üzerinden tüm bölge derin bir savaş bataklığına dönüşmüştür. Geldiğimiz noktada Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu‘nun Başbakanlığa getirilmesiyle dış politika gündemindeki İŞİD, ülkemizin doğusunda 6 ili kapsayan sokağa çıkma yasağıyla iç politikanın da gündemine oturmuştur. “Yeni Türkiye” sloganının altından asgari demokrasinin kurallarının dahi askıya alındığı “olağanüstü hal (OHAL)” çıkmıştır.
Türkiye, AKP Hükümeti‘nin çıkardığı tezkere ile yalnızca ülke dışında değil, içeride de “savaş bataklığı”na sürükleniyor. AKP‘nin iktidarı boyunca uyguladığı kutuplaştırıcı ve bölücü siyasetin bugün vardığı nokta ne yazık ki iç çatışma endişesi de yaratıyor. Tüm halkımızı sağduyulu davranmaya; AKP‘nin etnik, dini, mezhepsel ve gerici anlayışına karşı demokratik, özgür ve laik bir ülke mücadelesinde ortaklaşmaya çağırıyoruz.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU