Elektrik Zammına Karşı EMO ve Tüketici Derneklerinden Ortak Eylem

Maliyet artışlarını gerekçe göstererek elektriğe durmadan zam yapan AKP hükümeti, elektrik maliyetlerindeki indirimleri tüketici fiyatlarına yansıtmıyor. EPDK‘nın 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren geçerli olacak, konutlar için yüzde 3.65‘lik fiyat indirimine müdahale ederek elektrikte indirime geçit vermeyen hükümet, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi ve Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) üyeleri tarafından 08 Temmuz 2010 Perşembe günü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı önünde düzenlenen basın açıklaması ile protesto edildi.

Elektrik zamlarını ve elektrikte indirim yapılmamasını protesto etmek için gaz lambası ışığı altında okunan basın açıklamasına katılanlar “İMF ligi ZAMPİYON`u AKP”, “ZAMPİYON AKP”, “Ampulü bulan Edison, Zammı Bulan AKP”, “Elektrikte maliyet DÜŞTÜ sıra HÜKÜMETTE”, “Elektrik zamlarına hayır”, “Ulaşılabilir enerji en temel tüketici hakkıdır, özelleştirilemez”, “Enerji yaşamdır sermayenin kâr hırsına terkedilemez” dövizleri açtılar.

Ortak basın açıklamasını TÜDEF Başkan Vekili Ali Çetin okuduğu ortak basın açıklaması ise şu şekilde:

AKP`nin Nalıncı Keseri, Elektrik Fiyatları

 AKP hükümeti tarafından 2008 yılında getirilen, maliyet bazlı fiyatlandırma adını verdikleri “otomatik zam” ile elektrik fiyatları her 3 ayda bir yeniden belirlenmektedir. Kendi yöntemleri ile her zaman elektrik maliyetini yüksek hesaplamayı başarabilen AKP, maliyetlerin düştüğünü görünce, mızrağı çuvala sığdıramayıp önce elektrik fiyatlarında indirim demiş, sonra zam yapmaya karar vermiş ve son olarak da fiyatları değiştirmemeye karar vermiştir. Maliyet bazlı fiyatlandırma diyenlerin mumu yatsıdan önce sönmüştür.

Halbuki barajlardaki su seviyesinin 2010 yılında artması ile son 5 ayda çok daha ucuz üretim yapılabilen hidroelektrik santrallerinde 2009 yılına göre %72 daha fazla üretim yapılmış ve elektrik üretim fiyat ortalaması düşmüştür.

Maliyet bazlı fiyatlandırma dedikleri otomatik zam yöntemi ile EÜAŞ tarafından üretilen elektriğin üretim maliyeti değil, TETAŞ tarafından dağıtım şirketlerine satış fiyatları baz alınmakta, yatırım ve finansman giderleri de maliyet olarak gösterilmektedir..

Aslında insan hakkı olan enerjiyi ihtiyaç olarak tanımlayan neoliberal politikalar, şimdi bu insan hakkı üzerinden daha fazla soygun mekanizmalarını acımasızca işletmektedir. Elektrik üretim ve dağıtımı 30 yıldır uygulanan neoliberal politikalar ile büyük oranda özelleştirilmiş ve kamudan özel kesime sermaye aktarılan  bir alan haline gelmiştir. Elektrik dağıtımlarının özelleştirilmesi ile sürekli ve otomatik soygun düzeni kurulmuştur. Zarar eden kamu kuruluşlarını satacağız diye yola çıkan özelleştirmeci zihniyet kamuya ait ve tekel konumundaki altın yumurtlayan tavukları yok pahasına sermayenin kümesine vermiştir.

Kaymakları Sermaye Yiyor, Bulaşığı Halk Yıkıyor…

AKP hükümeti özelleştirme ve benzeri yöntemlerle sermaye transferi yapmakta,  ortaya çıkan bütçe açıklarını ise halkın zorunlu harcamalarından çıkarmaktadır. Yani sofraya oturan sermaye, bulaşığı yıkayan ise vatandaştır. Elektrik üretim ve dağıtımında gittikçe azalan kamu ağırlığı ile gittikçe artan özel sermaye ağırlığı sektör dengelerini sürekli olarak kazanca endeksli hale getirmektedir. Kamu adına düzenleyici ve denetleyici olacağı savıyla oluşturulan EPDK ise sermaye şirketlerinin karlılığını arttırmanın gerekçelerini savunmak dışında bir iş yapmamaktadırlar.

 Elektrikte halen önemli ölçüde vergi ve paylar bulunmaktadır. Elektrik faturasına bindirilmiş pay ile TRT`ye kaynak sağlanmakta ancak diğer taraftan TRT hükümetin vuvuzelası haline getirilmektedir. Bu pay ve vergiler elektrik fiyatlarını zaten yükseltmekteyken, özel sermayenin kazanç hırsına kendini memur etmiş enerji yönetimi bürokrasisi tarafından elektrik fiyatları daha da fahiş hale getirilmektedir.

 Özelleştirmeden kısa süre önce yapılan düzenlemelerle sokak aydınlatmasının belediyelerden yani tüketicilerden alınması sağlanarak özelleştirme ile dağıtım bölgelerini alacak olanlara kıyak yapılmıştı. Özelleşen bölgelerin altyapı yatırımları ise sözleşme gereği sözleşme süresince kamu hazinesinden karşılanmaya devam edilecektir. Bu hangi mantığın ürünüdür ki dağıtım karları sermayeye giderken yatırım maliyetleri kamunun sırtına yüklenmektedir.

 Elektrik fiyatları ile bütçe açıkları finanse edilmekte, özel sektöre daha fazla kazanç sağlanmakta, çevresel ve tarihsel dokuya zarar veren yatırımlara dolaylı ya da doğrudan kaynaklar oluşturulmaktadır. Bu elektrik politikaları ile halkın soyulması kaçınılmazdır, bu politikalardan vazgeçilerek;

·        Yaşam standardına oranlı fiyat tespiti yapılmalıdır,

·        Elektrik faturalarındaki elektrikle ilgisi olmayan paylar ve vergiler kaldırılmalıdır,

·        Özel sektörün enerji sektörüne girmesi ile fiyatların arttırıldığı ortadadır. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu iptal edilerek kamunun yatırım yapmasının önündeki yasal engel kaldırılmalı ve elektrik üretim-iletim-dağıtımı merkezi bir yapıda kamu eliyle yönetilmelidir,

·        Özelleştirmeler derhal durdurulmalı ve özelleşen tesisler geri alınmalıdır,

·        İklim değişikliğine yol açmayan ve tarımı, çevreyi, turizmi, doğayı, kültürel mirası tahrip etmeyen yöntemlerle enerji üretimi sağlamalıdır,

·        Elektrik gelirleri ile özel sektöre kaynak transferi yapmaktan vazgeçilerek bu gelirler yenilenebilir enerji kaynakları araştırmalarına ve yatırımlarına ayrılmalıdır,

·        “Kaynak çeşitliliği” ve “karanlıkta kalma” senaryoları yazmaktan uzaklaşıp nükleer maceradan derhal vazgeçilmelidir.

ÖZELLEŞTİRMELER DURDURULSUN!

ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞI KAPATILSIN!

KAR İÇİN DEĞİL, HALK İÇİN ENERJİ!

ENERJİDE KARANLIK VE KİRLİLİĞE SON!

YAŞANABİLİR BİR DÜNYA! 

ENERJİNE SAHİP ÇIK GELECEĞİNİ KARARTMA!

Tüketici Dernekleri Federasyonu

Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi