Ankara’da kaybettiğimiz meslektaşlarımızın yaşam hikayeleri

Ankara Katliamı’nda Tabip Odası’nın edinebildiği bilgilere göre 100 kişiyi kaybettik. Kaybettiklerimiz arasında meslek odalarındaki mücadele arkadaşlarımız, meslektaşlarımız, meslektaş adaylarımız da var. “Barış, Emek ve Demokrasi” talebiyle yola birlikte çıktığımız ancak 10 Ekim’de Ankara’da alçak saldırıyla aramızdan ayrılan mühendislerin, mühendislik öğrencilerinin sevgi ve barış dolu hikayelerini bir arada yayımlıyoruz.

Abdülkadir Uyan

3
26 yaşındaki Bingöllü Abdulkadir Uyan, 2013 yılında İstanbul Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Ağabeyi ile Bingöl’de mühendislik bürosu açtı. Patlamadan bir gün önce İstanbul Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’ne yüksek lisans başvurusu yaptı. HDP’de aktif olarak faaliyet yürütüyordu.

11 Ekim’de Bingöl’ün Solhan İlçesi’ne bağlı Mutluca Köyü’ne defnedildi.

Başak Sidar Çevik

13
Başak Sidar Çevik Atılım Üniversitesi İnşaat Fakültesi son sınıf öğrencisiydi. Halası Nilgün Çevik 41 yaşındaydı ve üç çocuğu vardı.

Nilgün Çevik ağabeyi İzzettin Çevik ve eşi Hatice Çevik ile Urfa’dan Ankara’ya mitinge gelmişti. Başak Sidar Çevik de ailesiyle miting alanında buluştu. Nilgün Çevik ile Başak Sidar Çevik hayatını kaybetti.

Patlama sonrası Başak Sidar Çelik’in anne ve babasının fotoğrafı katliamın fotoğrafı olarak manşetlerde yer aldı.

Cenazeleri Suruç’a gönderilirken Baba İzzettin Çevik, Hürriyet’e verdiği demeçte “Kızım Atılım Üniversitesi 4’üncü sınıfta okuyordu. Buluşma noktasında beklerken kızım yanımıza geldi. Sonra alana girdik. Birilerine güveniyorduk. Barış diyorduk, başka bir şey demiyorduk. Sadece barış… Onlar da Ankara’nın göbeğinde bizlere bunları yaptılar. Acımız çok büyük. Tek istediğim şey şimdi canlarımızı toprağa vermek. Eşim şu an hastanede tedavi altında, başka bir şey söylemek istemiyorum” dedi.

Nilgün Çevik’in ağabeyi Erdal Çevik, Milliyet’e verdiği demeçte “21 yaşındaki yeğenim üniversite okuyordu. 41 yaşındaki 3 çocuk annesi kızkardeşim kanseri yenmişti ama bombaya yenildi” dedi.

Gökhan Akman

37
21 yaşındaki Gökhan Akman Uşak Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi ve EMEP Uşak gençlik örgütü üyesiydi.

Uşak Üniversitesi internet sitesinde Rektör Prof. Dr. Sait Çelik imzasıyla Akman için başsağlığı mesajı yayınlandı.

Cenazesi 11 Ekim’de Denizli’nin Çameli ilçesi Kızılyaka Mahallesi’nde defnedildi.

Akman’ın Uşak’tan gelen üniversite arkadaşları ile Denizli’den gelen lise arkadaşlarının önünü kesen asker, kimlik kontrolü yaptı. Ardından gençlerin cenaze törenine katılmasını engelledi.

Güney Doğan

43
Güney Doğan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisiydi. Dem-Genç ve HDP İTÜ Gençlik Koordinasyon üyesiydi.

Sarıgazi Taşdelen Mezarlığı’nda 12 Ekim’de toprağa verildi.

Cenaze töreninde tabutun başına gelen baba Mustafa Doğan, “Savaşa karşı, inadına barış. Tayyip’in savaşına karşı inadına barış. Güney’im şehit oldu. Ben oğlumun mücadelesinin arkasındayım” dedi.

İTÜ öğrencileri de arkadaşları Güney’in en sevdiği şiiri okudu. Cenaze törenin ardından Güney’in evinden helallik alınıp yürüyüş koluyla Taşdelen Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlandı.

İdil Güneyi

49
52 yaşındaki İdil Güneyi TCDD’de başmühendis olarak görev yapıyordu. Hacettepe Üniversitesi mezunu fizik mühendisiydi. Bursalı ve bir çocuk annesi olan Güneyi, Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) yöneticisiydi.

Güneyi’nin Facebook sayfasındaki son paylaşımında, “Gözyaşlarımızın Rengi Aynıdır… 10 Ekim’de Ankara’dayız” ifadeleri yer alıyordu.

Güneyi 12 Ekim’de Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi.

Mehmet Zakir Karabulut

65
26 yaşındaki Mehmet Zakir Karabulut Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi ve HDP Tokat İl Örgütü Saymanı’ydı.

Cenazesi 12 Ekim’de memleketi Bitlis’te defnedildi. Babası M. Zeki Karabulut, “Şehit Kürdistan ve tüm halkların şehididir. Umarım barışı getirmeye gidenlerin şahadeti barışa vesile olur ve bu ölümler son olur” dedi.

Şebnem Yurtman

90
23 yaşındaki Şebnem Yurtman Mersin Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi ve Emek Partisi Mersin İl Yönetim Kurulu üyesiydi.

Cenazesi 12 Ekim’de Adana’nın Karaisalı İlçesi Bucak Köyü’nde defnedildi. Cenaze töreninde EMEP adına konuşan Halil İmrek, “Şebnem bir Türk olarak, Kürtlerin, Arapların kardeşliğini savundu. Kürtlerin uzattığı eli, bir Türk olarak tuttu” diye konuştu.

Cenaze töreni esnasında, köyün yaşlı kadınları, “Şebnem herkes için barış istedi. Yeri cennetlik” diyerek ağıt yaktı. Burada konuşan demiryollarından emekli olan babası Mehmet Yurtman, “Gençleri dövdüler, linç ettiler, öldüremediler. Yetmedi, şimdi de Ankara’da bomba patlatarak öldürdüler” diye konuştu.

Anne Şafak Yurtman ise, “Bir kızım gitti, binlerce kızım geldi” dedi ve mezardaki kızına seslenerek, “Şebnem bak, arkadaşların senin yanına gelmiş. Bu Şebnem’in şalı, alın bu Şebnem’in kokusu. Şebnem hepimiz için barış istiyordu” diyerek ağıt yaktı.

Yurtman’ın arkadaşı Onur Kartal da Facebook hesabından şu sözleri yayımladı: “Bugün divane gibi morg morg dolaştım hiç değilse son bir kez yanında olayım diye, bulamadım. Nihayet bir teşhise girdim Hacettepe’de savcı marifetiyle; nasıl aklımı yitirdiysem baktığım beden Şebnem olmadığı için sevindim, belki sağdır yanlış haberdir diye. Kanlar içindeydi baktığım kişi kimin yakınıydı bilmiyorum. Kimsesi yoktu başında dışarıda Kürtçe ağıtlar yakılıyordu hiçbiri ona değildi. İçimde manasız bir umutla çıktım sonra Şebnem’in alanda öldüğünü öğrendim. Şebnem’in öldüğü yerde Tanrı yoktur! Şebnem’in öldüğü yerde hukuk da yoktur! Tanrının ve hukukun olmadığı yerde her şey mübahtır! Ezilenlere de ezenlere de! Herkes kendisini en kötüsüne hazırlasın! Bundan daha korkunç bir kabus yok!”

Kaynak: Politeknik, Sendika.Org