Albayrak’ın tezindeki nükleer sır – Çiğdem Toker (Cumhuriyet)

Elektrikte kayıp-kaçak oranını düşürmeyi beceremeyenler, bedeli sırtımıza yükledi. Şirketlerin kayıp kaçak tutarlarını AKP marifetiyle faturamıza ekleteceği “torba yasa” yakında yürürlüğe girecek.

Meclis’ten geçen metin, akla zarar bir rant hırsı ve hepimizi aptal yerine koyan bir Şark kurnazlığı ile hazırlanmış.

Yüksek oranlardaki kaçak elektrik bedelini işçi, memur, emekliye fatura edecekler ya. Kayıp-kaçak dememek için “teknik ve teknik olmayan kayıp kaçak bedeli” diye“yaratıcı” bir kavram bulmuşlar. Yüce Yasama’nın teklife imza atan saygın milletvekillerinin “teknik olmayan kayıp” dediği, bildiğimiz kayıp-kaçak. Zaten gerekçede şirketlerin sıkıntılarını gidermekten açıkça söz etmişler. Bunu saklamıyorlar.

Kayıp-kaçak bedelinin aboneden alınmasını hukuka aykırı bulan yargıyı bypass etmek için de “Tarifenin yüksekliğine dava açabilirsin” diyerek yargı yolunu kendince kapatıyorlar.

Akdeniz’deki zeytinlikler kesilecek

Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) için Rusya’nın uzun süredir beklediği “müjde” de bu torbadaydı. Askeri bölgeler, kıyılar, sahiller ve zeytinlik alanların imara açılması. Sizi uzun, teknik ifadelere boğmayacağım.

Akdeniz şeridindeki zeytinlikler her an gidebilir. Zeytinliklerin ıslahını kurala bağlayan özel yasadaki sınırların uygulanmayacağı buyuruldu çünkü.

Ve madde, öyle geniş tanımlanmış ki, sadece Akkuyu değil, herhangi bir kıyı veya askeri bölgeye de inşaat yapabilecekler. Dahası eskiden inşaat projelerinin uygulanması için gerekli olan Genelkurmay Başkanlığı’nın uygun görüşü de yeni yasayla kalktı.

Albayrak ‘Toplum nükleere karşıdır’ demiş

Yasa Meclis’te görüşülürken Bakan Albayrak’ın doktora tezi de tartışıldı. CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın o tezden sayfa bazında yaptığı alıntılara bakılırsa Albayrak, nükleer atıkları zararlı buluyordu. Albayrak bunun doğru olmadığını, nükleer santralı kötülemediği cevabını verdi.

Ama Atıcı ısrarlıydı. Albayrak’ın tezi önündeydi; devam etti:
“Sayın başkan, kayıtlara girmesi açısından söylüyorum: Sayın bakanın geçmişteki tezinin 19. sayfasından alıntı yapıyorum, belki unutmuştur yazdıklarını. Diyor ki:
Bu enerji türünün -nükleer enerji türünün- en önemli dezavantajı ise reaktör ortamındaki tüm artık yakıtların yıllarca emniyetli bir şekilde saklanma zorunluluğudur. Reaktöre konulan yakıtın sadece yüzde 1’inin yakılmakta olduğu, geri kalan kısmının kül olduğu bu süreçte yüksek oranda radyoaktif olan bu atıkların uzun dönemde emniyetli bir şekilde saklanma sorunudur.

Albayrak, bu ifadelerden de nükleere karşı çıktığı sonucunun çıkarılamayacağını söyledi. Ermenistan’daki sınıra 16 km uzaklıktaki Metsamor Santralı’ndan söz etti. Akkuyu, dünyadaki diğer ülkelere kıyasla en güvenli teknolojiyi kullanacaktı: “Her projede güvenlik riski vardır” dedi.

Fakat Atıcı’nın da geri adım atmaya niyeti yoktu. Şu yanıt da tutanaklara geçti:
Bilimsel verilerle konuşmamız gerekir ki, herkes vicdanına göre oy kullansın. Sayın bakan tezinin 20’nci sayfasında ‘Bu enerji türünde en korkulan unsur, olası bir kaza sonucunda çevreyi temizlenemez bir şekilde kirletme ihtimalidir’ diyor, bir.

İki, devam ediyor, diyor ki: Toplum bu nükleer enerjiye karşıdır çünkü hem üretimiyle ilgili sorunlar vardır hem de barışçıl amaçlı kullanılmayacağı olasılığı vardır.

Bu son alıntı üzerine Albayrak, aynı konuda başka bir cümle kurmadı.