Maden, enerji şirketlerine proje/faaliyet yapmak istedikleri doğal alanlarda sınırsız imtiyazlar tanıyan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 2/3159 Esas Numaralı Kanun Teklifi” 20 Haziran 2025 tarihinde TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’ndan geçti ve önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda oylamaya sunulacak.
Kanun teklifi, Çevre Kanunu, Maden Kanunu, Mera Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu ve Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda değişiklikler öngörüyor. Teklifin yasalaşması durumunda maden, enerji şirketleri “stratejik rezerv”, “milli çıkar” gerekçelerini kullanarak ormanlarda, zeytinliklerde, tarım alanlarında ve doğa koruma alanlarında geri dönüşü mümkün olmayan tahribatlara yol açacaklar.
Kanun teklifiyle, ülkemizin temel tarım ürünleri zeytin başta olmak üzere, portakal, limon, nar, kayısı, elma, fındık; yaşamı sağlayan ormanlar, yaylalar, su varlıkları, sulak alanlar; geleceğe taşınması gereken sit alanları, kültür varlıkları hakkındaki tüm hukuki, bilimsel ve idari koruma kalkanları büyük ölçüde kaldırılmaktadır.
Halihazırda ülkenin neredeyse tamamına yayılan maden faaliyetleri birçok çevre felaketine neden olmakta ve bulundukları yaşam alanlarını yaşanmaz, üretilemez hale getirmektedir. Buna karşılık ekonomik getiri seviyesi ve ömrü sanılanın aksine çok düşük seviyelerde kalmakta, kamu ve halk yararı taşımamaktadır.
Yerli/yabancı maden ve enerji şirketleri sermaye birikimi yaratırken, yaratılan tahribatın bedelini halk ve doğal yaşam alanları ödemektedir.
Doğal varlıklar maden şirketlerinin sermaye birikim aracı yapılamaz!
Ülkenin doğal ve kültürel varlıkları madenciliğe heba edilemeyecek kadar değerlidir.
Toprağımızı, su varlıklarımızı, ormanlarımızı, yaylalarımızı, tarım alanlarımızı savunmak memleketimize, gelecek nesillere, tüm canlılara karşı boynumuzun borcudur.
Kanun teklifinin geri çekilmesini talep ediyor, TBMM’deki tüm milletvekillerini bu sorumlulukla hareket etmeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Politeknik

