Harita mühendisleri, ülke genelinde şeker fabrikalarının özelleştirilmesine basın açıklamasıyla tepki gösterdi: ‘Yerli ve milli şeker fabrikaları satılıyor!’

Kamu varlıklarının özelleştirilerek yok edilmesinde yeni gündem şeker fabrikaları oldu. Resmi gazetede 21.02.2018 tarihinde yayınlanan haberle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ye ait 14 şeker fabrikasının 2018 yılı içerisinde özelleştirileceğini duyurdu. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi şeker fabrikalarını özelleştirilmesi kararına bugün (28 Şubat) basın açıklaması yayımlayarak tepki gösterdi.

“Yerli ve milli değerlerimizin peşkeş çekilmesi kabul edilebilir bir ülke politikası olamaz”
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, son günlerde popülerlik kazanmış bir söylem olan ancak gerçek anlamda yerli ve milli olmaktan çok çok uzak bir yönetim biçimine karşı ülkemizin değeri olan Şeker Fabrikalarının satışından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.

Fabrikalar satılıyor, arazilerine rant vaat ediliyor
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi yayımladığı açıklamada fabrikaların üretimlerine son verilmesinin yanında arazilerinin de şirketlere satılacağını belirtti. Harita mühendisleri ‘’şeker fabrikalarının üzerinde kurulu olduğu araziler ihale süreçlerinde fabrikalardan ayrı ve ‘ihtiyaç fazlası’ olarak değerlendirilecek. Bu durum ise fabrikalarla bu fabrikalara bağlı bölge müdürlüklerinin taşınmazlarının ayrı ayrı satılabilmesinin önünü açacaktır’’ ifadelerini kullandı

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin yayımladığı basın açıklamasının tamamı şöyle:

YERLİ VE MİLLİ ŞEKER FABRİKALARI SATILIYOR !

Cumhuriyet dönemi ile birlikte yaşanan yerli kalkınma politikaları kapsamında Anadolu’da bir çok fabrikanın kurulması ve ülke topraklarında üretilen hammaddenin yine ülkemiz sınırlarında işlenerek dışa bağımlı yapıdan kurtulma sürecine girilmiştir. Bu fabrika gruplarından bir tanesi de şeker fabrikalarıdır. ilk Şeker Fabrikası 17.12.1926 tarihinde işletmeye açılmıştır. Ardından bu hareketlilik Anadolu’nun bir çok köşesinde devam etmiş ve şeker fabrikaları zaman içerisinde yaygınlaşmıştır.

21.02.2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan habere göre Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, ülkemizde bulunan ve tamamı TÜRKŞEKER hissesine ait 14 şeker fabrikasının özelleştirmelerinin ayrı ayrı yapılacağını duyurdu. Daha önce de son 7 yılda 2 kez gündeme gelen bu durum sonuçları açısından yaratacak tehlike nedeniyle iptal edilmişti. Kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadan yeniden gündeme gelen özelleştirme sürecinin hızlı bir şekilde yürütülmesi ve 2018 yılı sonunda 14 fabrikanın özelleştirme işlemlerinin tamamlanması bekleniyor. Daha önce TEKEL sigara fabrikalarının özelleştirilmesiyle fabrika çalışanları işsiz kalmış ve fabrikalar var olan taşınmazları ile satılmıştı. Sürecin sonunda açığa çıkacak ekonomi, gıda ve istihdam açısından yaşanacak problemlerin ise nasıl çözüleceği ise tam bir muamma.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile beraber daha ucuz olan ve büyük oranda insan sağlığını tehdit ettiği bilinen nişasta bazlı seker temini yoluna gidilecektir. Bu sebepten hem şeker pancarı üretimi tehlikeye girecek ve yerli üretim sağlanamayacak hem de nişasta bazlı şeker alımının önü açılacağından halkın sağlığı ciddi anlamda tehdit altında olacaktır.
Öte yandan şeker fabrikalarının üzerinde kurulu olduğu araziler ihale süreçlerinde fabrikalardan ayrı ve ‘ihtiyaç fazlası’ olarak değerlendirilecek. Bu durum ise fabrikalarla bu fabrikalara bağlı bölge müdürlüklerinin taşınmazlarının ayrı ayrı satılabilmesinin önünü açacaktır. Sadece fabrikaların değil devlet arazilerinin de satılarak mülksüzleşme sürecinin hızlanması diğer fabrikalarımızın ve taşınmazlarının da satışının önünü açmaktadır. Yakın tarihlerdeki örneklere bakacak olursak; Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün yanında bulunan Et Balık Kurumu binası arazisiyle birlikte satıldı, yerine AVM yapıldı. Adana’da TEKEL Sigara Fabrikası yerine 3 AVM yapıldı. Çanakkale’de Tekel Kanyak Fabrikası satıldı ve yerine AVM yapıldı.

Değerli arazilerimiz farklı amaçlar güdülerek ve ülke çıkarlarımız hiçe sayılarak birilerine peşkeş çekiliyor. Ayrıca Fabrikaların özelleştirilmesine yönelik belli şartlar öne sürüldüğü ve çıkarların korunmayacağı yönünde endişelerimizin yersiz olduğu ifade ediliyor. Yine geçmiş tarihte özelleştirilen Tokat Sigara Fabrikasına çalışması için 5 yıl şartı konulmuştu fakat fabrika sadece 1 yıl çalıştı. Tüm bu özelleştirme senaryolarına bakacak olursak ülke olarak bu durumdan mağdur olduğumuz açıktır. Değerli arazi ve taşınmazlarımıza yönelik endişelerimizdeki haklılığımız geçmişe yönelik özelleştirme örnekleri ve sonuçlarıyla gözler önüne serilmektedir.

İletişimden ulaşıma, enerjiden gıdaya birçok üretim tesis ve kuruluşunun özelleşmesi sürecinin halkalarına bugün şeker fabrikaları da eklenmiştir. Savaştan çıkmış genç bir Cumhuriyet’in kalkınma için verdiği mücadele bugün bir çok defa olduğu gibi ayaklar altına alınmak istenmektedir Yerli ve milli tartışmalarının gündemde olduğu bir zamanda yerli ve milli değerlerimizin peşkeş çekilmesi kabul edilebilir bir ülke politikası olamaz.

Bu çerçevede; son günlerde popülerlik kazanmış bir söylem olan ancak gerçek anlamda yerli ve milli olmaktan çok çok uzak bir yönetim biçimine karşı ülkemizin değeri olan Şeker Fabrikalarının satışından bir an önce vazgeçilmesini önerir, sermayeden yiyen değil üretim yapan bir ekonomi ile ancak ayakta durabileceğimizi düşündüğümüzü kamuoyuna duyururuz.

politeknik.org.tr