TMMOB Öğrenci Örgütlülükleri Üzerine… – Burak Ergene

Piyasalaştırmanın kıskacına alınmış, toplumun bütününü değil sadece kendisini düşünmesi dayatılan, mesleği değil piyasaya nasıl daha iyi bir nefer olarak hizmet edeceği öğretilen, her türlü gerici, baskıcı, otoriter uygulamaya maruz kalan ve tüm bunların arasında sadece “biraz daha iyi bir gelecek” için çırpınan öğrenciler… İşte geleceğin mühendis, mimar ve şehir plancı adayları… Sadece bu tablo bile, meslek alanından kalkarak öğrencileri taraf olmaya çağıran TMMOB’nin önemini ve üniversite öğrencilerinin örgütlülüğünü sağlayacak oda öğrenci yapılanmalarının gereğini, bir kez daha göstermektedir. Sunduğu olanaklar ve yerinde bir çizgi ile oda öğrenci yapılanmalarının çağrıcılığının yükselmesinin koşulları bugün üniversitelerde fazlasıyla bulunmaktadır.

TMMOB’nin ülke genelindeki meşruluğu, yaygınlığı ve taleplere cevap verebilecek kapasitesine rağmen öğrenciler için bir çekim merkezi haline gelememesi, bizzat TMMOB içerisinden ya da örgütçü pozisyondaki öğrenciler tarafından yanlış yaklaşımların sergilenmesi ve çoğu zaman öğrenci örgütlülüklerine doğru politikaların önerilememesinden ileri geliyor. Oysaki gerek neo-liberal saldırganlıkla günden güne yara alan üniversiteler, gerekse son yıllarda politika anlamında etkisizleşmeye başlayan, 29 Kasım, 15 Şubat ve son olarak da 1 Mayıs’ta da görüldüğü üzere kitle dinamizmi konusunda büyük sıkıntılar çeken TMMOB açısından, öğrenci örgütlülüklerinde yaşanacak kıpırdanma büyük öneme sahip olacaktır. Bunu yaratmak için ise öğrenci örgütlülüklerinin “ne olduğu” ve “ne yapması gerektiği” iyi kavranmalıdır.

 

TMMOB Öğrencilerin de Bugünkü Örgütüdür

Öncelikle ortaya net bir şekilde şunu koymak gerekiyor; TMMOB’ye bağlı odaların öğrenci komisyonlarının varlık nedeni, TMMOB’nin ve bu odaların örgütlülüğünü arttırmaktır. Bunun dışında bu komisyonlara biçilen her türlü misyon, bu komisyonlar üzerinden yürütülecek her türlü tartışma, ikincil bir öneme sahip olacaktır. İsmi nasıl konulursa konulsun (öğrenci kolu, öğrenci komisyonu, …MO genç, …MO öğrenci) odaların öğrenci örgütlenmeleri, TMMOB dışında, TMMOB’den bağımsız yapılar değildirler.

Ancak bizzat TMMOB içerisinden de sahip olunan, bu örgütlülükleri herhangi bir teknik komisyonla aynı kefeye koyma anlayışı, üniversitelerde öğrenim gören on binlerce mühendis ve mimar adayının potansiyel örgütlerini -ve bir bakıma TMMOB ve odaların örgütçülerinin yetişeceği bu alanları- bilinçli ya da bilinçsiz etkisizleştirmeden öteye gitmeyecektir. Ancak birçok oda yönetimi tarafından önemsenmeyen, çalışması desteklenmeyen ya da talepleri göz ardı edilen öğrenci çalışması, özel bir önemi ve ayrı bir yeri haketmektedir.

Öğrenci örgütlülüklerinin görüş ve kararlarını mezuniyet sonrasına kadar yok sayan ve “odaların gelecekteki sahipleri” kalıbı altında, bir anlamda TMMOB’den dışsallaştıran bakış açıları, bu alanların TMMOB içerisindeki varlığını temelden sarsmaktadır. Bu yanlış bakış açıları, daha öğrenciyken TMMOB’nin sahiplenilmesinin önüne set çekmekte, kimi birimlerdeki öğrenci komisyonu çalışması yürütmedeki samimiyetsizliği gözler önüne seren örnekler oluşturmaktadır. Öğrenci çalışmasının yükselmesi ancak bu örgütlülüğün her alanında TMMOB’nin öğrencilerin gelecekteki değil şu anki örgütü olduğunun benimsenmesi ile mümkün olacaktır. Unutulmamalıdır ki, sürekliliğini sağlayabilen ve dinamik bir örgütlülüğün oluşması ancak bu alanlardaki örgütlenmenin arttırılması ile mümkün olabilir.

 

TMMOB, Gençlik Örgütlerinin Savaş Alanı Değil, Mühendislik Öğrencilerinin Örgütlenme Alanıdır

Benzeri yanlış tavırlar ne yazık ki bazen birebir oda öğrenci çalışmasının örgütçüleri tarafından da takınılmaktadır. Örneğin, öğrenci komisyonları, farklı siyasi parti ve örgütlerin gençlik örgütlenmelerinde faaliyet gösteren ilgili meslek disiplinindeki gençleri bir araya getiren bir çatı örgütlülüğü olarak konumlandırılamaz. Dolayısıyla herhangi bir komisyonun işleyişinde bu örgütlülüklerin politik programlarını ya da ortak yanlarını ele alarak politika belirlemek doğru olmayacaktır. Aynı zamanda TMMOB öğrenci örgütlülükleri, çeşitli siyasal yapıların buralardaki egemenliği eline geçirmeye çalıştığı bir savaş alanı da değildir. Bu alanlara yönelik pragmatist ve dayatmacı yaklaşımlar bu alanları daraltmaktan öteye geçmeyecektir. Bu noktada ele alınması gereken temel ilke o disiplindeki en geniş öğrenci kitlesinin katılımına açık bir politik hattın benimsenmesidir. Ancak önemle vurgulanması gereken, farklı siyasal yapılara mensup öğrencilerin öğrenci örgütlülüklerindeki varlığının önüne set çeken bir yaklaşımın yanlışlığı ve örgütlü-örgütsüz gibi bir ayrım ortadan kaldırıldığında öğrenci çalışmasında niteliksel bir sıçramanın oluşacağı gerçeğidir.

Şurası bilinmelidir ki, öğrenci komisyonları hiçbir zaman üniversitede öğrenci hareketini örgütleyici bir misyon üstlenemeyecektir. Zaten böyle bir zorunluluğu da yoktur. Ancak üniversite içerisinde gelişecek öğrenci hareketlerine destek olan veya önünü açan bir konuma sahip olabilir. Özellikle çeşitli üniversitelerde farklı seviyelerde hissedilen gerici ve faşist tahakkümün kırılmasında önemli aşamalar öğrenci komisyonları tarafından kat edilebilir. Bu noktada komisyonlar hem örgütlülüğünü yaygınlaştırarak hem de egemen gerici havayı kıracak etkinlikler düzenleyerek bu üniversitelerde ilericiliğin gelişeceği bir ortamı oluşturabilirler.

 

Temel Örgütlenme Başlıkları Olarak: Piyasalaştırma Karşıtlığı, Geleceksizlik ve Anti-Kariyerizm

Çeşitli illerde ve bazı odaların öğrenci komisyonları faaliyetleri kurulan temsili komisyonlara ya da sadece sene başı etkinliklerine (tanışma çayı, kokteyli…) indirgenmekte sürekli bir faaliyet sergilenememektedir. Bazen de TMMOB’ye öğrenci üyelik, öğrenci çalışmasının başarısını ölçen temel kıstas haline sokulmakta, bu durum sürekli ve sistemli bir öğrenci çalışmasının bile önüne geçirilmektedir. Kağıt üzerinde sağlanacak gelişmelerin TMMOB’ye hiç bir şey getirmeyeceği açıktır ve asıl olan öğrencilerle odaların kalıcı bağını kurabilecek olan politikaların önerilebilmesi ve örgütlenebilmesidir.  

Bu doğrultuda üniversitelerin maruz kaldığı yoğun piyasalaştırma saldırısı karşısında öğrenci örgütlülüklerinin bunun karşıtını oluşturacak, ufak da olsa geri adım attıracak bir çizgi ile eylem, etkinlik ve kampanyalar örgütlemesi zorunludur. Üniversite içi hizmetlerden yararlanma, kitap ve benzeri temel teknik gereksinimlerin karşılanması gibi konularda mühendislik ve mimarlık bölümlerinde okuyan öğrenciler piyasalaştırma saldırılarından en fazla nasibini alan kesimlerin başında gelmektedir. Bu alanlarda karşılaşılacak sorunlara karşı öğrencilerin biraradalığı kolayca sağlanabilir ve oda öğrenci örgütlülüklerinin yaygınlığı arttırabilir. Bununla birlikte YÖK tarafından son süreçte ortaya konan harç zamları en yakıcı biçimde büyük çoğunluğu mühendislik ve mimarlık bölümü olan ikinci öğretimlerde okuyan öğrenciler tarafından hissedilecektir. Bu güncel konu ile ilgili odaların öğrenci örgütlülükleri mutlaka oluşturulacak karşıt kampanyaların örgütçüleri ve destekçileri olmalıdırlar.  

Bunun yanında sistemin yaşadığı son ekonomik krizle birlikte iyice yakıcılığı hissedilen geleceksizlik ve bundan bağımsız olmayan ancak mühendislik alanındaki öğrenciler üzerinde yoğun bir baskı oluşturan kariyercilik anlayışı da oda öğrenci örgütlülüklerinin önüne koyması gereken temel gündem maddeleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Mühendislik mesleğinde özellikle son on yıldır yaşanan hızlı dönüşüm, gerek çalışma şartları gerekse yaşam kalitesi açısından bu mesleğin vaat ettiği ayrıcalıklı pozisyonu ortadan kaldırmakta, bu durum mühendislik, mimarlık ve şehir planlama bölümünde okuyan öğrencilerin sistemin gerçekliğiyle daha kolay yüzleşmesine olanak sağlamaktadır. “Mezun olunca kaç lira maaş alacağım?” sorusunun yerini “Mezun olunca iş bulabilecek miyim?” sorgulaması almakta, sistemin bir rüya olarak pazarladığı ayrıcalıklı ve konforlu bir gelecek vaadinin yalan olduğu artık apaçık görülmektedir. Bu durumla yüzyüze kalan öğrencilerin bireysel umutsuzlukları, onları toplumun tüm kesimleri ile birlikte bir kurtuluşun olması gerektiği inancına daha da yaklaştırmaktadır. Bu durum TMMOB öğrenci örgütlülükleri tarafından kesinlikle değerlendirilmeli, bu eksende yaşanılan çelişkileri açığa çıkaracak faaliyetlerin örgütlenmesine ağırlık verilmelidir.

Bu sorunsal içerisinde kesinlikle önüne set çekilmesi gereken yaklaşım ise piyasacı anlayışın öğrencileri cendereye almaya çalıştığı kariyer baskısı olmalıdır. Mesleği öğrenmeyi bilimsel bilgilerden uzak, rekabeti kutsallaştıran birkaç kağıt parçası sahibi olmayla eşdeğer tutan, bunu da “kişisel gelişim” ambalajına saran anlayışa karşı tüm öğrenci komisyonları açık bir karşı tavır almak zorundadır. Az önce bahsedilen bireysel kurtuluş umutlarının sarsıntı geçirmesi de yıllardır özellikle teknik eğitimin verildiği alanlarda öğrencileri bencillik ve itaatkarlık sınırlarına hapsetmiş olan, kariyerci anlayışın tersine çevrilmesinin olanaklarını yaratmaktadır. Bunun için ise mesleğini gerçekten bilen, kendisini birkaç şirket sahibi için değil insanlığın bütünü için geliştirmiş gerçek bir mühendis, mimar veya şehir plancısının nasıl olması gerektiğine dair örneklerin çıkarılacağı etkinlikler mutlaka gerçekleştirilmelidir.

Ancak bu noktada, hiç azımsanmayacak sayıda öğrenci komisyonunun yukarıda sayılan ve önüne geçilmesi gereken anlayışları bizzat kendisinin örgütlediği örnekleri de görmekteyiz. Kuşkusuz ki bu TMMOB örgütlüğünün tümüne sirayet etmiş kafa karışıklığının ürünüdür. Bu umutsuz, neo-liberalizme ve piyasa sisteminin kurallarına karşı açık ve net bir tavır alamayan yaklaşımları yenilgiye uğratmak için sayılan başlıklarda güçlü, ısrarcı ve sürekli bir çizginin örgütlenmesi zorunludur.

Bu tartışmaların yanı sıra mühendislik eğitiminin niteliği ve üniversitelerde veriliş biçimi TMMOB’nin ve bu durumla yüzüze kalan öğrencilerin sürekli üstünde durması gereken bir gündemdir. Mezuniyet sonrası düzenlemelerle gündeme taşınan bu konunun üniversite eğitim sürecine müdahalelerle çözülmesi ve bu konuda pratik adımların atılması zorunludur. Buna dair TMMOB içerisinde oluşan yanlış yaklaşımları da etkisiz bırakacak, üniversite-odalar-öğrenciler merkezli bir çalışmanın oluşturulması için tüm öğrenci örgütlülükleri bir an evvel harekete geçmelidir. Mühendis, mimar ve şehir plancıların bir arada olduğu en büyük ve anayasal örgüt olan TMMOB’nin bu alanlarda verilecek eğitimde söz sahibi olmasından daha meşru bir durum yoktur.  

Tüm bu alanlarda yürütülecek faaliyetlerde öğrenci çalışmasının genişliği ve çeşitliliği kesinlikle değerlendirilmelidir. İlgili disiplin alanındaki mesleki çalışmalar (panel, seminer, eğitim, teknik gezi vb.) öğrencilerin yaşadığı sorunlarla birleştirilmeli, üniversitelerde daraltılan sosyal ve kültürel alanlara dair çalışmalar arttırılmalıdır. Öğrenci komisyonlarının ülkede yaşanılan sorunlara sessiz kalmayan, üniversite, eğitim ve meslek alanı sorunları ile ülke sorunlarının bağını kuran bir algılayışla hareket etmesi öğrencilerin bu konularda taraf olmasını kolaylaştıracaktır.

 

Mesleğimize, Odamıza, Üniversitemize ve Ülkemize Sahip Çıkmaya

Tüm bu değinilen noktalarda kaydedeğer ilerlemelerin sağlanması, pek çok alanda daralan ya da belli sınırlara takılan TMMOB öğrenci çalışmasının önünü açacak adımlar olacaktır. Hiç şüphesiz ki, yıllardır sahip olduğu ilerici çizgisi ile egemenlerin hedef tahtasına oturtulmuş TMMOB için bunun anlamı büyük olacaktır. Neo-liberalizmin, gericiliğin ve umutsuzluğun pençesine alınmaya çalışılan, bu doğrultuda mesleği ve üniversitesi dönüştürülen, ülkesi işsizlik ve yoksulluğa mahkum edilen mühendis, mimar ve şehir plancısı adayları için bu durumu tersine çevirecek adresler TMMOB öğrenci örgütlülüklerinin ta kendisidir.   

 

Burak ERGENE
Makina Mühendisliği 4. Sınıf Öğrencisi