TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu: “Ahmet’in, Ali İsmail’in düşleri için, Berkin’in yarım kalan ömrü için cesur olacağız”

İnşaatların hız kesmeden devam ettiği, ismi büyük projelerle anılan ve nüfusu sürekli büyüyen İstanbul; sosyolojik, fiziki, ve ekolojik yapısıyla artık bunca dış yükü kaldırabilecek güçten yoksun durumda. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının şehre dair vermiş oldukları kırmızı alarma rağmen şehrin olumsuz müdahalelerden korunması bir kenara durum her geçen gün daha da kötüye gitmektedir.

On dört yıllık AKP dönemi boyunca İstanbul; kentsel dönüşüm projeleriyle dokusu ve kültürü yok edilmiş, son doğal alanları üzerine mega projeler inşaa edilmiş, tarihi siluetini bozan plaza, alışveriş merkezleri ve otellerle anılır bir kent haline gelmiştir.

Şehrin bütününe baktığımızda gördüğümüz; yüksek ve tek tip konutlarla donatılmış, altyapısı eksik, ekolojik alanlarla uyumu gözetilmemiş, betonlaşmış, alışveriş merkezleriyle donatılmış, yeşil alanları daraltılmış bir İstanbul’dur. Tüm bu olumsuz tablo her fırsatta bu kente ‘aşık’ olduğunu söyleyenlerin döneminde gerçekleşmiştir.
Tarihi eserleri ortaya çıkarmada da AKP döneminin başarısı(!) ortadadır. İstanbul’da Atik Valide Sultan Külliyesi, Tekfur Sarayı, Şile Ocaklı Ada Kalesi, Mesnevihane Camii gibi skandal restorasyonlar ve İstanbul tarihinin 8000 yıl öncesine dayandığını ortaya çıkaran 38 bin envanterlik, müzelik değerde, yaklaşık 40 bin kasadan fazla eserin “3-5 çanak çömlek” olarak nitelendirilmesi vasıtasıyla da bu başarıyı tescillenmiştir.

Ayrıca yine, Yenikapı dolgu alanıyla UNESCO dünya mirası listesinde bulunan tarihi yarımadanın şeklinin değiştirilmesini de tarihe ne kadar önem verildiğinin bir kanıtı olarak not düşüyoruz.

Atatürk Kültür Merkezi
Restorasyonu durdurulan ve çürümeye bırakılan Atatürk Kültür Merkezi, tarihi boyunca birçok toplumsal etkinliğe ev sahipliği yapmış; Taksim Meydanı ve Gezi Parkı ile bütünleşmiştir. AKM; tarihi, mimari değeri, yapıldığı dönemi yansıtması ve özgünlüğü gibi taşıdığı değerler itibarı ile “1. Derece Kentsel Sit Alanı’nın bir parçası olarak “1. Grup Tescilli Kültür Varlığı”dır.

Koruma Bölge Kurulu, 2863 sayılı yasa, ilgili yönetmelik, yönerge, ilke kararları ve kararların devamlılığı ilkelerine aykırı olarak, 24.12.2008 gün ve 2268 sayılı kararıyla AKM’nin kültürel değerini yok eden bir avan projeyi onaylamıştır. Kültür Sanat Sen tarafından açılan davada İstanbul 9. İdare Mahkemesi bilirkişi incelemesi sonucunda Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkım ve tadilat çalışmaları yasaya ve mevzuata aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Söz konusu yargı kararından sonra 20.12.2009 tarihinde, İstanbul’un en önemli kültür ve sanat mekanı niteliğinde olan AKM’nin rölövelerine uygun olarak hazırlanan restorasyon projesinin gerçekleştirilmesine ilişkin, TMMOB Mimarlar Odası ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin de katıldığı bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda tutanak ile kayıt altına alınmış mutabakat metni sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012 yılının son günlerinde bir açıklama yaparak; AKM’nin 29 Ekim 2013 tarihinde kullanıma açılacağını, restorasyon için karşılıksız fon bulunduğunu ve sözleşme yapıldığını ilan etmiştir. Yapılan ihale ve başlayan tadilat işlemlerinden sonra dönemin Başbakanı tarafından Haziran 2013’teki “AKM Yıkılacak” söylemleri nedeniyle restorasyon çalışmaları durdurulmuştur. AKM’nin restorasyonunu yapmamak ya da yapılmasını engellemek 2863 sayılı koruma mevzuatına aykırıdır.

Selatin Cami
Cumhurbaşkanı Taksim Maksem’in olduğu alana selatin cami yapılacağını beyan etmiştir. Selatin (Sultan) Camileri Osmanlı padişahlarının, şehzade ve sultanlarının yaptırdığı camilere verilen isimdir. Meydana yapılması planlanan caminin selatin camii olarak nitelendirilmesi tabii ki tesadüf değildir. Tek kişilik yönetim anlayışını ilmek ilmek ördükleri ülkede, Cumhurbaşkanı acaba kendi konumunu mu nitelendirmiştir?

Ve Gezi Parkı
Gezi Parkı’na ilişkin açılan dava süreçleri hala devam etmektedir. Bilindiği gibi İstanbul 1. İdare mahkemesi Taksim Gezi Parkı’nın yapılaşmaya açılmasına ilişkin imar planının iptaline karar vermiş, Danıştay 6. Dairesi ise bu kararı gerekçesini genişleterek onamıştı. Sonraki süreçte Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan Danıştay üyeleri kabul edilemez gerekçelerle ‘karar düzeltme’ kararı verdi ve dosya tekrar İstanbul İdari mahkemesine döndü. Şu anda da dava süreci kapsamında Gezi Parkı için keşif günü bekleniyor. Ayrıca yine stratejik planda Taksim’e bir kışla yapılmasına ilişkin hükmün iptali ile ilgili dava da hala sürmektedir.

Taksim Gezi parkı ile ilgili tüm dosyalar; yürütme erkinin tek kişinin elinde toplanmış halinin yargı üzerinde nasıl bir tahakküm kurduğunun ve nasıl bir hukuksuzluk, anayasasızlaştırma düzenine doğru adım adım sürüklendiğimizin en somut kanıtıdır.

Cumhurbaşkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına ‘cesur’ olmasını öğütlüyor. Bu öğütü bizler de üzerimize alınıyoruz. Mehmet’in, Abdocan’ın, Ethem’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Ahmet’in ve Ali İsmail’in düşleri için, Berkin’in yarım kalan ömrü için cesur olacağız; bilim ve tekniğin ışığında bu hukuk dışı uygulamalara karşı mücadele edeceğiz.

TMMOB İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU