Kamusal alanlar hızla değişirken Kadıköy İskelesi’nin Shangri-la Oteli’ne satılacak olmasına dair tepkiler sürüyor. Halkın ulaşım hakkının gaspedilmesine karşı çıkan ‘İskeleme Dokunma’ topluluğu, Beşiktaştaki eylemlerine cuma günü iskelede ‘çay içerek’ devam edecek
Şehirlerde kamusal alanlar hızla değişirken, bu dönüşümden nasibini alacak alanlardan biri de Beşiktaş semtinde bulunan Kadıköy İskelesi. İskele, yeni yapılan Shangri-la Oteli’ne satılabilir. Beşiktaş sahilindeki değişim Başbakanlık Ofisi’nin 2004 yılında Dolmabahçe Sarayı Muhasiban Dairesi’ne taşınmasıyla başlıyor, 2008’de halkın kullandığı çay bahçeleri sahil şeridinden kaldırılıyor, 2011’de Akaretler otobüs durağı ‘güvenlik gerekçesiyle’ kaldırılıyor ve ardından sahilde Çevik Kuvvet topluluğu görmeye ‘alıştırıldığımız’ bir manzara halini alıyor. Mayıs ayında, Kadıköy Barbaros Hayrettin Paşa iskelesinin, tam karşısına inşa edilen Shangri-La Oteli’ne devredileceği haberlerini görmeye başlıyoruz. Ardından Abbasağa’da devam eden park forumları sürecinde örgütlenen ‘İskeleme Dokunma’ topluluğunun İBB’ye bilgi edinme kapsamında verdiği soru önergesinin cevabı iskelenin 1/5000 ölçekli Dolmabahçe-Ortaköy koruma amaçlı nazım imar planı kapsamında olduğu, iskelenin durumunun planın onaylanmasının ardından netleşeceğini söylüyor. Anıtlar Kurulu onayını bekleyen planda iskele için nasıl bir kullanımın öngörüldüğü ise belirtilmiyor. Vatandaşa ait, her gün binlerce insan tarafında kullanılan kamusal bir alanın satılması halkı harekete geçirirken, Mimarlar Odası’nın otele açtıkları dava İstanbul İdare Mahkemesi’nde sürüyor. İskeleme Dokunma Topluluğu etkinliklerine Cuma günü gerçekleşecek ‘çay içme’ eylemiyle devam ediyor, İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın “Halkın görüşü alınmadan hiç bir adım atılmamalıdır” sözünü bir kez daha hatırlatıyor. Topluluktan Taner Aktekin ile konuştuk.
“İskeleme Dokunma” fikri nasıl çıktı? Bu topluluk nasıl bir araya geldi?
Gezi direnişini devam ettiren forumlardan Abbasağa’da, birçok çalışma grubu oluşturuldu. Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Grubu da bunlardan biri. “İskeleme Dokunma” fikrini, bu grubun bileşenleri olarak ortaya attık. Yaptığımız düzenli toplantılarda Beşiktaş’ın yerel sorunlarını tartışırken; daha çok Kadıköy İskelesi olarak bilinen Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nin satılma durumuna karşı bir çalışma başlatma kararı aldık. Gezi sürecinde kamusal alanların tasfiyesine dair oluşan tepkilerin yerellere de yansıması gerektiğini düşündük. Aslında İBB başkanı Kadir Topbaş’ın da o dönem söylediği “Halkın görüşü alınmadan hiç bir adım atılmamalıdır”sözünden harekete geçtik. Toplantılarımızdan çıkardığımız fikirleri ana foruma taşıyarak buradan çıkan kararlarla çeşitli eylem-etkinlikler düzenledik, düzenlemeye de devam ediyoruz.
Grup genelde Beşiktaş’ta yaşayan sakinlerden mi oluşuyor?
Çalışmanın yürütücülüğünü Abbasağa MMŞP grubu olarak üstlensek de; bu oluşum Abbasağa Forumu, Beşiktaş Halkı ve esnafından gücünü alıyor. Grubumuzun içerisinde bölgede ikamet eden arkadaşlarımız olduğu gibi bölgede çalışan mühendis, mimar, şehir plancısı arkadaşlarımız da mevcut. Fakat bunu bir şart koşmadığımız gibi, Anadolu ve Avrupa yakasının herhangi bir bölgesinde ikamet eden birçok arkadaşımız da grupta ve çalışmalarda yer alıyor. Ayrıca Kadıköy-Beşiktaş vapur seferlerini kullanan herkesi bu mücadelenin öznesi olarak görüyoruz.
“HALK BU MÜCADELENİN ÖZNESİ”
Süreç şu anda ne durumda?
Mayıs ayında Beşiktaş sahilindeki Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nin (Kadıköy İskelesi) Shangri-La Oteli’ne devredileceği, hatta devredildiği yönünde haberler basına yansımıştı.
Bu süreçte bir kısım İBB meclis üyesi ve bir milletvekili TBMM’de bu konuya ilişkin soru önergeleri verdiler. Fakat konuya dair taraflardan herhangi bir cevap alınamadı. Biz de bu konuyu aramızda konuştuktan sonra Abbasağa Forumu’na “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bilgi edinme hakkı kapsamında iskelenin satılıp satılmadığına dair” dilekçe verdik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 26 Ağustos’ta dilekçelere bir cevap yolladı. Verilen cevapta ise iskelenin satılıp satılmayacağı konusu belirsizlikte bırakan ifadeler bulunuyor. Cevapta iskelenin 1/5000 ölçekli Dolmabahçe-Ortaköy koruma amaçlı nazım imar planı kapsamında olduğu, iskelenin durumunun planın onaylanmasının ardından netleşeceği söylenirken, Anıtlar Kurulu onayı bekleyen planda iskele için nasıl bir kullanımın öngörüldüğü ise belirtilmiyor.
“DEĞİŞİM 2004’TE BAŞLADI”
Şehre ve dolayısıyla yaşayan herkesin yolunun geçtiği bir alanın böyle bir özelleştirmeye tabi tutulmasıyla ilgili fikirleriniz neler?
Beşiktaş sahilindeki hızlı değişim 2004 yılı sonunda Başbakanlık Çalışma Ofisi ‘nin Dolmabahçe Sarayı Muhasiban Dairesi’ne taşınmasıyla başladı. 2007 yılında Cumhuriyetin ilk sanayi yapılarından olan tarihi Eski Tayyare Etüt Atölyesi (Astro Tütün Deposu) yıkılmıştı. Aynı yıl sahildeki Resim Heykel Müzesi’nin yenileme çalışmaları sebebiyle geçici olarak kapatılmış, 2011 yılında ise müze kendisine 1937’de tahsis edilen Dolmabahçe Veliaht Dairesi’nden atılmıştı. 2008’de halkın yoğun olarak kullandığı sahildeki çay bahçeleri, 2011 yılında ise Beşiktaş’ın en işlek ulaşım noktalarından olan Akaretler otobüs durağı güvenlik gerekçesiyle kapatıldı ve Beşiktaş sahili Çevik Kuvvet’in bekleme noktası olarak kullanılmaya başlandı. Yakın zamana kadar da bölge taşıt trafiğine kapatılmıştı.
Bölge açık bir şekilde insansızlaştırılmak isteniyor. İskele’nin satılması ve bölgenin halka kapatılması demek; kamusal bir alanın yasaklı hale gelmesi, halkın ulaşım hakkının gasp edilmesi ve Beşiktaş’ın tarihinin izlerinin silinmesi anlamına geliyor. Bu yüzden buna karşı çıkıyoruz. Halkın ulaşım hakkına, sahiline ve tarihine sahip çıkarak buna izin vermeyeceğini düşünüyoruz.
Ek olarak, deniz ulaşımına daha çok önem verilmesi ve vapur sefer sayılarının artırılması gerektiğini de düşünüyoruz.Saatler konusuna bakacak olursak; özellikle Beşiktaş-Kadıköy arası vapur seferleri çok erken saatte bitiyor. En azından belli saatlerden sonrayarım saatte bir veya saat başı gece 01:00 e kadar seferler devam ettirilebilir.
HALK İSKELESİNİ İSTİYOR
İnsanların tepkisi nasıl?
Bu konuyla ilgili, Abbasağa Parkı’nda düzenlenen ‘İskele’ gündemli forumlardan örnekler verebiliriz. Öncelikle Beşiktaş Halkı’nın rahatsızlığı Başbakanlık Ofisi’nin Dolmabahçe’ye taşınmasıyla başlıyor. Halk, Beşiktaş’ta son yıllarda kendisine sorulmadan gerçekleştirilen dönüşümlerden dem vuruyor. Çay bahçesinin sahil şeridinden kaldırılması, halkın kullanamayacağı ultra lüks bir otelin açılması, polisin bölgedeki ablukası, Akaretler Durağı’nın kaldırılması, 30M otobüsünün güzergahının değiştirilmesi. Bütün bunları gidip Beşiktaşlılara soracak olursanız, mahallelisinden esnafına birçoğunun durumdan rahatsız olduğunu göreceksiniz. Sosyal medyada açtığımız “İskeleme Dokunma” grubunda da aynı benzer tepkileri gözlemliyoruz. Artık bu tarz dönüşümlerin kendisine sorulmadan gerçekleştirilmesine, halk anında tepki verebiliyor.
#TermosunuKapİskeleyeGel
Sıradaki eylem ve sizin beklentiniz nedir?
Bu hafta cuma günü için saat 19:30’da bir eylem çağrısı yaptık. Abbasağa Forumu olarak, kent ve ulaşım haklarını savunmak isteyen tüm İstanbulluları iskelenin önünde buluşup çay içmeye çağırıyoruz. #TermosunuKapİskeleyeGel tetiketiyle bu çağrıyı sosyal medyadan yaygınlaştırıyoruz.
Beklentimiz, bir an önce iskelemizin satılma planlarından vazgeçilmesi, eğer iskelenin ihale edilmesi gibi bir durum varsa da ihalenin iptaline gidilmesi. Hem İBB’nin hem de Shangri-La Oteli’nin konuyla ilgili net bir açıklama yapması gerekiyor. Son olarak, “İskele Halkındır” cevabını alana kadar mücadelemize devam edeceğimizi de buradan duyuruyoruz.