Kiralık işçilik veya robotik işgücü – Aziz Çelik (BirGün)

Bir tür robotik işgücüne kavuşuyor işverenler. Adeta bir robot kiralar gibi işçi kiralayacaklar, sorun olursa yenisiyle değiştirecekler. Onlar işçiye emir verecek, ama işçi onlardan hak talep edemeyecek, ağzını açamayacak

Yeni özel istihdam büroları yönetmeliği 11 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece Mayıs 2016’da 6715 sayılı yasa ile kabul edilen kiralık işçiliğin uygulamaya geçmesinin önünde engel kalmadı. Özel istihdam büroları aracılığıyla işçi simsarlığı dönemi resmen başlamış oldu. Yeni yönetmelikle birlikte özel istihdam büroları iş bulmaya aracılık faaliyetinin yanı sıra işçi de kiralayabilecek. Hatta özel istihdam bürolarının asıl faaliyetinin bu olacağını tahmin etmek zor değil.

Yönetmelik yasada öngörülen normlara ilişkin usul ve esasları düzeliyor. Bir alt hukuk normu olarak yönetmelikler yasalara aykırı hükümler içeremezler; fakat yasalarda belirsiz olan, soru işareti uyandıran konulara açıklık getirebilir. Ancak özel istihdam büroları yönetmeliği yasada işçiler aleyhine var olan belirsizlikleri gidermiyor, tersine pekiştiriyor.

Yönetmeliğe göre kiralık işçinin işvereni, talimatı altında çalıştığı işveren değil, özel istihdam bürosu olacak. Böylece çalışma ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor: İşçinin kiraya verilmesi ve bu kiralama işlemi üzerinden kazanç elde edilmesi. Bunu emek komisyonculuğu olarak adlandırmak mümkün.

Kiralık işçilik istisnai bir çalışma biçimi değil çalışma hayatının önemli bir unsuru haline gelebilecek. Mevsimlik tarım işleri ve ev hizmetlerinde süre sınırı olmaksızın kiralık işçi çalıştırılabilecek. Diğer işlerde ise kiralık işçi sözleşmesi dört ay süreyle kurulabilecek ancak sekiz ayı aşmamak üzere iki kez yenilenebilecek. Altı ay sonra aynı işte yeniden kiralık işçi çalıştırılabilecek. Böylece bir işletmenin değişik bölümlerinde sürekli olarak kiralık işçi çalıştırılabilecek.

Kiralık işçi konusunda sayısal, oransal sınırlama yok gibi. Kiralık işçi sayısı işletmenin mal ve hizmet üretim kapasitesinin öngörülmeyen şekilde artması durumunda işyerinde çalışan işçi sayısının dörtte birini, 10 ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinde ise beşi geçemeyecek. Bu haller dışında ise sayı sınırı olmaksızın geçici işçi çalıştırılabilecek. Örneğin şirket dönemsellik arz eden iş artışları hâlinde veya kadrolu işçilerin izin kullandığı dönemde istediği kadar kiralık işçi çalıştırabilecek. Ayrıca işletmenin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak gördürülen işlerde de sayı sınırı olmaksızın kiralık işçi çalıştırılabilecek. Tamir ve bakım işlerin bu işler arasında yer alabilir.

‘Hak yok, vazife var’!

Yönetmelikte kiralık işçilerin boşta geçen süreleri için ödeme yapılmasına ilişkin hüküm yok. Böylece özel istihdam bürosu kiralayamadığı işçiye boşta geçen zamanlar için ücret ödemeyecek. Kiralık işçilerin kıdem tazminatı hakları da belirsizliğini koruyor. Eşit işlem ilkesine ilişkin belirsizlik de sürüyor. Kiralık işçiler çalıştıkları dönemde işyerindeki sadece sosyal hizmetlerden eşit işlem ilkesine göre yaralanacaklar. Kiralık işçilerin yerlerine çalıştıkları işçilerle eşit ücret almaları mümkün gözükmüyor.

Yönetmelikte kiralık işçilerin sendikal hakları konusunda tek düzenleme, iş sözleşmesine sendikaya üye olup olmama yönünde bir hüküm konulamayacağı yönünde. Bu zaten Anayasa’da ve 6356 sayılı yasada var olan bir hüküm. Kiralık işçilerin sendikal haklarını kullanmalarının önünde çok daha büyük engeller var. Bu engellerin bir kısmı mevzuattaki boşluktan bir kısmı ise çalışma biçiminin kendisinden kaynaklanıyor.

Kiralık işçilerin, özel istihdam bürosunun faaliyet yürüttüğü büro ve genel işler işkolunda kurulu sendikalara üye olabileceği anlaşıyor.

Böylece işçiler fiilen çalıştıkları işe göre değil, özel istihdam bürolarına göre örgütlenmeye çalışacaklar. On binlerce işçisi olan ve esnek, dağınık, belirsiz koşullarda faaliyet yürüten bürolarda sendikalaşmak fiilen imkânsız hale gelecek. Nitekim sendikaların güçlü olduğu batı Avrupa ülkelerinde dahi kiralık işçilerin sendikalaşması yüzde 1-2 mertebesini geçmiyor. Kiralık işçilerin toplu pazarlık ve grev haklarını kullanabilmeleri ise mucize olacak.

Eğreti, robotik işgücü

Kiralık işçilik uygulaması ile birlikte işverenler, sadece işçilerin bireysel iş hukukundan doğan haklarıyla uğraşmaktan kurtulmuyor; sendikasız, toplu sözleşmesiz ve grev yapması fiilen mümkün olmayan yeni bir rezerv işgücü ordusuna kavuşuyor.

İşletmelerin taşeron işçi uygulaması yoluyla yardımcı işlerin tümünde ve asıl işin ise bir bölümünde yoğun olarak taşeron işçi çalıştırdığı biliniyor. Kiralık işçilik uygulaması ile birlikte işçisiz işletmeler gündeme gelmeye başlayacak. Şirketler kadrolu, çekirdek işçi sayısını en aza indirerek kiralık ve taşeron işçi mekanizmasıyla işçilerin haklarıyla ve talepleriyle uğraşmaktan kurtulmuş olacaklar.

Taşeron işçilerin yanına kiralık işçiler ekleniyor ve işçi sınıfının ana gövdesi için güvencesiz, eğreti çalışma (precarity) temel çalışma biçimi oluyor. Aslında “prekarya” diye yeni bir sınıf doğmuyor, işçi sınıfının 19. yüzyıldaki çalışma koşulları yeni biçimlerde ortaya çıkıyor.

Bunu yeni bir proleterleşme/mülksüzleşme/güvencesizleşme dalgası olarak ifade etmek mümkün.

Bir tür robotik işgücüne kavuşuyor işverenler. Adeta bir robot kiralar gibi işçi kiralayacaklar, sorun olursa yenisiyle değiştirecekler. Böylece işverenler talimat verebildikleri ama yükümlü olmadıkları, muhatap olmadıkları bir işçi kitlesine kavuşmuş oluyor. Onlar işçiye emir verecek, ama işçi onlardan hak talep edemeyecek, ağzını açamayacak.

Ama unutulmasın, tarih evdeki hesabın çarşıya uymadığı nice örnekle dolu.

*****

Genç Sosyal Politikacılar Kongresi ve Cahit Talas Ödülü

Bu hafta Ankara Siyasal’da gelenekselleşen iki sosyal politika etkinliği var. 9. Mülkiye Genç Sosyal Politikacılar Kongresi 20-21 Ekim 2016 tarihlerinde Ankara SBF’de yapılıyor. Ankara SBF Sosyal Politika Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen kongrede lisans ve lisansüstü öğrenimi gören gençler sosyal politikayı çeşitli yönleriyle ele alan tebliğler sunacak.

Kongre sırasında bir başka geleneksel etkinlik de gerçekleşecek. Ülkemizde sosyal politika disiplininin öncülerinden olan Prof. Dr. Cahit Talas adına 2012 yılından bu yana doktora ve yüksek lisans tezlerine Prof. Dr. Cahit Talas Sosyal Politika Ödülü veriliyor. Bu yılın Talas ödülleri Genç Sosyal Politikacılar Kongresi’nin ilk günü, 20 Ekim’de sahiplerine verilecek.