AKP’nin yeni kentsel dönüşüm yasası, tüm yetkiyi büyükşehir belediyelerine veriyor, ilçe belediyelerini etkisizleştiriyor, büyükşehir belediyesi her yeri kentsel dönüşüm alanı ilan edebiliyor. Yasa değişikliği teklifi en çok Melih Gökçek ve Kadir Topbaş’ın işine geliyor
AKP İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ve 14 milletvekilinin hazırladığı Belediye Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülecek. Değişiklik teklifi, kanunun kentsel dönüşüm ile ilgili 73. Maddesi’ne odaklanıyor.
Değişiklik teklifine göre
Buna göre; belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilecek.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilecek alanın üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 ve en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususların takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisinde olacak. İmar Kanunu’nda belediyelere verilen yetkileri kullanmaya Büyükşehir belediyeleri yetkili olacak. Verilecek kamulaştırmanın aceleliği kararı Büyükşehir belediye meclisi tarafından verilecek.
Tek yetki büyükşehir belediyelerinde
Kanun teklifi, kentsel dönüşüm yetkisini tamamen büyükşehir belediyelerine veriyor. Kanun teklifi, kentsel dönüşüm kararlarına itiraz edebilecek ilçe belediyelerini de etkisizleştiriyor.
Devam eden davalar yeni kanuna göre değerlendirilecek
Kanun değişikliği teklifi kabul edilirse, daha önce kentsel dönüşüm projelerine karşı açılan ve sonuçlanmayan davalar, yeni kanuna göre değerlendirilecek.
Her yer rantsal dönüşüm alanı
Teklifte yer alan “imarlı imarsız, üzerinde bina olan olmayan bölgeler” ibaresi, büyükşehir belediyelerinin kendi sınırları içinde askeri alanlardan kamusal alanlara kadar her yeri kentsel dönüşüm alanı ilan edebileceğini gösteriyor. Değişik teklifinin kabul edilmesi, kentin istenilen bölgesi ya da parselinin rant bedeli ödenerek sahibinden alınmasının önü açılacak.
Kentsel dönüşüme yargı yoluyla itirazlar etkisizleştiriliyor
AKP’li belediyeler daha önce kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Dikmen, Mamak, Gebze ve daha birçok yerde halk muhalefetiyle karşılaşmış açılan davalar sonucunda kentsel dönüşüm projeleri iptal edilmiş ya da uygulanamaz hale gelmişti. Ayrıca, AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi daha önce AKP’li olmayan ilçe belediyelerinin sınırları içinde kalan kentsel dönüşüm projelerine ilçe belediyelerince itirazlar olmuş ve projeler durma noktasına gelmişti.
Topbaş ve Gökçek yasası
Kanun teklifi, ilk defa İstanbul’da 9 Eylül 2009’da meydana gelen sel sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından “özel bir kanun hazırlıyoruz” denilerek konuşulmaya başlanmıştı. Topbaş, kentsel dönüşüm projelerinin karşılaştığı yargı engelleri ve halk muhalefeti engellerinden şikâyet etmişti. AKP’liler, selden sonra Türkiye’de meydana gelen diğer sel ve depremlerin ardından kentsel dönüşüm projelerinin ivediliğinden bahseder olmuştu. 8 Mart’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, AKP’li büyükşehir belediye başkanlarıyla aynı şikâyetleri dile getirmişti.
Kanun değişikliği teklifi, haziranın ilk günlerinde gündeme geldi. Tekliften sadece 2 gün önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek, katıldığı “Büyükşehir Yönetimi Ulusal Kongresi”nde ilçe başkanlarının büyükşehir belediyeleri tarafından atanması gerektiğini söylemişti. Gökçek bu önerisini kentsel dönüşüm projelerinin önündeki “AKP’li olmayan belediyeler engelini” dile getirmişti. Öte yandan yasa teklifi Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kentin çeperinde, nazım imar planına göre korunması gereken açık alan niteliği taşıyan boş alanlarda, plan kararlarına ve plan onama kararlarına karşı açılmış davalarla aynı günlerde gerçekleşti.
kaynak: Sendika.Org