Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi: “AKP’nin hukuk dışı saldırıları, şiddeti son bulsun!”

Biz inisiyatif olarak kimyasal silahlar özelinde devletin şiddetine ve kolluk güçlerinin zor kullanım araçlarının yarattığı hak ihlallerine dikkati çekmek ve bunların yasaklanması için mücadelemizi yürütmeye çalışırken, genel seçim sonrası hala kurulamamış ve ne yazık ki saldırgan geçici hükümete bırakılmış devlet, ulusal ve uluslararası hukuku hiçe sayarak şiddetin dozunu, ölümleri ve işkenceyi bir adım öteye taşımıştır.

Temmuz 2015 toplumun muhalif kesimi için adeta bir siyasi soykırıma dönüştürülmüştür. İHD’nin raporuna göre 21-28 Temmuz arasında bir hafta içerisinde 41 kişi hayatını kaybetti ve 1034 gözaltı yaşandı: Suruç’ta Kobane’de yeni yaşamı inşa için emek vermek üzere SGDF’nin çağrısı ile toplanmış 31 genç arkadaşımız haince katledilmiştir! Katliam alanına ambulanstan önce TOMA’ların gitmesi, yaralılar hastanelere ulaştırılmaya çalışılırken polisin müdahaleleri, katliama karşı yapılmak istenen basın açıklamalarında yaşanan gözaltılar, işkenceler, kimyasal silah kullanımı ve kolluk güçlerinin yarattığı şiddet ortamı Suruç’ta yaşanan katliama geçici hükümetin bakışını ve bu katliamdaki rolünü özetler niteliktedir. Hem yasta hem isyandayız, öfkeliyiz!

Katliamın hemen ardından yürütülen gözaltı terörü, Günay Özarslan’ın ailesinin evinde polisler tarafından 15 kurşunla infaz edilmesi ve bu yetmezmiş gibi cenazesine izin verilmeyip Gazi Cemevi ve Mahallesinde 80 saat boyunca cana kast edecek şekilde saldırıya başvurulması 400 milletvekili isteyenlerin nasıl bir ülke yaratmak istediklerinin somut örneğidir. Bizler içeride ve dışarıda yaratılmaya çalışılan savaş ortamını kabul etmiyoruz. Halklar evlatlarını, kardeşlerini, dostlarını, yoldaşlarını toprağa vermek istemiyor! Halklar barış istiyor!

Devlet şiddeti son bulsun!
Bu şiddet ortamında kolluk güçleri her türlü işkence araçlarını keyfi şekilde kullanmaya devam ediyor. Biber gazı örneğin ırkçı bir saldırıda kullanılmıyor, devrimcilere, Kürtlere, kadınlara, lgbti’lere saldırılar olduğunda kullanılmıyor. Bu kimyasal silah ancak birilerinin iktidarını, erk’ini tehdit eden bir hareket olduğunda kullanılıyor. En temel insan hakkımızı kullanıp kendimizi ifade ettiğimizde, yanlışa yanlış, katile katil dediğimizde. Var olduğumuzda!

Kadın katillerinin, tecavüzcülerin iyi hal indirimleri, tahrik indirimleri alıp, tecavüzcüyü cezalandıranların müebbet aldığı; savaştan kaçan mültecilerin geçemediği ama yüzyılın en büyük karanlıklarından katil ve tecavüzcüler sürüsü IŞİD’in sınırdan geçerek Kobane’de katliam yaptığı; iş cinayetlerinde patronların bir de teşvik aldığı, devrimcilere dönük gözaltı terörünün, katliamların yaşandığı bir ülkede bu duruma üzücü bir şekilde şaşırmıyoruz! Şaşırmıyoruz ancak bu sistemin bu şekilde devam edemeyeceğini biliyoruz, değiştirme gücünün sokaklarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda olduğunun farkındayız.

Her zaman söyledik, bilimsel verilerle sempozyumlarla da “fazla elma yerseniz de sağlığa zararlıdır” diye açıklama yapan zihniyetlere anlatmaya çalıştık ki, biber gazı kimyasal bir silahtır, ölümcüldür ve yasaklanmalıdır.

Kimyasal Silahlar Sözleşmesine’ne göre ölümcül olmayan silahlar kategorisinde bulunan ancak birçok araştırma sonucu bu kategoride
olması doğru olmadığı belirtilmiş olan gösteri kontrol ajanlarından Türkiye’de de en sık tercih edilenler; 2-klorobenziliden malononitril (CS), oleoresinkapsikum (OC) ve kloroasetofenon (CN)’dur. CN diğerlerine göre daha toksik bir yapıya sahip olduğundan kullanımı azalmıştır. OC daha çok sprey halinde, plastik mermilerde zaman zaman da deriye daha çabuk nüfuz edebilmesi için TOMA suyuna karıştırılarak kullanılırken, CS gaz kapsülü veya el bombası şeklinde kullanılmaktadır. Göz yaşartıcı maddeler genellikle bir organik çözücü içerisinde çözünmüş olarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla toksik etkilerden bahsederken diklorometan, trikloroetan, metil izobütil keton, vb. gibi karsinojen etkileri bilinen çözücüler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Ölümcül olmadığı iddia edilmesine rağmen, son dönemlerde en büyük tartışma bu kimyasal silahların vücutta çok çeşitli organları hedefleyen etki mekanizmaları ve toksisiteleri üzerinedir. Bu etkin maddelerin akut klinik sonuçları ve olası komplikasyonlar bilinmesine rağmen, kronik sonuçlar, uzun dönem etkiler üzerine yeterli veri bulunmamaktadır. Ancak mevcut deneyimler, bu silahların kullanımında, gaz fişeğinin ateşli silah kullanımına ek olarak, kimyasal bileşiminin de özellikle solunum yolu hastalarında ölümcül sonuçlar doğurabileceğini; biber gazının neredeyse havadaki gaz karışımının bileşenlerinden birine dönüşmüş olduğu ve sürekli solumak durumunda kaldığımız dönemlerde çeşitli komplikasyonlarla hekimlere başvuran hastalar, bu kimyasal ajanların sağlığa zararlı olduğunu göstermektedir.

Sağlığa bir etkisi bulunmadığı iddia edilen ancak 2014 raporumuza göre Türkiyede en az 453 kişinin yaralanmasına ve 8 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan bu kimyasal silahın gaz fişeği yaralanması dışında onun kadar önemli sağlık sorunları yaratan toksik etkilerini etkin madde konsantrasyonu, süre, kullanılan çözücü, aerosol veya sprey şeklinde kullanım, maruz kalınan ortam, maruz kalan kişinin hastalık geçmişi gibi bireysel faktörler belirlemektedir. CS için literatürde belirtilen maruz kalan kişilerin %50’sinde ölümcül doz 25000-150000 mg.dk/m3’tür. OC için bu değer bilinmemektedir. Ayrıca Güney Kore’de Çin’den yasadışı kimyasallar getirterek kimyasal silah üreten ve kendi ülkesinde yasadışı üretim yaptığı için inceleme altında olduğundan kapatılmış olan ve birçok ülkeye satışlarının durdurulduğu DaeKwang’ın Türkiye’nin 2015’te en büyük biber gazı ithalatçısı olduğu ve Türkiye’ye henüz etkilerinin çok net olarak bilinemediği son kullanma tarihi geçmiş yüzbinlerce gaz fişeği satmış olduğu ve bunların kullanıldığı gerçeği, durumu daha da vahimleştirmektedir.

Evde, sokakta, işte, okulda şiddetle maruz kaldığımız bu işkence aracı ölümcüldür. 2015 yılının ilk altı ayında Türkiye de 24 ilde 102 gün kimyasal silah kullanıldı. Kolluk kuvvetlerinin müdahaleleri sırasında 8 i çocuk 8i polis olmak üzere toplam 187 kişi yaralandı.
Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi olarak bu kimyasal silahın yasaklanması, bugüne dek halkımızın hayatını kaybetmesine, uzvunu kaybetmesine, ruhsal ve fiziksel sağlığının bozulmasına, binlerce sokak hayvanının hayatını kaybetmesine sebep olanların yargılanması, devlet şiddetinin son bulması talebimizi yineliyoruz. Biber gazının doğru kullanılmasını değil yasaklanmasını istiyoruz. Yeni kurulacak hükümete ve meclise çağrımızdır: Biber Gazı Yasaklansın! Devlet şiddeti son bulsun!
Sınıfsız, sınırsız, savaşsız, renklerin hakim olduğu bir dünyaya olan inancımızla…

Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi