Antalya’da Kardelen Festivali’nin düzenlendiği sırada yapılan basın açıklamasında Manavgat Irmağı ve kolları üzerinde 29 adet HES projesinin yapılmak istendiği belirtilerek, “Sağlıklı, içilebilir nitelikteki sularımıza, dünyada eşi benzeri olmayan yaban geyiklerimizin yaşam alanlarına sonuna kadar sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bu alanlara sahip çıkmazsak HES projeleriyle, maden ocaklarıyla, beton santralleriyle kevgire dönecektir” denildi
Yusuf Yavuz’un haberine göre, Antalya’nın İbradı ilçesinde düzenlenen Kardelen Festivali için ilçeye gelen yöre halkının ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla düzenlenen ortak basın açıklamasında, Manavgat Irmağı ve kolları üzerinde 29 adet HES projesinin yapılmak istendiği belirtilerek, “Sağlıklı, içilebilir nitelikteki sularımıza, dünyada eşi benzeri olmayan yaban geyiklerimizin yaşam alanlarına sonuna kadar sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bu alanlara sahip çıkmazsak HES projeleriyle, maden ocaklarıyla, beton santralleriyle kevgire dönecektir” denildi.
İbradı Kardelen Festivali’nin açılış töreninin ardından Cumhuriyet Meydanı’nda yöredeki yıkım projeleriyle ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu’nun, yöredeki çeşitli sivil toplum örgütleri ve platformlarla birlikte yaptığı basın açıklamasında İbradı Belediye Başkanı Serkan Küçükkuru da bir konuşma yaptı.
Küçükkuru, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından kiralanmak istenen Altınbeşik Mağarası ve HES projesiyle gündemde olan Sinanhoca ve Ürünlü’ye sonuna kadar sahip çıkarak bunun için her türlü mücadeleye hazır olduklarını belirtti.
Dernekler ve muhtarlar HES’lerin iptalini istiyor
Ardından konuşan İbradı, Gündoğmuş ve Üzümdere’den sivil toplum örgütü temsilcileri ve köy muhtarları da yörede yapımı planlanan HES projelerinin iptal edilmesini istedi. Çok sayıda katılımcının yanı sıra, İbradı Yardımlaşma Derneği, Gümüşdamla Köyü Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği, Manavgat Gençler köylüleri, Üzümdere Dayanışma Derneği, Gündoğmuş’a bağlı Köprülü, Kayabükü, Ortaköy ve Balkaya köylüleri ile Gazipaşa Çığlık köylülerinin de destek verdiği basın açıklamasında konuşan Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu Sözcüsü Mimar Birsen Tanyeri, yöredeki HES projelerinin etkileri konusunda bilgiler aktardı.
HES yapılmak istenen bölge planda tarım ve orman alanı
Akseki’nin Sinanhoca ve Ürünlü mahalleleriyle İbradı’daki Melas Irmağı üzerinde Dedegöl Enerji Şirketi tarafından yapılmak istenen Sinanhoca HES Projesi için hazırlanan 5 binlik nazım imar planının Eylül 2015’te Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nce uygun bulunduğunu belirtti. Söz konusu planın amaç ve kapsamla ilgili bölümünde, HES için tahsis edilen 62 hektarlık alanın, bölgeyi de içeren 100 binlik çevre düzeni planında orman ve tarım arazisi olarak ayrıldığını kaydeden Tanyeri, “İlgili plan hazırlanırken kurumlardan görüşler alındığı belirtiliyor ancak alınan görüşler arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görüşü bulunmamaktadır” dedi.
‘Sahip çıkmazsak bölge kevgire dönecek’
Akseki Gümüşdamla (Zilan) ve Değirmendere’de 2, Sinanhoca’da 6, Manavgat Irmağı’nda 6, Üzümdere’de 2, Beşkonak’ta ise 13 olmak üzere Manavgat Irmağı ve kolları üzerinde toplam 29 adet HES yapılmasının planlandığını söyleyen Birsen Tanyeri, yörede inşa edilen HES projelerinin yarattığı yıkımlar ve hukuksuzluklardan örnekler vererek sürdürdüğü açıklamasında ayrıca şunları söyledi:
Sağlıklı, içilebilir nitelikteki sularımıza, dünyada eşi benzeri olmayan yaban geyiklerimizin yaşam alanlarına sonuna kadar sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bu alanlara sahip çıkmazsak HES projeleri, maden ocakları ve beton satrallarıyla adeta kevgire dönecektir. Sinanhoca ve Manavgat Irmağı üzerindeki tüm HES projeleri iptal edilmelidir. Bu mücadelede yer almak için illaki burada yaşamak gerekmiyor. Yurdumuzun neresinde olursak olalım, kurdun, kuşun yaşam alanlarına sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur. Hangi siyasi görüşten olursak olalım yaşam alanlarımıza sahip çıkma mücadelesinde bir araya gelmek zorundayız. Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformunun kuruluş ilkesi de budur. Selam olsun derelerini, ormanlarını, toprağını savunanlara! Biz buralıyız, başka gidecek yerimiz yok! Bu ülke hepimizin. Bu ülkenin tüm güzelliklerini, değerlerini, yarınlara atalarımızın bize bıraktığı gibi bırakmak hepimizin boynunun borcudur.
Kaynak: Sendika.Org