İzmir Serbest Mimarlar Derneği’nin düzenlediği bir sergide tacizle suçlanan mimar Tufan Arkayın’ın yer alması kadınların tepkilerine yol açtı. Kadın mühendisler, mimarlar ‘kadının beyanı esastır’ ilkesini hatırlattı.
Geçtiğimiz günlerde İzmir Serbest Mimarlar Derneği’nin (İzmir SMD) düzenlediği sergide, kendi ofisinde çalışan kadın iç mimara tacizle suçlanan ve soruşturma süreci başlatılan mimar Tufan Arkayın’a yer vermesi kadınların tepkilerine yol açtı. Kadın mühendis, mimar, şehir plancıları İzmir SMD’ye toplu e-posta atarak tepki gösterdi. İzmir SMD’ye yapılan ilk çağrı şöyle:
İzmir Serbest Mimarlar Derneği Yönetim Kurulu’na,
Geçtiğimiz haftalarda basına da yansıyan Arkayın Mimarlık ofisinde yaşanan taciz vakasını yakından takip ediyoruz. Yalnızca ülkemizde değil, dünyada da yükselen kadın hareketi bir taraftan kadınların hayatlarının tüm coğrafyalarda ne kadar zor olduğunu ama diğer yandan da kadınların ne kadar güçlü ve hayatlarına sahip çıktıklarını gösteriyor bizlere. Kadın hareketinin ilkesel bir bakışı vardır taciz, şiddet vakalarında, bu “Kadının Beyanı Esastır” ilkesidir!
Kadının beyanı esastır ilkesi şiddet gören/tacize maruz kalan kişinin, şiddeti beyan etmesi dahi güç olduğu için, kanıtlamakla da yıpranmaması için; suç ile itham edilen kişinin “suçsuzluğunu ispatlaması”nın gerekliliğinin altını çizen bir ilkedir.
Bu bağlamda, hem hukuk sürecinde hem de TMMOB Mimarlar Odası’nda bu kişi ile ilgili başlatılacak işlemlerin takipçisi olmakla birlikte tacize maruz kalan kişinin ve bu arkadaşımız nezdinde sürecin takipçisi tüm kadınların adalet duygusunu sarsmamak adına, Mimar Tufan Arkayın’ın “suçsuzluğunu ispatlayana dek” etkinliklerden uzaklaştırılması elzem bir noktada bulunmaktadır.
‘Vitra ile İzmir Merkezli Çağdaş Mimarlık Pratikleri’ konulu serginizde bu kişinin adını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hukuki süreci de devam eden bir vaka ortadayken, süreci hala devam eden ve “suçsuzluğu ispatlanmamış” adı tacizle anılmış bir kişinin eserlerini serginizde sergilemenin kadınlar nezdinde adalet duygusunu sarsacağı aşikardır. Sayın Yönetim Kurulunuzun bu durumu yeniden değerlendirmesini ve sergilerinizdeki isimleri seçerken daha özenli davranmanızı rica ediyoruz.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu da yazılı bir basın açıklamasıyla İzmir SMD’ye seslendi. İzmir İKK Kadın Çalışma Grubu’nun açıklaması şu şekilde:
Geçtiğimiz ay, İzmir’de mimarlık ofisi sahibi Mimar T.A. tarafından işyerinde çalışan bir kadın arkadaşımıza taciz olayı gündeme gelmiş ve tacize uğradığını iddia eden iç mimar arkadaşımız konuyla ilgili hukuk mücadelesini başlatmıştır. Konu hakkındaki haber ve röportajlar internet sitelerine konu olmuştur. Bu olay nedeniyle, işyerinde çalışmakta olan üç mimar da dayanışma amacıyla işlerinden istifa ederek, taciz olayından duydukları rahatsızlığı tepkileriyle ifade etmişler ve tacize uğrayan meslektaşlarının yanında yer almışlardır. Kadın arkadaşımız tarafından yargıya taşınan olayla ilgili hukuki süreç başlatılırken, kişinin üyesi olduğu meslek odasına yazılı olarak şikâyette bulunulmuştur.
Bu süreç devam ederken, İzmir Serbest Mimarlar Derneği’nin bir etkinliği olan ‘Vitra ile İzmir Merkezli Çağdaş Mimarlık Pratikleri’ konulu sergide söz konusu kişinin eserlerinin de sergilendiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Taciz olayına adı karışmış ve bir kadın tarafından olay beyan edilerek basında ve sosyal medyada yer almışken, bu kişiye sergide yer verilmesi, taciz olayının hafife alınmasına ve erkeği güçlendirerek kendisini bir aklama yolu olarak kullanılmakta, mağdur olanı da rencide etmektedir.Gerek basın gerek sosyal medya kanallarıyla ülke genelinde kadınların haberdar olduğu bu olayda, bizler de TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu olarak, üyemiz kadın arkadaşımızın yaşadıklarından haberdar olduğumuz andan itibaren olayın takipçisi ve tarafıyız.
Kadın arkadaşımızın karşı karşıya kaldığı taciz olayı, bize ülkemizde ve dünyada yükselen kadın hareketinin önemini ve gerekliliğini bir kez daha hissettirmiştir.
Bizim de esas aldığımız , “Kadının beyanı esastır” ilkesi; tacize maruz kalan kadının, bu olayı beyan etmesi dahi güç iken, kanıtlamak durumunda yıpranmaması için; suç ile itham edilen kişinin “suçsuzluğunu ispatlaması”nın gerekliliğinin altını çizen bir ilkedir.
Belirttiğimiz hassasiyet ve önem nedeniyle, Mimar T.A.’nın “suçsuzluğunu ispatlayana dek” mesleki etik açıdan kadınların adalet duyguları dikkate alınarak mesleki her tür etkinliğin dışında tutulması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu nedenle, üyesi de olduğu Serbest Mimarlar Derneği’nin ‘Vitra ile İzmir Merkezli Çağdaş Mimarlık Pratikleri’ konulu sergisinde çalışmalarının yer almasından rahatsızlık duyduğumuzu dile getiriyor ve arkadaşımızla dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyoruz.
Yaşasın Kadın Dayanışması!
İzmir SMD çağrılara kulak kapattı
İzmir SMD yapılan çağrılara karşı sergide herhangi bir değişiklik yapmadı. Kadın mühendislerin, mimarların mesajlarına ise ‘kadın beyanı esastır’ ilkesini yok sayarak cevap verdi. Bu ilkeyi yok sayan İzmir SMD cevabında hukuku tanıdığını iddia ediyor. SMD’nin e-postalara gönderdiği yanıtın tamamı şu şekilde:
İzmir Serbest Mimarlar Derneği, kadınlara uygulanan her türlü şiddet, taciz ve aşağılamanın karşısındadır. Derneğimizin hukukun üstünlüğüne inancı tamdır.
Bu doğrultuda herhangi bir Üyemize isnat olunan her türlü yüz kızartıcı suç sabit olduğunda, tüzüğümüzde yer alan en ağır cezanın uygulanacağının bilinmesini isteriz.
Saygılarımızla,
İzmir Serbest Mimarlar Derneği
Yönetim Kurulu
İşyerinde tacize karşı dayanışma hikayesi – Üç mimar ile röportaj
politeknik.org.tr