Kurulduğu günden bu yana ülkenin en değerli kamu kuruluşlarının, taşınmazlarının ve arazilerinin devredildiği Varlık Fonu Yönetim AŞ birinci yılını geride bıraktı. Sendika.Org Varlık Fonu’nun 1 senede neler yaptığını derledi. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından kurulan Varlık Fonu Yönetim AŞ, diğer adıyla Türkiye Varlık Fonu (TVF) 1’inci yılını geride bıraktı.
Şimdi Başbakan’dan cevap bekleniyor. İddia o ki, Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Bulut’a bir AudiA8 tahsis edilmiş. CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı bu iddianın açıklık kazanması için Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na dün yazılı soru önergesi verdi. Yarayıcı, piyasa değeri 850 bin TL olan bu aracın satın
Açıklama en yetkili ağızdan geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “müjde”yi Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni’nde verdi. Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) devreye sokulma nedeni, büyük ihalelerdeki teminat sorununun çözümüne katkı sağlayacak olmasıymış. Eximbank’tan sonra böyle bir adımın atılmış olması, yolu kolaylaştıracakmış. Kapalı ifadelerle ve geri sıralarda yer alsa da TVF ana sözleşmesinde,
Türkiye Varlık Fonu (TVF) geçen ağustosta kuruldu. Yetki ve imtiyazları hayli genişti. İstenen her tür kamu varlığının buraya devri mümkündü. Bu yüzden, kimileri “ikinci Hazine” dedi ona, kimileri de “ikinci Merkez Bankası”. AKP, “200 milyar dolar toplayacak” denilen TVF’yi, Sayıştay denetimi dışında bıraktı. Aslında hepten denetim dışında kalacaktı ama Meclis’te
Kaçak Saray’ın fiili yürütücüsü olacağı Varlık Fonu, tıpkı Hazine gibi, içeriden ve dışarıdan da borçlanmaya çıkacak. Böylece mevcutlar, yeni akıtılacak kaynakların yanında yeni borçlanmalarla Varlık Fonu’nda 200 milyar dolar dolayında kaynak birikmesi hedefleniyor. Hiçbir kamu denetimi olmadığına göre, fonun dünyada emsalleri bolca görülen türden yolsuzluğa, usulsüzlüğe bulaşması kaçınılmaz Darbe filan
Varlık Fonu’yla asıl amaçlanan ne, özelleştirmelerin sonu nereye gider? İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay ile torba yasayı, hükümetin OHAL ekonomi politikasını konuştuk. Akçay, “Bu yeni önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor” diyor. – Darbe girişimi sonrası hükümetin izlediği ekonomi politikası için yeni bir dönemden söz etmek mümkün mü? Tam olarak ne
TBMM’de pek çok yasal değişiklik gündemde. Yasal değişiklikler-düzenlemeler OHAL ile baş döndürücü hızla görüşülüyor. Düzenlemelerde sermaye için sınırsızlaşan yağma-talan, diktatörlük inşası, demokrasiye, halkın yaşam hakkına, güvenceli çalışma hakkına sadırı var. AKP-Saray iktidarı tarafından “Türkiye Varlık Fonu kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı” adı
Maden Mühendisleri Odası ve Jeoloji Mühendisleri Odası ortak bir açıklama yayımlayarak, “Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 31. maddesinin çalışma yaşamında mühendislerin emeğini ucuzlatmak, mühendisleri topyekun güvencesiz kılmak için çıkarılmak istendiğini açıkladı. Meslek odaları, yetkin mühendislik uygulamasıyla mühendislik diplomasını yok sayan, ücretli
Bugün, ülkenin kaderini belirleyecek önemdeki bir düzenleme Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak: Türkiye Varlık Fonu. Parlamento’nun laf olsun diye değil, gerçekten ciddiye alındığı koşullar altında, adamakıllı bir kanun tasarısı halinde gelmesi gereken bu düzenleme, AKP’li 16 milletvekilinin imzasını taşıyan “kanun teklifi” olarak komisyon önünde. Kanun teklifinin, tasarıyla kıyaslandığında, çok daha
AKP’nin TBMM’de görüşülen son Torba Kanun’a koyduğu bazı maddelere baktığınızda, Cem Yılmaz’ın canlandırdığı tiplemedeki repliği hatırlamamak imkânsız. O maddeye birazdan geleceğim ama önce vurgulayalım: Görünen gündemde, gözümüz kulağımız, kanlı darbe girişiminin sonuçları ve OHAL uygulamaları ile kuşatıldığından, geride kalan gündemi izleyip öğrenmeye zaman ve mecal kalmıyor. Bunların başında da son
Ülkede 15 Temmuz sonrası OHAL devam ederken, eş anlı olarak ekonomide ortaya çıkan çöküntülere yama yapma çabası izleniyor. Bu çabaların bir parçası olarak gündeme giren Ulusal Varlık Fonu ve zorunlu bireysel emeklilik taslağı önemli. Her ikisi de tüm çalışanları doğrudan etkiliyor ve her ikisi de benzer bir anlayışın farklı uygulama